|
|
|
|
|
Yuhalanınca çok kızdım
|
|
'CELAL Doğan ile Gaziantep sokaklarında yürüyoruz. Özellikle çocuklar sarıyor etrafımızı. "Celal ağabey çok üzüldük" diyorlar. Parkları geziyoruz, her gören koşup geliyor, ya kucaklıyor sarılıyor ya da öpüyor. Kimsenin seçim pek umurunda değil gibi ya da gerçekle daha karşılaşılmamış. Celal doğan herkesle tek tek ilgileniyor, yine söylediklerini dinliyor, çocuklarla şakalaşıyor, sonra da dönüp bana "Gördün mü?" diye soruyor. "Daha kimsenin ne olup bittiğinden pek haberi yok!" Sokaklarda dolaşırken hemen herkesin sorduğu ortak soru "Gaziantepspor'u bırakacak mısınız?" celal doğan onlara cevap vermemeyi tercih ediyor, gülümsüyor başını sallıyor. Röportajı yaptığımız akşam saatlerinde hem yemek yiyoruz hem de konuşuyoruz. Karşımızda isi sesi kısık bir televizyon. Tahmin edin bakalım ekranda ne var? Tabii ki maç. Bugün hafta için değil mi ne karşılaşması bu?" diyorum. Celal Doğan gözünü bir saniye ekrandan ayırmadan cevap veriyor: "Milli maç ama hazırlık maçı." *Sizin futbola ilginiz nereden geliyor? - En küçükten en küçükten. Topçuydum. Futbol oynamaya bayılırdım. *Gerçekten de Gaziantepspor'u bırakmayı düşünüyor musunuz? - Vallahi aslında ben de pek bilemiyorum ne yapacağımı. *Şimdi Belediye Başkanı olmadığınıza göre daha fazla zaman ayırabilirsiniz kulübe. - Sizi bir şey söyleyeyim mi bir spor kulübüne başkan olmak belediye başkanı olmaktan çok daha zor. Düşünsenize her hafta bir sınavdan geçiyorsunuz. Sürekli bir stres, heyecan kalp çarpıntısı. Kendinizden emin olmanız mümkün değil. Her hafta kendini tekrar tekrar beğendirmek zorundasınız. Ayrıca bu heyecan size de bağlı değil takıma bağlı. Çok yoruldum ben kulübü yönetmekten, hayatımdan çok şey götürdü. *Yanlış hatırlamıyorsam Antep Fener maçında tribünlerden sizi yuhalamışlardı, biz bile Fenerliler olarak isyan etmiştik, "Ayıp" diyeHerhalde böyle bir stresten bahsediyorsunuz. - O maçı hiç unutamam bir grup işe yaramaz damı toplamışlar benim aleyhime solan atmaları için göndermişler. Yuhalamaları ilk duyduğumda çok kızdım. "Yani" dedim kendi kendime "Bu nasıl bir şey?" Ben kulübü nereden nereye getirdim. Sonra sakinleştim. Zaten biliyordum kimin yaptığını. *Kim yaptı? - Aslında bana karşı başlatılan bu siyasi komploların bir parçasıydı sadece ben işin ciddiyetinin bu kadar derin olduğunu fark etmedim. Bazı CHP'liler beni burada sevmeyebilirler ama partilerini severler diye düşündüm. Hiç alakası yok. Ne parti ahlakları var ne de inançları. Hiçbir şeyi sevmiyorlarmış. Her şey aslında o maçta yuhalanmamla başladı. *Peki Kulüp Başkanlığı'ndan ayrılacak mısınız? - Çok yoruldum. Mayısa kadar bekleyip sonra kararımı vereceğim. Ayrıca belki siyaset yapmaya devam edersem Ankara'ya taşınmam gerekebilir. Şu anda gerçekten de hiçbir şey bilmiyorum.
|
|
|
|
|
|
|
|
|