|
|
Herhalde esas kampanya yeni başlayacak...
Benim ilk göz ağrılarımdan biri de hiç şüphesiz Chevrolet'dir... Marka söylenmez, yıl söylenirdi ondan bahsederken. 54'ü bir alem; 58'i bir başka alemdi... Bindiğim ilk dolmuşlar... Ağzımın suyu akarak izlediğim, mahalledeki tek Impala... Yurtdışındaki öğrencilik yıllarında, alıcı kılığında 'deneme sürüşü' bahanesiyle direksiyon simidini, bizim şoförlerin deyişiyle 'kucağıma aldığım' Nova... Türkiye pazarına yeniden girdiğini duyduğumda, ilk sevgilimi yeniden görecekmiş gibi heyecanlandım. Hani yıllar benim için geçmiş de ona hiç değmemiş, sarı saçları, deniz mavisi gözleri ile 18 yaşında kala kalmış, her an karşıma çıkacakmış gibi bir duygu sardı her yanımı. Eminim, benim kuşağın tamamı benzer şeyler hissetmiştir. Zaten reklam sloganı da, sanki benim kuşağı hedefliyor, bu duygulara dayanmaya çalışıyordu: Aaa, Chevrolet! Yani beklenmedik bir anda eski sevgiliyi gördüğün zaman ağzından çıkacak, ya da içinden geçecek o iki heyecan dolu sözcük... Oysa gelen eski sevgili değildi... Yepyeni, çağdaş tasarımı, yüksek teknolojisi ile, rakiplerine karşı dişe diş bir mücadele verecek yepyeni bir ruh... Peki bu ruhun benim sevgilimin marka ruhu ile herhangi bir alakası var mıydı? Hayır yoktu... O zaman 'Aaa, Chevrolet' sloganı ve onun çerçevesindeki konumlama ne kadar doğruydu, açıkçası ben de şaştım kaldım. Sonra dedim ki, "Bu yeni konumlamayı yerleştirmek için mutlaka ciddi reklam yatırımı yapacaklardır..." Başlangıçtaki frekans bu düşüncemi destekler nitelikte idi. Sonra birden 'şıp' diye kesiverdiler iletişimi. Onca 'marka mirası'na rağmen PR desteği adına ortada cidd bir etkinlik ve konu yönetimi bulunmaması da işin cabası... Satışlar nasıl gidiyor, bilmiyorum. Umarım iyidir. Çünkü o benim ilk gözağrım... İçimden bir ses, "Bu sadece bir girişti" diyor; "Esas reklam kampanyası daha gelecek"...
|