kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Kenan Onuk @ SABAH
 

Fazıl Say'ın Mozart yorumu

Mozart 35 yıllık kısacık ömrüne tam 623 eser sığdırmayı başarmış.

Mozart'la ilgili yazılacak o kadar çok anektod var ki... Değerli piyanistimiz Fazıl Say'ın "Uçak Notları" adlı kitabının, Mozart'la ilgili bir bölümünü aktarmak istiyorum, bu hafta...

Bilindiği gibi "alla turca" denen stil, 18. yüzyıl Avrupa'sında pek modaydı. 1683'teki bizim 2. Viyana Kuşatması öyle izler bırakmıştı ki, Viyanalısı, Avusturyalısı ve giderek Avrupalısı, mehter müziğinin heybetini, gümbürtüsünü unutamamıştı. Müzikle "yüreklere korku salmak" işte bu kadar olur! Viyana'da bugün bile çocuklara "yaramazlık etme, Türkler geliyor" denir.

18. yüzyılın başlarından beri, Avusturyalı, Alman, Fransız ve çoğu İtalyanlar'ın olmak üzere, "Türkler"i konu alan 150 dolayında opera ve bale eseri yazılmıştır. Bu eserlerin hep "ürkütücü" temalara yöneldiği sanılmasın. Olaylar soğuyup Avrupalı bu işe olgunlukla bakınca "Türk" figürü, merhametli, sevecen, bağışlayıcı, şefkatli bir karaktere dönüşmüştür. Özellikle Mozart'ın operalarında Asyalı ve Avrupalı, Doğulu ve Batılı, Müslüman ve Hıristiyan, kadın ve erkek, herkes, sadece kanlı canlı değil, duygulu ve duyarlı birer "insan"dır. Hatta Mozart, bu insanlar arasındaki eşitliği vurgulayabilmek için "Doğu insanı"nı yüceltmiştir. Bu anlayışın kaynağı, Lessing, Rousseau ve Montesquieu'ya kadar uzanır.

Çalgı müziğinde ise "alla turca" modasının rüzgarında Mozart'ın yaklaşımı, Avrupalı'ya çarpıcı gelen ritimleri ve Asya tınılarını kendi yaratıcılığına göre incelikle değerlendirmek olmuştur. Bir keman konçertosunda davullar ve ziller düşünebiliyor musunuz? Mozart bunu bile yapmıştır.

Ünlü piyano sonatının "Rondo Alla Turca" (Türk Marşı) bölümünde, mehter müziğini öznel, ama bence çok doğru bir esintiyle yansıtmıştır. Benim "Mozart" diskimde yer alan bu sonatı yorumlarken davul vuruşlarını özellikle duyurmak istedim. Bu ritim, sol elde sürekli aynı vurguları yineler. "Kuşatma"nın tantanasını birazcık yaşatmak iyi olur gibime geldi. Viyana kapılarındaki bunca mehter takımı, gece gündüz boşuna mı gümbürdedi? Burada bir ayrıntıya değineyim: Mozart'ın "Türk müziği"nden anladığı ile bizim halk müziğimizin ya da saray müziğimizin hiç ilgisi yoktur. Mozart için "Türk Müziği", mehter müziğinin yeri göğü inleten kasırgasıdır.

Birkaç yıl önce, Salzburg Festivali'nde "Saraydan Kız Kaçırma" operasının ilginç bir temsili yapılmıştır. Sanıyorum yönetmen Filistinli'ydi. Orkestrada bizim geleneksel çalgılarımız kullanılmış, bu değişik orkestranın yarattığı ses renkleri çok beğenilmişti. Opera dünyasında yankılar uyandırmıştı temsil. Ben de aynı görüşteyim: Gerçekten özgün bir yapımdı, başarılı bir deneyimdi. Çünkü eserin atmosferine uygun düşmüştü bu ses renkleri...

35 yıllık ömrüne, kısacık ömrüne tam 623 eser sığdırmıştır Mozart. Yaratıcılığı otuz yılı kapsar. Çünkü doğduğu günden beri değil, beş yaşında başlamıştır yaratmaya. On üç yaşına kadar yazdığı eserler (ilk 80 eser), "çocukluk dönemi" parçalarıdır. Demek oluyor ki asıl yaratıcı dönemi, yirmi iki yıllık bir zaman dilimini kapsıyor.

İnanılır gibi değil! 22 opera, 41 senfoni, missalar, konçertolar, serenatlar, oda müziği eserleri, sonatlar, lied'ler... Piyano için 26, keman için 5, flüt, klarnet, fagot, korno için 10 konçerto... dile kolay! Çeşitli çalgılar için 100'e yakın sonat ve "sonatin", tonlarca oda müziği eseri (duolar, triolar, kuartetler, kentetler, sekstetler), korolu parçalar, divertimentolar, çeşitlemeler, danslar, menuettolar, konser aryaları, dinsel eserler ve dev gibi bir "Requiem"! Saymakla bitecek gibi değil. Bütün bunlar yirmi küsür yılın işi!

Bir yerde okumuştum: Eğer bir nota yazımcı, haftanın beş günü ve günde sekiz saat Mozart'ın eserlerini yazmaya kalkacak olsa 25 yıl gerekirmiş!

Albert Schweitzer, onun için şöyle demişti:
"Bütün dahiler göklere uzanır. Mozart ise gökten inmiştir."

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kamelyalı Kadın'ın öyküsü   / 10-04-2004
 Büyük konser salonlarına ihtiyacımız var   / 03-04-2004
 Goldberg Çeşitlemeleri'nin öyküsü   / 27-03-2004
 Dev bir opera daha   / 20-03-2004
 En güzel hediye   / 13-03-2004
 Cazda iki yeni albüm   / 06-03-2004
 Genç bir piyanisti dinlerken   / 28-02-2004
 Bir büyük opera daha: Il Travatore   / 21-02-2004
 Giselle Balesi   / 14-02-2004
 Fazıl Say'ın Mozart yorumu   / 07-02-2004
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
AYŞEGÜL ALDİNÇ
Yazınızı nasıl alırdınız bugün?
Bazı insanlar hiç...
Tarantino'dan seçmeler
Tarantino'dan seçmeler
Quentin Tarantino'nun filmlerine meraklı olanlara "Bilgi'de Sinema"...
Ajanda
Ajanda
İstanbul Kültür Sanat Festivali'nin düzenlediği film festivalinin...
Eski bir Ankara evi yeniden hayat buldu
Ankara'nın sosyoekonomik yapısına uygun, sıcak ve sade bir mekan olan...
Sarayda beş yıldızlı yemek
Çırağan Oteli içindeki Tuğra Restoran'da Osmanlı mutfağının...
Gençliğin tehlikeli takıntısı solaryum
Bronz bir tene kavuşmayı tercih edenlerin sıraya girdiği solaryum salonları,...
Türkiye bitki cenneti
Bitki uzmanı Hüseyin Kemal Çağın, şifalı bitkilerden yararlanmak isteyenler...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.