Coşkun boşuna coşuyor
Bu ülkede kağıt üzerinde kalan yasalarla, özel günlerde atılan sloganlarla hiçbir şeyin çözülmediğini, bizatihi yaşayıp gören mağdur tüketicilerden birisiyim. Bu sebeple; Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un çıplak kadın fotoğrafını eline alıp, reklamı amacından öteye taşımasının, hangi niyete ve zihniyete hizmet ettiğini anlamış değilim. Coşkun, gerçekten tüketici haklarıyla ilgiliyse, 15 milyon tüketicinin olduğu bir ülkede kaç tane Tüketici Mahkemesi var, sorusuna cevap aramalı. İstanbul'daki tek Tüketici Mahkemesi kilitlenmiş durumda. İl ve İlçelerdeki Tüketici Hakem Heyetleri'nin hiçbir şeyi tamam değil. Yazışmalar için pul paraları dahi yok. Çıplak kadının yer aldığı reklamı 'Örf ve adetlerimize yakışmıyor' diye eleştiren Bakana, bakanlığının yetkililerine ve Türk Standartları Enstitüsü'ne (TSE) Türkiye'de Q klavyesinin kültür erozyonuna sebep olduğuna dikkat çekip, uyarıda bulunduk. Fakat kıllarını dahi oynatmadılar. Örf ve adet kadından ibaret değil, bilmem anlatabiliyor muyum? Korsan darbaz halı Ağustos 2003'te Avcılar E-5 yolu üzerindeki Darbaz Halı'da yaşadığım bir sorunu bu sütuna taşıdım. 2001'de aldığım ithal halıları bu beyefendilerin garanti sertifikalarına güvenerek, götürüp kuru temizleme yapılmak üzere kendilerine emanet ettim. Onlar da 2 halıyı becerip bana teslim ettiler. O Ağustos, bu da Mart 2004. Halen daha çözüm yok. İstanbul Sanayi ve İl Ticaret Müdürlüğü işi bir uydurmayla Avcılar İlçe Tüketici Hakem Heyeti'ne attı. Oğlumun oğlu oluncaya kadar bekleyeceğim anlayacağınız. Fakat, ben Darbaz Halı'nın yaptıklarını, saygısızlığını, tüketiciyi nasıl aldattığını yazınca asıl Darbaz Halı'nın sahipleri çıka geldi. Meğer Avcılar'daki vatandaşlar bu kadar herze yemekte haklıymışlar. Zira, marka ve kurum kültürü diye bir dertleri yokmuş. Mağaza adının Darbaz'dan Mehmet Darbaz'a dönüşme esprisini geç de olsa bu vesileyle anladım. Korsan Darbaz'ın sahibi Mehmet Darbaz, asıl Darbaz Halılar'ın sahibi Kamil Darbaz'ın şikayeti üzerine tabelaları indirip, yine yasalara uygun olmayan bir şekilde hiley-i şeriye ile Mehmet Darbaz'a çevirmiş. Gerçek Darbaz'ın sahipleri her yıl reklam harcaması yapıp markalaşmaya önem vermelerine, Mehmet Darbaz'ın mağdur ettiklerine karşı isimlerini korumak adına sahip çıkmalarına rağmen büyük zararlara uğramışlar ve halen daha da uğruyorlar. Benim mağduriyetimi anlatan yazı da o zarar veren unsurlardan birisi olmuş. İhlaszede Ali Coşkun Enver Ören'in İhlas Finans Kurumu (İFK) battığında bir çok insan mağdur oldu. İFK eski Genel Müdürü Ali Coşkun'un da batan 100 milyar TL ile bu mağdurlardan birisiydi. İFK şimdiye dek 500 dolara kadar olan alacaklıların parasını ödedi. Bir tanıdığımın da 650 doları İFK'de olmasına rağmen paradan bir haber yok. Enver Abi gazetelere ilan vererek, 'Bilmem kaçıncı dönem paralar ödendi' reklamlarını yaparak, karizmayı düzeltmeye çalışıyor. Ama bu ilan paralarına muhtaç kaç tane İhlaszede'nin hakkına tecavüz ettiğinin farkında mı? Coşkun'a sormak lazım, bu reklamların ahlaki tarafı var mı? Tüketici bal gibi aldatılmıyor mu? İkinci husus Coşkun, başka bir kanaldan İFK'da batırdığı parayı Enver Ören'den tahsil etti mi? Madem bu kadar tüketici haklarının peşinde İhlaszedelerle ilgili neler yaptı?
|