| |
Bu gömleği giyer misiniz?
Dün Beyoğlu'ndaki iki sergiyi gezdim. İlki Aksanat'taydı. '14/18' adlı serginin 'küratör'lüğünü, yani sanatsal-kavramsal düzenlemesini Ömer Uluç yapmıştı. Bahadır Baruter ve Ramize Erer gibi karikatür dünyasından tanıdığımız isimlerin varlığı sergiyi benim için daha da ilginç kılmıştı. Ben elbette bir sanat eleştirmeni değilim. O yüzden ilgimi çeken bir iki noktayı belirtmekle yetineyim:
*** - İrfan Önürmen'in 'Yeşilçam' adlı çalışmasını sevdim. Sanatçı 'billboard' büyüklüğünde 4-5 parça tüller almış. Sevişen kadınla erkeği bu tüllerin üzerine öyle bir resmetmiş ki... Tek bir tül bir şey ifade etmiyor. Ama tülleri art arda dizince görüntü ortaya çıkıyor. - Ertuğrul Sönmez ise artık birçok yerde karşımıza çıkan 'Bodyguard'ları konu edinmiş. Kapıdan girince hemen sağda onları görüyoruz. Gerçek insan boyutundalar. Biri yeşile ('Geç'), diğeri kırmızıya ('Dur') boyanmış! Fikir çok iyi. Ancak ben olsaydım bu iki figürü sağa değil, girişin tam karşısına yerleştirirdim. Böylece güvenlik cihazından geçen ziyaretçi, onlarla burun buruna gelir ve yönünü değiştirmek zorunda kalırdı. - Memo Tembelçizer'in (ne ilginç bir soyadı!) 'isimsiz' 'kabartma karikatürü' de çok çarpıcı. Buraya fotoğrafını alıyorum. Beyoğlu'nun karmaşık dünyasını gayet iyi yansıtmış. - Bir de eleştiri: Sergiyi anlatan, Ömer Uluç'un niye böyle bir düzenleme ve tercih yaptığını açıklayan sadece tek sayfalık bir broşür bastırılsaydı iyi olurdu.
*** Diğer sergi ise Garanti Bankası'nın galerisindeydi. Reklam sektöründen de tanıdığımız, usta grafiker Bülent Erkmen'in 'Son İşler'i... - Eskiden 'tasarım' ikinci planda kalırdı. Bir ürünün kullanım (fayda) ve değişim (fiyatı) değeri önce gelirdi. Artık ürünün biçimi, ambalajı, dizaynı başlı başına bir değer haline geldi. Sadece "güzel, şık, havalı, değişik, çarpıcı, ilginç, tuhaf" diye bir şeyi satın alabiliyoruz. Yani 'sembolik' olan diğerlerine üstün gelebiliyor. Bülent Erkmen'in çalışmalarında bu yön iyice ortaya çıkıyor. - Serginin ilginç nesnelerinden biri de Erkmen'in "Bil's" gömlekleri için tasarladığı, bir yakası kısa, diğeri uzun gömlekti. Bize uymaz elbette ama gecenin elektronik müzikle başlayıp 'Zalim'le noktalandığı 'in' mekanlarda 'freak'leşmek isteyenlere öneririm.
Kıssadan hisse: Boş vermeyin, rast geldiğinizde sergileri gezin. Oralarda işiniz, eviniz, ödeviniz, giysileriniz için yeni fikirler bulabilirsiniz.
|