| |
|
|
Anlaşılması zor olan konu
Her yıl zaman, zaman "aynı konu, aynı soru" gündeme gelir? "Demirel siyasete mi dönüyor?" - Dönüyor musunuz sayın Demirel? - Cumhurbaşkanlığını bıraktığım gün ne söylediysem, oradayım. - Öyleyse bu sözler nereden çıkıyor? - Bilemem... 4 yıldır, buradayım... Yılda 20 bin kilometre gezdim... Yılda 20 bin kişiyle konuştum... Üniversite zeminlerinde bulundum... Yılda 150'ye yakın mülakat verdim... Dış ülkelere gittim.
Gerçekten de Demirel'in "günleri" dolu. Dün eski milletvekillerinden Işılay Saygın'la da konuştu, Metin Musaoğlu ile de. Tarsus'tan gelen Yaşar Bayboğan'la, oğluyla, geliniyle de. Ve "bazı mülakatlar" verdi. Örneğin Arı Koleji 10. sınıf öğrencisi Mert Özcan, okul gazetesi için "Demirel'le röportaj yaptı." Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı öğrencilerinden Eylem Yılmaz ile İpek Arıoğlu da. Ve daha "pek çok görüşme."
Demirel: - Tabii bazen "ne oturuyorsun, kalk" diyenler de oluyor... Mektup yazıyorlar... Dön diyorlar. - Yanıtınız? - Yeniden siyasi parti etkinlikleri içinde yokum... Kendi kurduğum partinin hiçbir işine karışmadım... Ama Türkiye şartları şu veya bu şekilde görev yapmamı icabettirirse, ki inşallah ettirmez, gözüm görüyor, elim ayağım tutuyor, kulağım duyuyorsa, ne haliniz varsa görün diyemem.
Bu cevap "yeterince" açık mı, değil mi? "O yana, bu yana" çekilebilir mi? Demirel "daha net" konuşamaz mı? Baba: - Padişah 3. Mehmet der ki: Devran her zaman istendiği gibi dönmez... Yani dünyanın bin türlü hali var... Benim yaşıma gelen insanın, buna inanması lazım... Görev düşerse varım... Ama siyah, beyaz sentezine alışmış kafalar, beni zorluyor. - Ne diye? - Ne zaman görev düşer diye... İnşallah hiç düşmez... Anlaşılması zor insan değilim... Ama konu anlaşılması zor konu.
|