Asıl utanç, işgalin kendisidir!
Çocuklarınız bir gün bu resimleri önünüze koyacak ve soracaktır: Baba, bu resimler olmasın diye ne yaptın kendi çapında?" Çocuklarınız bir gün soracaktır yıllar geçtikten sonra bile? "Baba, harpte ne yaptın kendi katında?" Bir cevabınız olmalı başınızı dik tutacak... Varsa ne ala!.. Yoksa vay size, vaylar size... Amerikan ve İngiliz askerlerinin Irak halkına yaptığı insanlık dışı işkence ve tecavüzlere karşı çıkarken kullanılan söylemler bile ele verir herkesin -gizli- suç ortaklığını: "Iraklı savaş esirleri!.." Hangi savaş, kimin savaşı? Hangi esirler ve neyin esirleri? Bilmez misiniz ki ortada savaş filan yoktur... Yoktu! Yoktu... Hiçbir zaman da olmadı... Olup biten düpedüz bir işgaldi... Bir ülkenin yabancı güçler tarafından haksız ve insafsız işgali... İşkence gören Iraklılara "esir" sıfatını kondurmak da haksızlıktır bu bağlamda... Esirlik, tutsaklık!... Onun bile uluslararası "racon"u vardır herkesin uyması gereken... İki taraf savaşır, birisi kaybeder... Kaybeden tarafın askerleri esir alınır... Onların da haklarını koruyan ve kollayan "uluslararası konvansiyon"lar vardır... Birleşmiş Milletler filan... Irak'ta ne savaş vardır, ne de savaş esirleri... Apaçık bir işgal.. Ve işgalcilerin hiçbir hak-hukuk gözetmeden zulmettiği insanlar... Hepsi bu!...
Çocuklarınıza bu resimlerden "utanç" duyduğunuzu söylemeyin boşuna... Sakın ha!... İnanmayacaklardır... Çocuklar! İnanmayın babalarınıza!.. Üzgünüm, ama onlar bu resimlerin sessiz suç ortağıdır... Amerika'da, İngiltere'de, Türkiye'de ve dünyanın her yanında, bu haksız savaşa karşı çıkmayan, bu insafsız işgale baş kaldırmayan babalarınız; -üzgünüm ama- bu resimlerde işlenen işkence ve tecavüzlerin sessiz suç ortağıdır. Çünkü asıl utanç verici olan hala sürmekte olan işgaldir. İşkence ve tecavüzler, işgalin kaçınılmaz ve tabii sonucudur. O gün işgale karşı çıkmayanların; bugün tecavüz ve işkencelere karşı çıkma hakkı yoktur. Yoktur!..
Bugün bu resimler karşısında midesi bulananların, insanlık adına utanç duyanların ondan önce yapmaları gereken bir şey daha vardır. Tarihe karşı bir borçları daha vardır... Tarihe ve çocuklarına...
Geçen yılın ilk baharında... Amerikan askerleri -ellerini kollarına sallaya sallaya- bir ülkeyi boydan boya işgal ederken; gizlenemez bir sevinç ve saklanamaz bir hiddetle kameralara dönüp şöyle söylemişlerdi koro halinde: "Gördünüz mü yaptığınızı savaş karşıtları? Ey vizyonsuzlar, ey yeni dünyayı algılayamayan ufuksuzlar! Treni nasıl kaçırdığımızı gördünüz mü? Şimdi nasıl alacağız bakalım Amerika'nın gönlünü?.." Böyle konuşmuşlardı. Etkili de olmuşlardı... Kaçırıldığı söylenen treni bir vagonundan yakalayabilmek ve Irak'a geç de olsa asker gönderme fırsatını bulabilmek için "İkinci Tezkere"nin zeminini böyle oluşturmuşlardı. Şimdi herkes sus-pus!.. Önce terör, sonra artan direnişin Irak'ta yarattığı cehennem ve şimdi de "utanç fotoğraflar"ı... Susmak bu kadar kolay mı? Siz sussanız arşivler konuşmaz mı? Sormaz mı çocuklarınız "Baba harpte ne yaptın" diye "sual" zamanlarında?.. Bush da, özür dileyecekmiş Arap halklarından!.. "Söz! Bir daha olmayacak böyle şeyler!" diyecektir besbelli... "Kötü askerlerin işgali"nden, "iyi askerlerin işgali"ne geçilecektir Dicle kıyılarında... "Siz" de gönlünüzü "ferah" tutun artık!.. Ya da... En iyisi... Siz "siz" olun, bir daha çocuklarınıza sormadan saf tutmayın kıyamet zamanlarında!..
|