|
|
Protokol yaptınız, işin başına geçtiniz ama Sabah'ı kaybettiniz!
Sayın Aydın Doğan; Biliyorum, konuyu Türk basınında pek alışık olmayan bir yöntemle sürdürüyorum. Eleştirilerinize anında aynı sütunda yanıt veriyorum. Sizi sevip sevmemek, sempatiyle yaklaşmak veya yaklaşmamak işimin bir parçası değil. Bir ekonomi editörü ve yazarı olarak Hürriyet ile Sabah arasındaki artık bıktırıcı hale gelen, rekabete endeksli olmayan ve makul eleştiri sınırlarını aşan tartışmaların, ekonomik arka planına odaklanıyorum.
Hayırsever faiz mi uyguladınız? Sabah'ın yönetimine gelmek ile yayın yönetmeni değişikliğini kastetmiyorum. O gün yaşananları "Parayı veren, düdüğü çalar" atasözü ile açıklamak mümkün. Avrupa Sabah'ın kapatılarak, isim hakkının size verilmesi, İstanbul Sabah, İş'te İnsan gibi ilavelerin kapatılması ve dağıtım ağının tamamen sizin kontrolünüze geçmesi, Sabah'ın desteğinize karşılık ödediği bir bedel değil mi? Sabah'ın boşalttığı her alan, sizin pazar payınızın artması anlamına gelmiyor mu? 36 milyon dolar verdiğinizi söylüyorsunuz. Destek dediğiniz şey, ağırlıklı olarak Sabah'ın elinde bulunan vadeli senet ve çeklerin bankanız Dışbank tarafından nakte dönüştürülmesi ve benzer teminatlar alınarak faizle borç verilmesi. Acaba bu işlemlere hangi faiz oranları uygulandı? Oranlar belirlenirken hayırseverlik mi yoksa ticari mantık mı etkili oldu? Doğan'ın yanıtları Sayın Yavuz Semerci, Bir süredir yazılarınızda şahsıma ve Doğan Grubu'na ait bazı iddialar ortaya atmaktasınız. İddialarınızı tek tek çürütmeden önce şunu açıkça ifade edeyim. Yazdıklarınız baştan aşağı yanlıştır. İddialarınızı tek tek cevaplandırıyorum:
Sabah'ın yönetimine gelmedik! İddia: Medya grubunun kurucusu ve sahibi Dinç Bilgin Etibank dolayısıyla sıkıntıya düştüğü süreçte Doğan Grubu bir protokol çerçevesinde Sabah'ın yönetimine geldi. CEVAP: Yalan. Doğan grubu bu süreç içinde Sabah Grubu'nun yönetimine asla gelmedi. Yaptığı tek iş, Sabah Grubu'nun yaşaması için destek vermekti. Gazete batmak üzereydi. Kağıt bulamıyordu. Personelin ücretini ödeyemiyordu. Kağıt temin edildi, personelin bir bölüm ücretleri ödendi. Sabah'ın bu zor döneminde sağladığımız finansal destek 36 milyon doları bulmuştur. O dönemde Sabah gazetesi yönetimi ile bunun dışında hiçbir ilişkimiz olmamıştır. Ayrıca şunu bilmenizi isterim ki, verdiğimiz paranın 5.5 milyon dolarlık bölümünü hâlâ tahsil edemedik. Bu parayı mahkeme yoluyla almaya çalışıyoruz.
Nakliye işini birleştirdik? İddia: Gerek ekonomik sıkıntılar ve yönetim zaafiyeti gerek Doğan'ın isteği ile BBD dağıtım işinden fiilen çekildi. CEVAP: Tümüyle yalan. Sözlerinizden o dönemde BBD'nin ortadan kalktığı gibi bir anlam çıkıyor. Sabah Gurubu dağıtım şirketi olan BBD'yi hiçbir zaman kapatmamıştır. Sizin de belirtmek ihtiyacı duyduğunuz gibi, tamamen ekonomik nedenlerle ve bizzat Dinç Bilgin'in de isteği ile nakliye işi birleştirilmiştir. Yani yapılan bütün iş, basılan gazetelerin aynı kamyonlarla satış merkezlerine gönderilmesinden ibarettir. Biz bugün de bunu yapmanın gerekli olduğuna inanıyoruz. Çünkü iki şirket tek kamyonla gidilecek aynı merkeze ayrı ayrı kamyonlarla gitmektedir. Kısaca her iki şirketin kamyonlarının bir bölümü boş gitmekte, bu da şirketlere ek yük getirmekte, dağıtım maliyetini yükseltmektedir. Nitekim nakliyenin ayrılması sonunda Sabah grubunun yılda 10 milyon dolar, Doğan grubunun da 3 milyon dolar ek yükü oluşmaktadır. Zaten iddianızın başına "Ekonomik sebepler" ve "Yönetim zafiyeti" ifadelerini koyma zorunluluğunu hissetmeniz, bu iddiayı kendinizin de inanmadan yazmak zorunda kaldığınızı gösteriyor.
Hangi Sabah'ı tercih edersiniz? Yazımda Bilgin Grubu'na ait dağıtım şirketi BBD 'fiilen dağıtım işinden çıktı' dedim. Yani kağıt üzerinde yaşıyordu. Dediğiniz gibi Dinç Bilgin'in onayı olmadan devreye girmeniz mümkün değil. Bilgin ile imzaladığınız protokolün size bu izni verdiği kanısındayım. Ayrıca cezaevi gündemiyle boğuşan Bilgin'in size itiraz edecek noktada olmadığı açık. O günlerde "hortum" haberlerine hiç yer vermemiştiniz. Gazete ve televizyonlarınızda, bazı yayınların Dinç Bilgin için ne anlama geleceğini sanırım herkes değerlendirebilir. Bilgin, bu gerçeği, "kendisine yönelik büyük bir tehdit" olarak algılamış olabilir mi? Dinç Bilgin'e bu gerçeğin hatırlatıldığını iddia edemem. Ama bu faktörün de yabana atılmaması gerektiğini vurguluyorum. BBD'nin dağıtım işinden çekilmesinde sadece sizin payınızın olmadığı ifadem ise bazı şeyleri inanmadan yazdığımı değil, gelinen noktada Bilgin Grubu'nun ve o günkü yöneticilerin de ağır pay ve kusurunun olduğunu vurgulamak içindi. Ama nedenler ne olursa olsun, sonuç değişmiyordu; Siz, Yaysat ile dağıtım tekeli kurma yolunda ilerliyordunuz. Ticari çıkarlarınız için kontrolünüzde güçsüzleştirilen bir Sabah'ı, başka güçlü guruplarla yoluna devam eden Sabah'a tercih edeceğiniz de bir gerçek.
Yarın: Doğan: Dağıtım komisyonları söylediğiniz oranlarda değil...
|