| |
Seçmen mesaj verdi mi? Yoksa..
Seçime katılma oranı yüzde 76.1 oldu.. Düşük mü? Bu sorunun yanıtı, bu orana nasıl baktığınıza bağlı.. Eğer daha önceki seçimleri dikkate alırsanız çok düşük.. Son 20 yılın en düşük seviyesi.. Batı demokrasileriyle karşılaştırırsanız yabana atılmayacak bir oran... Hemen bir örnek.. Pazar günü Fransa'da bölgesel seçimler yapıldı.. Katılma oranı yüzde 65 oldu.. İlk turdaki oran yüzde 68 idi.. Peki seçime katılma oranının düşük veya yüksek olması neye bağlı? Eğer bir ülkede siyasal istikrar sağlanmışsa.. Toplumun yönü, rotası belli ise.. Hangi parti iktidara gelirse gelsin, insanların yaşantısını etkileyecek çok büyük politika değişiklikleri yapmıyor, yapamıyorsa.. Yani sistem oturmuşsa, insanlar akın akın sandığa gitmiyor.. İktidarı değiştirme arzusu, partiler arasındaki çekişme, seçmenin politikayla içiçe yaşadığı dönemler sandığa olan ilgiyi artırıyor.. 1950, 1960 ve 1983 seçimleri bunun tipik örneği.. Katılım oranı 1950'de yüzde 89, 1961'de yüzde 81, 1983'te ise yüzde 92 oldu.. Bunlar uç örnekler ama son 20 yılda yapılan seçimlerde katılma oranı yüzde 80'in altına düşmedi.. Demek ki Türk seçmeni siyasetle çok ilgili.. Bu ilgi 1980 yılından sonra çok arttı.. 1961 ile 1980 yılları arasında yapılan seçimlerdeki katılma oranlarına baktığımız zaman, bugünkü oranın bile bir hayli altında olduğunu görürüz.. 1965'te yüzde 71, 1969'da yüzde 64, 1973'te yüzde 66, 1977'de yüzde 72.. Bizi düşündüren, rakamları yorumlamaya iten konu farklı.. 1980 sonrası siyasete olan ilginin, büyük ekonomik krizden sonra birdenbire kesilmesi.. En kritik seçimlerden biri 3 Kasım'da yapıldı.. Katılma oranı 1999'a göre sekiz puan indi.. 28 Mart'ta üç puan daha geriledi.. Bunu bir kaç şekilde okuyabiliriz.. Genç seçmenin ilgi alanında siyaset yok.. Partisi olmayan veya hiçbir partiden memnun olmayan seçmen sayısı hızla artıyor.. Böyle gelmiş böyle gider; ha o ha öbürü anlayışı yaygınlaşıyor.. Belki de bu faktörlerin tümünün bir arada olması sandığa ilgiyi azattı.. Eğer konuya böyle bakarsak yeni bir oluşumun, yeni bir partinin doğması gerekir.. Seçmenin bu yönde bir isteği varsa, oy vermeyerek bu isteğini ifade ediyorsa, birileri bu talebe cevap verir.. Ortaya çıkan siyasi tabloyu, 'Türkiye siyasal istikrara kavuştu.. Türk insanı çok büyük değişiklikler beklemiyor.. Bu yüzden katılma oranı giderek düşüyor' şeklinde yorumlamak biraz aceleci bir davranış olur.. İstikrar umudu var, Türkiye koşar adım bu yöne doğru gidiyor ama işşizliğin ve yoksulluğun üst sınırda olduğu ülkede henüz istikrardan söz edilemez.. Türkiye batı demokrasileriyle şimdilik karşılaştırılamaz.. Böyle düşünürsek, giderek düşen katılma oranını mesaj olarak da yorumlayabiliriz..
|