Bakan Unakıtan, tüketici kredilerindeki patlamanın cari açığı artıracağı yönündeki endişelere katılmadığını belirterek "Ekonomi mecrası içinde sürüyor" dedi.
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, tartışmalara neden olan tüketici kredileri için şu anda alınması gereken bir tedbirin söz konusu olmadığını söyledi. Unakıtan, "Ekonomi kendi mecrası içinde sürüyor. Her şey gayet normal. Tüketici kredilerinde zaman zaman fazlalıklar olabilir. Vatandaş artık önünü görmeye başladı. 'Aman tüketici kredileri çok fazla oluyor. Dolayısıyla cari açık çok olacak, şu olacak bu olacak' diye endişeye gerek yok. Yıl içinde konjonktürel bazı neticeleri alıp bunu bütün yıla teşmil etmek yanlıştır" dedi.
GEREKTİĞİNDE KARAR ALIRIZ Unakıtan, faiz ve kurda gözlenen dalgalanma sürecini ise "Telaşa kapılacak bir şey yok. IMF de böyle diyor" sözleriyle yorumladı. Unakıtan, şöyle devam etti: "Irak savaşı öncesinde de gerek kurlar gerek faiz, gerekse enflasyon artmış ve arkasından 'bunlar hedefleri tutturamaz' denmişti. Biz hükümet olarak, gerek programı, gerekse piyasanın davranışını gözardı etmiyoruz. Gelişmelere hassasız. Gerektiğinde karar alabileceğimizi, en köklü düzenlemeleri yapabileceğimizi de geçmişte piyasalar gördü. Kimsenin tereddüdü olmasın."
GEREKLİ DÜZENLEMELER YAPILDI Son yıllarda kamu maliye sistemi ve kontrol mekanizmasının modernize edilmesi, uluslararası standartlara uyumlu hale getirilmesi için, hızlı ve yoğun çalışmalar yapıldığını vurgulayan Unakıtan, bütçe fonları ve döner sermaye fonları sayısının azaltıldığını bildirdi. Kamu mali sisteminin önemine işaret eden Unakıtan, şöyle konuştu: "Geçmişte yaşanan krizler, sağlam, esnek ve çağdaş bir kamu mali sistemine sahip olmanın, ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Geçmişte devletten kopuk bir harcama politikası izlenmesinin, kamu hizmetlerinin yürütülmesinde önceliklere uyulmamasının, gereksiz harcamalar yapılmasının ülkeyi önemli bir borç stoğu ve reel faizler ile karşı karşıya bıraktığı herkesin malumudur. Amacımız kaynaklarımızla uyumlu olarak, hizmet önceliklerine dayalı, başta sağlık, eğitim ve adalet olmak üzkere ulusal kalitesini artırmaya ve alım gücündeki sosyal sınıfları güçlendirmeye yönelik bir harcama politikasını izlemektir. Nitekim 2003 ve 2004 bütçelerinde sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlere ayırdığımız paylar dikkate değer bir artış göstermiştir.''