| |
|
|
'Adam' bulamayan kadınlar
Otuz yaşlarında, çalışan, akıllı, kültürlü kadınların "adam bulamama" derdini geçenlerde Duygu Asena dile getirdi. Bizim de böyle birkaç arkadaşımız olduğu için biliyorum. Bu kadınların ortak bir cümlesi vardır: "Adam yok!" Sohbet sırasında konu döner dolaşır 'yalnızlığa' ve 'sevgili bulamamaya' gelir. Kızımız anında formülü tekrarlar: "Adam yok!" Biz 10 yıl kadar önce dergilerde çalışırken bu olayla ilgilenmiştik. Çevrede bu kadar çok erkek bulunmasına rağmen, nasıl olur da bir kadın "Adam yok" der? Bir arkadaşımız itiraf etmişti: "Bu cümle, 'Benimle ilgilenen yok' anlamına geliyor." Sahi, yaşı ve konumu uygun bekâr erkekler o kadınlarla; yani çalışan, kültürlü, akıllı kadınlarla niye ilgilenmiyor? Üstelik sadece bize has bir olay da değil bu. Mesela New York'ta 400 bin kadının 'bu durumda' olduğu söyleniyor. Ally McBeal türü TV dizileri boşuna mı çekiliyor sanıyorsunuz? Birçok kadın meselenin 'vücut' olduğunu sanıyor. 'Eh tabii taze bir beden arıyorlar' diye kendini kandırıyor. Halbuki asıl konu bu değil. Gelin bir iki noktayı ele alalım: *Zevklerin kemikleşmesi... Diyelim ki pop müzik seven bir kadına rock müziğini sevdirebilir misiniz? Sadece kısa bir süre tahammül eder. *Ortak bir dil kurmanın zorluğu... Mesela kadının espri anlayışı oturmuştur. Erkek komiklik yapar, kadın 'Ee, bu ne biçim zırva' dercesine yüzüne bakar. *Zaman sıkıntısı... Kariyer sahibi bir kadının boş vakti azdır: Sinemaya gidelim mi? 'Olmaz, toplantım var!' *Mutabakat sorunu... Para kazanan, kendi evi olan bir kadınla 'orta noktada' buluşmak zordur. Bir tartışma çıktı mı, çeker gider. *Yüksek beklenti... Bu tür kadınlar çıtayı yükseğe koyuyor. Zihinlerinden "Ben daha iyisine layığım" cümlesini silemiyorlar ki bence en büyük sorun da bu. Eh o zaman geçmiş olsun.
|