| |
|
|
'Bir erkek terk edebileceği şeyler oranında zengindir'
Kamuoyu Hakan Karahan'ın varlığını yuvarlak hesap 10 yıl önce öğrendi: 'Aikido yapan üst düzey bankacı'! Dergilerde röportajları çıkıyordu. Robert Kolej mezunu, ABD'de işletme okumuş, mesleğinin zirvesinde sportmen bir adam: Tadından yenmez bir konu! Daha sonra ilginç gelişmeler oldu hayatında. Bankacılığı bıraktı. Boşandı. Candan Erçetin ile birlikte oldu. Yazmaya başladı: Şiirler ('Kafamdaki Ses', 'İntizar') ve bir roman ('Sürüden Ayrı')... Karahan şimdi de '19' adlı polisiye bir romanla karşımızda. Kitabın baş karakteri 'Sinan Dorukan', detektiflik şirketi 'Feramuz Güvenlik'in iki ortağından biri. O da Karahan gibi: Eski bir bankacı. Aikidocu. Uzun saçlı... Romanı burada özetlemek istemem. Polisiyelerden hoşlananlar okuyabilir. Benim değinmek istediğim kitapta yer alan hayata ilişkin 'vecizeler'. Bunlardan en çarpıcısı şöyle... Ki Gani Müjde ile NTV'de yaptığı söyleşide Karahan bu cümleyi tekrarlamıştı: "Bir erkek yalnız terk edebileceği şeyler oranında zengindir." Cümlenin önemi sadece bir erkeklik mitosunu sürdürmesi ya da yuva kurmak arzusundaki kadınların tüylerini diken diken etmesi değil... Bana öyle geldi ki Karahan, hâlâ geride bıraktıklarıyla hesaplaşıyor ve 'ipi koparması'nı meşrulaştırmaya çalışıyor. Yani fırtınalı bir ruhun uğuldaması olarak okuyabiliriz bu cümleyi! "Nasıl emin oluyorsun" derseniz... Sinan efendi hem böyle konuşuyor romanda, hem Carla adlı kızıl saçları beline kadar uzanan afete anında aşık oluyor, hem de öykü mutlu sonla bitiyor. Olacak iş mi? Nerede kaldı zenginlik? Hıı? (Not: 'Feramuz' için kitapta 'kale koruyucusu' yazıyor. Şu anda elimin altında bulunan sözlüklerde bu kelime yok. İsim olarak anlamı 'şanlı, şöhretli' demekmiş. Tuhaf.)
|