|
|
|
|
|
Pazar, bu yıl bizi daha çok şaşırtır
|
|
Volkswagen'in Türkiye distribütörü Doğuş Otomotiv'in Genel Müdürü Ömer Aksaç, otomobil satışlarının beklentilerin üzerinde gerçekleştiğini söylüyor. Satış hedeflerinde 2003 yılında da birkaç kez revizyona gittiklerini belirten Aksaç, "Mart ayı 40 bin adetleri buldu. Ayaklarımın yere basmasını istiyorum ama satışlar 400 binin üzerine çıkacak gibi" diyor.
*** 'Bu yıl bizi daha çok şaşırtır'
Volkswagen Genel Müdürü Ömer Aksaç, 2004'e ilişkin en temkinli yöneticilerden biriydi. '250 bin otomobil satılır' diyordu. Oysa şimdi üçüncü kez bütçeyi revize etti. Aksaç'a göre, satışlar 400 binin üzerine çıkacak.
Direksiyon Başındakiler'e iyi ki 2003 yılının Eylül'ünden sonra başlamışım. Zamanlama harika! Genel müdür röportajlarını büyük bir keyifle yapıyorum. Çünkü herkesin yüzü gülüyor. Bir yıl önce olsa kimbilir ne kadar suratı asık olacaklardı! Tamam şimdi yine yüzde 75'leri dahi aşan vergiden şikayet ediyor ve Ankara'dan 'insaf' bekliyorlar ama onun dışında hep güzel projelerden bahsediyorlar. Üstelik hepsi de kriz konusunda uzman. Aslına bakacak olursanız Türkiye'de herkes biraz uzman oldu şu sonu gelmez krizlerden...Bu hafta Volkswagen Genel Müdürü Ömer Aksaç'la buluştuk. Otomobil okurları pazarla henüz buluşan yeni Golf'ün çoktan farkında. Aksaç'ın da keyfine keyif katan aslında biraz da 'efsane' Golf. Biraz ürkerek, ama hafifde bir sevinçle "sıra var" diyor. Sohbet sırasında kriz günlerini de konuştuğum Ömer Aksaç'tan güzel bir de dua duydum. Hepimizin duası olmasını dileyen Aksaç'ın duası şöyle: "Allah bu topluma yaşamış olduklarımızı unutturmasın."
*AK Parti yüzde 44 ile birinci parti seçildi. Önce seçimi değerlendirmenizi istiyorum. Ne de olsa siyasi istikrarın ya da istikrarsızlığın ilk başta etkilediği sektörlerin başında otomotiv geliyor... Bu sonuç zaten beklenen bir sonuçtu. Seçim sonuçlarının oluşmasına gerek bile yoktu. Önünü görebilen herkes bir şekilde AK Parti'nin alternatifsiz olduğunu görüyordu. Şimdi AK Parti'ye de düşen, o partiye oy vermiş ya da vermemiş herkese düşen, bu ülkenin ortak menfaati için el birliğiyle çalışmak olmalı. AK Parti doğru yolu buldu, merkeze geldi. Üst yönetim olarak kendini öyle konumlandırdı ama tabanın buna reaksiyonu nedir ve yukarısı bunu denetleyebilecek mi gibi soruların cevapları önemli. Bunu açık bir şekilde, yönetim biçimleriyle açıklayabilirlerse önümüzdeki dönemde hepimiz rahat ederiz. Onun dışında hiçbir şey yok. Bir defa zaten iyi niyetle, ülke çıkarları doğrultusunda bakacak olursak, insanlarımız bir istikrarı, güçlü parti olgusunu özlemişlerdi. Bütün bunlar AKP iktidarıyla ortaya çıktı. İnsanlar da o özlemlerini gidermek adına Ak Parti'ye prim veriyorlar.
*Peki bu durumdan otomotiv nasıl etkilenecek? İster istemez otomotiv olumlu etkilenir. Çünkü güven ve istikrar sektör için öncelikli unsurlar. Bunların olduğu yerde insanlar para harcamaya başlıyor. Yoksa kabuklarına çekiliveriyor, büzülüyorlar. Ama bugün yaşadığımız ortamda insanlar geciktirmiş oldukları alımları, yeniden başlatma eğilimine girdiler.
