|
 |
|
 |
 |
İtalya arkadaşım Türkiye annem
|
|
İtalya'nın tek görüntülü cep operatörü yöneticisi olan 28 yaşındaki Kubilay Yurtsever için Türkiye bir başka,"Tabii ki döneceğim" diyor.
Milanolu Türkler arasında, genç yaşına rağmen, geldiği pozisyon, ağır oturaklı düşünceleri ile beni şaşırtan bir Türk Mühendis de var. İtalya'nın tek görüntülü cep telefonu operatörü (görüntülü multimedya operatörü) "3" de proje yöneticiliği yapan mühendis Kubilay Yurtsever, Milano değil Avrupa'daki başarılı Türklere örnek gösterilebilecek bir insan. Söyleşi boyunca düşünceleriyle soyadına uygun bir kimlik taşıdığını da ortaya koydu.
AVRUPA'YLA REKABET Enerji ve taşıma alanında faaliyet gösteren, Hong Kong orijinli dünya devi "Hutchison Whampoa" şirketinin kurduğu "3"de yaklaşık 2 yıldır çalışıyor. Cep telefonlarında en son teknolojiyi, 3. jenerasyonu temsil eden Videofon şirketinde proje yöneticisi olma başarısını göstermiş. Modern ve açık zihniyetli olarak tanımlayabileceğim Yurtsever, eğitimini Türkiye'de almış. Bu da bir kez daha Türkiye'de verilen eğitimle insanlarımızın Avrupa'da rekabet edebileceğinin bir kanıtı: "Ankara'da TED Koleji'nden mezun olduktan sonra ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği bölümünü bitirdim. Aselsan'da 1.5 yıl çalıştıktan sonra Avrupa tecrübesi arayışına girdim. İtalya'ya gelişim kaderin oyunu diyebilirim. Gazete ilanı ile başvurduğum, İtalyan-Amerikan ortaklığı olan Page Europa şirketi ile 1 yıllığına çalışmak üzere İtalya'ya geldim. Bir yıl sonunda Türkiye'ye dönecektim. Ancak yardımcı olmam gereken otomatik test tasarımı ile ilgili grupta lider olunca İtalya'da kaldım." Bu sözler kariyerinin yükselişini yeterince açıklıyor.
HAMASETE KIZIYOR Yurtsever'e bu süre içinde neler yaptığını sorduğumuzda aldığımız yanıtlar hiç de sıradan değil. Yine o sakin ve acelesiz konuşması ile "NATO'nun Kosova'ya müdahalesinde kullandığı uydu üzerinden mobil haberleşme sistemini kurdum. Telefon sistemi olmadığı için Kosova'daki NATO birlikleri için taşınabilen bir sistem hazırladım ve bu şekilde iletişim sağlandı" diyor. Bunu da normal bir şey gibi anlatıyor ki... Sohbetimiz esnasında başarılı işlere imza atmasına rağmen bunları çok şık bir normallik içinde anlattığını görüyorum. Tahammül edemediği tek şey hamaset. Tasarılarını gerçeğe dönüştürebilen bir mühendisin hamasi edebiyata tahammülsüzlüğünü anlamak zor değil. Tecrübelerini anlatırken "Artık dünyada harpler top tüfek değil, bilgi ile yapılıyor. Elektronik harp bunların yerini aldı" diyor.
HİNT BAHARI GİBİ KARİYER Kendi kariyerini bir hint baharatına benzetmesi de çok alem. Ancak Avrupa'da başarılı olan pek çok Türk gencine uygulanabilir bir formül: "Kariyerim burada iyi gidiyor. Tutuldum. Anahtarı: Kararlılık, disiplin, cesaret. Hindistan'da 2 sent olan bir baharatın Avrupa'da 2 bin sent olması gibi bir şey" diyor. Türkiye'de olsa bu gençlerin "kendini bulunmaz Hint kumaşı sanıyor" diye hevesini de kırabilirler diye düşünüyorum. Ben daha sormadan "Türkiye'ye dönmek isterim. Kendi memleketim, ama nasıl? Bu çok önemli. Duygusal bir bağ. Türkiye annem, İtalya arkadaşım. Duygusal bağ ne kadar yeterli bilmiyorum. Burada ne tip avantajlar var. Sinik bakarsak burada emeğe saygı ve insan haklarının yüksek olması, Türkiye'de duygusal rahatlık. Türkiye'de yaşamak avantajlı görünmüyor" diye kendisini yanıtlıyor.
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|