|
|
MGD gecesinden çok özel notlar
Jüri üyeliği artık ruhuma işledi. Perşembe akşamı "ekstra"ya gittim!
Malum, yoğun mesaimize bir de "Akademi Türkiye" jüriliği eklendi. Ve bu jürilik olayı üzerime fena halde yapıştı. Manavdan domates alırken bile, "Önce şunların bir performanslarını görelim. Kabukları rahat soyuluyor mu bakalım?" diyorum. Manav şaşkın bakışlarla beni süzüyor. İkinci soruda ise iyice afallıyor: "Kes bakalım şunu ortadan ikiye, çekirdekleri gerçekten kırmızı mı? Malum, bir şarkı var ya hani, 'domatesin çekirdeği kırmızı, kırmızı' diye... Aldatılmış olmayalım yani..." Geçen Perşembe akşamı ise "ekstra"ya gittim!
Magazin Gazetecileri Derneği, 11. Altın Objektif Ödül Töreni'nde beni de jüri üyesi olarak görevlendirmiş. 4 saat boyunca, bangır bangır bağıran bir hoparlörün önünde hiç kıpırdamadan butonlara basarak, oylama yaptım. Gece başladığında MGD üyesiydim. Bittiğinde yine MGD üyesi. Ama bu kez Malul Gaziler Derneği... Bu arada MGD Başkanı Nurettin Soydan ve yönetim kurulundaki arkadaşların da hakkını teslim edelim. Tıkır tıkır işleyen, canlı, dinamik ve adil bir organizasyonun altına imza attılar. Ali Kırca, "Kim Haklı"ya yetişmek için geceden erken ayrılmak zorunda kaldı. Giderken de bana vekalet verdi: "Eğer bana ödül verirlerse, sen al" dedi. Kırca daha önce 6 kez bu ödülü almış. Meslektaşlarının kıskanç bakışları arasında 7'incisini almak, tehlikeli bir sahne olduğu için "dublör" kullanmak niyetinde galiba! İkinci kez sahneye çıkıyorum. (Birincisinde kendi ödülümü almıştım) Yıllardır hep kameranın gözüne bakıp, "Hayatı paylaşmak için" demeyi hayal etmiştim. İşte sonunda fırsatı yakalıyorum: "Ali Kırca canlı yayın için az önce aramızdan ayrılmak zorunda kaldı. 8'inci ödülü almak üzere seneye yine burada olacak. Hayatı paylaşmak için..." diyorum. Alkış, kıyamet... Ali ağabey boşuna her akşam tekrarlamıyormuş. Bu lafta bir sihir var demek ki!..
|