*Siz de ertelenmiş bir 500 binlik otomobil adedine inanıyor musunuz? 500 bin iyi bir rakam. Maalesef Türkiye'nin yaşamış olduğu koşullar nedeniyle gecikmiş bir rakam. Biz 2003'ün Eylül'ünde 2004 yılı planı yaparken, binek otomobil pazarını 250 bin adet olarak öngördük. O günkü şartları düşününce öyleydi. Çünkü 2003'te de patlama Eylül'den sonra yaşanmıştı. Ağustos-Eylül'de toplam otomobil satışı 180-190 bin olur mu olmaz mı diye tartışırken, satışlar aldı başını gitti. Dolayısıyla 2004 öngörüsünü öyle yaptık. Ama Aralık'a geldiğimizde dedik ki 2004 pazarı 250 binin üzerinde olur, 300 bini bulur. Bütçelerimizi tekrar 300 bin bazında revize ettik. Ama 2004'ün Ocak ve Şubat'ını yaşadıktan sonra diyoruz ki 2004'teki binek otomobil pazarı 400 binin üzerine gider.
*Üçüncü kez yaptığınız tahminleri değiştirmiş oldunuz. Ocak-Şubat çok iyiydi öyle mi? 50 bin otomobil satıldı. Mart'ta da öyle. Sanırım binek otomobil pazarı 40 binin üzerinde olacak. Dolayısıyla bu rakamları peş peşe koyunca 2000 yılı sendromunu yaşıyoruz gibi geliyor. Hatırlarsanız 450 bin adet binek otomobil satılmıştı. Bu yıl da 400 binin üzerine çıkacak gibi görünüyor. Ki ben ayakları yere basan biri olmak istiyorum ve 400 binin üzeri diyorum. Ama üzeri nereye kadar gider şu anda söylemek istemiyorum. 500 bine gidebilir mi gidebilir, her şey şartlara bağlı.
*Bugün sanırım tüketiciye sunulan imkanlar da çok daha iyi. Kredi faizleri çok düşük... Tüketici kredisi kullanma imkanları 2000 yılındaki imkanlardan çok daha iyi şu anda. O yıl, kredi kullanım oranı yüzde 80'lere varmıştı. Herkes otomobilini krediyle alıyordu. Şimdi de oran oralara yaklaştı ama kredi faizi oranları çok önemli. 1.85'ler konuşuluyor piyasada. O tarihlerde en düşüğü 2.65'lerdeydi. O yüzden enflasyonun tek haneye doğru gitmesi çok olumlu etkiliyor.
*Grup olarak krizi gayet iyi yönettiğinizi görüyorum. Kriz herkesi etkiledi ama bu arada siz pazar payınızı yüzde 10'lara kadar getirdiniz. Kar etmediğiniz dönemler de olmuştur kuşkusuz ama ayakta kalmayı başardınız. Ülke kriz yaşarken, Volkswagen'de kriz iyi yönetildi. Peki şimdi enflasyonsuz bir ortamda şirket nasıl yönetilir diye bir endişe taşıyor musunuz? İstikrarlı bir Türkiye'de otomobil satmak konusunda her türlü hazırlığı da yaptınız mı? Allah bu topluma yaşamış olduklarımızı unutturmasın. Ben bundan daha iyi bir dua düşünemiyorum. Çünkü eğer son üç yılda yaşamış olduklarımızı unutmayıp, aklımızın bir köşesinde tutar ve bu üç yılda çektiklerimizden aldığımız dersi bir tarafa yazar isek gerçekten bu ülkenin önü açılır. Çünkü o zaman herkes aşırıya kaçmadan gider. 2000 yılında otomotivi bir kenara bırakın, bütün hepimizin sosyal yaşamında bir abartı vardı. Har vurup harman savruluyordu. İnşallah o günlere geri gelmeyiz. Bu ülkede enflasyon tek haneli rakamlara doğru yaklaşırken, bunu hatırlayacak bir neslimiz neredeyse kalmadı. Bunları konuştuğumuz zaman bir 50 yıl geriye gidiyoruz. Ortadan bir nesil geçmiş yani. Hepimiz için yeni yaşam koşulları söz konusu ama bunlar zaten modern çağın gereksinimleri. İnşallah bir daha kaybetmeyiz.
|
|
|
|
|
|
|
|
|