|
|
Önce doktor, sonra anne oldum
Türkiye'de 6 bin aileyi çocuk sahibi yapmayı başaran Doç. Dr. Semra Kahraman, tüm bunlar için kendi çocuklarından fedakârlık istediğini söylüyor. "Hayatta her şeyin bir bedeli var, biz ailece bunu ödedik" diyor.
Doç. Dr. Semra Kahraman'ın adını özellikle kısır çiftler çok iyi bilir. Çocuk sahibi olma özlemi çeken ailelerin büyük bir kısmı da, onun kapısını çalar. Dile kolay, bugüne kadar 6 bine yakın kadına anne olmanın mutluluğunu yaşatmış, Memorial Hospital'da, 65 kişilik tüp bebek ekibinin başında, günde onlarca çifte yardımcı oluyor.
HERKES FEDAKARLIK YAPTI İyi doktor ve başarılı bilim kadını gibi unvanlarının yanı sıra, Semra Kahraman'ın bir de anne kimliği var ki, onu yalnızca kızı Merve ve oğlu Mert biliyor. Bu noktaya nasıl fedakârlıklar yaparak geldiğini anlatırken, aslında tüm ailece fedakârlık yaptıklarını söylüyor. Kahraman ailesinin içinde bu durumdan hoşnut olanlar da var, hoşnut olmayanlar da... 14 yaşındaki Mert, "Annem keşke ev kadını olup, hep yanımda dursaydı" diyor. Belli ki, hep hastalarıyla paylaşmak zorunda kaldığı annesini hâlâ özlüyor. 17 yaşındaki Merve, "Annemi hastalarıyla izleyince daha iyi anladım. Bizim ev hayatımızı giderek daha iyi kabulleniyorum" diyor. Ve eşi Dr. Süleyman Kahraman "Onunla her zaman gurur duydum" diyor. Dört kişilik Kahraman ailesi, Arnavutköy'de bir yalıda oturuyor. Bu nefis manzaralı, büyük evdeki aile düzeni, aslında bildiğimiz geleneksel alışkanlıkların dışında. Mesela, anne Semra Kahraman olunca, evin en az kullanılan alanı mutfak oluyor. Semra Kahraman; "Geçen gün sabah kahvaltısı hazırladım, Mert çok şaşırdı. Çünkü hayatında bir ya da iki kez karşılaşmıştır böyle bir durumla. Ancak çok hoşuna gittiğini fark ettim. Aslında sürekli onun yanında olan bir anne modeline özlemi var" diye anlatıyor yaşamlarını. 14 yaşındaki Mert'in annesine karşı son derece içten beklentileri var. Çünkü annesi ona 5.5 aylık hamileyken burs sınavlarına katılmış. Mert,doğduktan 20 gün sonra, annesi ile yolları bir yıllığına ayrılmış. Annesi kazandığı burs nedeniyle Norveç'e ihtisas yapmaya gitmiş. O yıllarda üç yaşında olan Merve, babasıyla birlikte Ankara'da yaşamış.
BUGÜNKÜ AKLIM OLSA... Semra Kahraman, "O dönemde bu konuları hiç düşünmedim. Benim için zor bir karar değildi, ideallerim vardı. Ancak anne de olmak istiyordum. Çocuklarım oldu, fakat anneliğin tadını tam olarak yaşayamadım. Halbuki kadınların bu duygularını ertelememesi gerektiğine inanıyorum. Ben ne Mert'i, ne de Merve'yi emziremedim. Merve üç aylıkken hastaneye geri döndüm. Mert'i ise, doğduktan ancak bir yıl sonra tekrar görebildim. Bugünkü aklım olsa, yine aynı şekilde davranır mıydım, bilemiyorum" diyor.
Çocuk Esirgeme Kurumu'na gittim Belki de, içindeki çocuk özlemini tam olarak yaşayamadığı için, Dr. Semra Kahraman birkaç yıl önce Çocuk Esirgeme Kurumu'na gitmiş. "İçimde bir ukte olarak kalan 'çocuk büyütme, yetiştirme' duygusunu bu kez yaşayabilirim diye bir evlat edinmek istedim. Ancak, bize başvuran çiftlerden biriyle orada karşılaşınca utandım. Evlat sahibi olmanın onların hakkı olduğunu düşündüm ve kendi duygumun şımarıklık olduğuna karar verip, vazgeçtim" diyor ve ekliyor: "Kısırlık sebebiyle hayatları zedelenen insanlara, anne baba olabileceklerini açıklamak harika bir duygu ama olamayacaklarını söylemek beni üzüyor."
ESRA TÜZÜN Haber Merkezi
|