| |
Ülkerspor'un Litvanya seferi
Ben böyle tezahürat görmedim. Baskette Avrupa'nın en büyük takımlarından biri Barcelona'dır. Ayrıca birçok başka kentte maça çıktık. Ama hiçbirinin seyircisi böyle ateşli değil..." Yukarıdaki cümleler bana değil, Ülker Holding'in Gıda Grubu Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Metin Yurdagül'e ait. Perşembe akşamı Ülkerspor'u desteklemek üzere Litvanya'nın Kaunas kentindeydik. Maç bittiğinde şaşkınlık ve gıptayla işte böyle dedi.
*** Ülkerspor'un bu seferki rakibi Zalgiris'ti. Doğrusunu isterseniz fazla ümitli değildik. Turnuvanın güçlü ekiplerinden biriyle deplasmanda oynamanın yanı sıra, takımımızın üç önemli oyuncusu yoktu. Ayrıca 'final four'a kalma şansı kalmadığı için moral açısından zayıf olan bizdik. Kaunas, nüfusu 3 milyon 700 bin civarındaki Litvanya'nın eski başkenti. Şimdiki başkent Vilnius'tan 100 küsur km. uzakta 400 bin nüfuslu bir kent. Evet kent küçük ama Zalgiris güçlü bir takım. Bizde nasıl futbol maçlarına akın akın, güle oynaya gidilirse... Kaunaslılar da aynı şekilde Zalgiris'in karşılaşmalarına gidiyor. Zalgiris'in gurur kaynağı ise... Defalarca dünyada yılın basketbolcusu seçilen... ABD'ye gidip NBA'de oynadıktan sonra 'Basketi ülkemde bırakacağım' diyerek dönen 40 yaşındaki 'işadamı' Arvydas Sabonis. Mübarek tam bir dev! Yaşı ilerlediği için fazla koşmuyor. Ama koşmasına gerek de yok! Sabonis 'amca' tek eliyle tutuğu topu en doğru oyuncuya geçiriyor... Oyunda olduğu süre içinde takımı çekip çeviriyor... Canı istediğinde de basketi atıyor. Bu müthiş tecrübe abidesi sayesinde Zalgaris tüm kombine biletleri sezon başında satmış. Sabonis sayı yapınca salon inliyor.
*** Kuzey ülkelerinin halkları Akdenizliler'e biraz soğuk gelir. Litvanyalılar öyle değil. Evet bizim kadar sıcak kanlı sayılmazlar ama gayet nazik, efendi, cana yakın, yardımsever tipler. Sokaktaki bu tavrı, maçta da gördük. Rakip oyuncularla ve seyircilerle uğraşmak yerine deli gibi kendi takımlarını destekliyorlar. Bol bol 'Meksika dalgalanması' yapıyorlar. Bir avuç Türk seyirciye (benim gördüğüm kadarıyla) hiç tacizde bulunmadılar. Hem de bardak bardak bira içmelerine rağmen!.. (Not: Ülker yöneticileri Litvanyalılar'ı takdir ederken, "Yunanistan'da ise canımızı zor kurtardık" dediler.) Kaunaslılar bayrak, flama ve düdüklerle susmadan takımlarını desteklediler. Zalgiris 20 sayı öne geçtiğinde dahi bu şamata devam etti. Aralarda ve molalarda, sahayı baştan başa artistik taklalar atarak geçen ponpon kızların şirin gösterileri de izlemeye değerdi.
*** Karşılaşma bitmişti. Artık aklımız başka bir maçtaydı: Valencia-Gençlerbirliği. Otele döndüğümüzde hemen EuroSport'un başına geçtim. Uzun uzun Marsilya-Liverpool maçına bakmak zorunda kaldım. Sıra geldi bizim maçın özetine. Aslında bir telefon ederek sonucu öğrenebilirdim. Ama işin heyecanı kalmazdı. Mini barda bulduğum biraları devirerek geniş özeti izledim. Ve hüsran... Ne yapalım: Yenmek de var, yenilmek de... Ve umutsuz değiliz: Hem Ülkerspor, hem de Gençlerbirliği önümüzdeki yıllarda büyük başarılara imza atacak alt yapıya ve inanca sahip. (Not: Litvanya hakkındaki izlenimlerime devam edeceğim.)
|