|
|
Delikanlılığın kitabına krem bulaşırsa...
Kozmetik reklamcıları "metroseksüel erkek" tartışmalarını ellerini ovuşturarak izliyor
Sanayi Bakanımız Ali Coşkun'u bilirsiniz. Açık saçık kozmetik reklamlarına tepkisiyle geçtiğimiz günlerde adından sıkça söz ettirmişti. Coşkun, katıldığı bir kozmetik fuarında ise son günlerin tartışmalı konusu "metroseksüel erkekler" e ilginç bir yorum getirdi. Sayın Bakan, "Onlara saygı duyarım, Yani bir 'ayol' demediğim kaldı" dedi. Sanırım, "kent yaşamı süren, bakımlı ve dış görünümüne özen gösteren erkek" anlamına gelen bu sözcüğü "farklı" algılamıştı! İyi ki, gazetecilerden biri Bakan'a "Siz de metroseksüel misiniz?" diye sormadı. Yoksa vay haline...
Televizyon reklamcıları ise son aylarda Türk insanının güzellik ve bakım tutkusunu yeni keşfetmiş görünüyor. Bu konuda AGB Anadolu Araştırma ve Reyting Ölçümleme Şirketi'nin bülteninde yer alan TGI tarafından yapılmış ilginç bir araştırmaya rastladım. Buna göre kadınlar, bakım ve güzellik listelerini tamamlamanın telaşını yaşarken, erkekler ise bu masrafı karşılamak için "fazla mesai" yapmaktan henüz güzelleşmeye fırsat bulamıyorlar. Şimdilik, şifoniyerlerin bir çekmecesi erkeklerin bakım ürünlerine ayrılmış değil. Ama -Bakan Coşkun'a rağmen- bu konuda önemli bir "potansiyel" var. Kozmetikçiler metrosekseüllik konusunda süregelen tartışmaları ellerini ovuşturarak izliyorlardır herhalde. Kadınların büyük çoğunluğu ayna karşısındaki yansımalarının derdine düşerken, erkekler ise karşı cins tarafından beğenilmeyi, kadınlardan yüzde 15 daha fazla ciddiye alıyorlar. Özetle; kadınlar aynalara, erkekler ise "tribünlere" oynuyor. Araştırmanın bir başka ilginç sonucuna göre kadınlar 30 yaşını aştıktan sonra bu arenadan çekiliyorlar. Yani reklam verenler ve ajanslar, tersi gibi görünse de aslında 30 yaş öncesi kadınları etkilemeye çalışmak zorundalar. Kadınlar 30 yaşlarından sonra gürültüden sükunete, hızdan yavaşlığa, sokaktan eve, dıştan içe doğru yol almaya başlıyorlar. Bu araştırmadan kozmetikçilere çıkan ders; kadınların imajlarıyla bir yaştan sonra ilgilenmedikleri. Kim bilir belki de baş edemediklerinden...
Bu nedenle, en azından şimdilik gösterinin başrolü genç kadınların. İkinci ders ise erkeklere: Her ne kadar siz, kalabalıkta fark edilmeye, kadınları etkilemeye çalışsanız da, çaresi yok. Bu oyunda kadınlar fazlasıyla kendileriyle meşguller. Yani dikkati çekmek için kadınların 30 yaşlarına gelmelerini beklemek zorundasınız... Peki bu araştırmadan kadınlara çıkan bir ders yok mu? Varmış ama yazmamışlar. Nasıl olsa kadınlar kendi bildiklerini okur diye...
|