| |
|
|
Midas'ın kulakları
35 bin nüfuslu Dinar'ın tarihi "İ.Ö. 3000" yılına kadar uzanıyor. Frigler zamanında, Kral Midas "başkentini Dinar'a taşımış." "Dünyanın ilk müzik yarışması" da Dinar'da olmuş.
*** Tanrı Apollon "LİR" çalıyormuş. Çoban Marsyas da "FLÜT." Marsyas'ın ünü kulaktan kulağa yayılınca... Kıskanan Apollon bir yarışma önermiş. Hakemliği Kral Midas yapmış. Tanrı Apollon lir çalmış. Çoban Marsyas da flütüyle ezgiler döktürmüş. Kral Midas, yarışmanın sonucunu açıklamış: - Çoban Marsyas kazandı. Tanrı Apollon kızmış, gazaba gelmiş. Marsyas'ın diri diri derisini yüzdürmüş. Onu "Suçıkan'daki mağaraya yakın bir ağaca" astırmış. Midas'ı da cezasız bırakmamış. Kral Midas'ın kulaklarını "eşek kulağı" haline getirmiş.
*** Kral Midas "kulaklarını örtecek şekilde şapka giymiş." Böylece "eşek kulaklarını" halktan saklamış. Ama saçları iyice uzayınca, berberini çağırmak zorunda kalmış. Berber, Kral Midas'ın "eşek kulaklarını" görmüş. Midas, berbere tembihte bulunmuş: - Gördüklerini kimseye söyleme.
*** Berber bu sırrı uzun süre içinde saklayamamış. Bir gün, Suçıkan'a gidip, toprağı kazmış. Kör kuyuya "sırrını" söylemiş: - Midas'ın kulakları eşek kulakları.
*** Sonra çukuru toprakla kapatmış. Zamanla kör kuyunun üzerinde kamışlar yetişmiş. Kamışlar, rüzgarın her esişinde "Midas'ın kulakları eşek kulakları" diye hışırtı çıkarmaya başlamışlar. Ve böylece halk, "krallarının kulaklarının eşek kulakları olduğunu" öğrenmiş.
*** "Suçıkan" Dinar'ın hemen girişinde. Orada bir "tesis" var. Tesisin önünde çay bahçesi. Rüzgar esiyor, bitkilerden "hışır, hışır" sesler yükseliyor. Dinarlılar bize diyorlar ki: - İyi dinleyin... Hışırtılar "Midas'ın kulakları eşek kulakları" diyor. Bir yandan "hışırtıları" dinliyoruz. Bir yandan da duvara "Türkçe ve İngilizce" olarak asılmış, yukarıdaki "Suçıkan söylencesini" okuyoruz.
*** Sonra gözümüz yine duvardaki "Arif Nihat Asya'nın SUÇIKAN adlı şiirine" takılıyor: Afyon'dan Dinar'a yol göründü, Davetiyle bir sesin, Dostlarım, söylemesi ayıp olacak, ama, Doğduğu yeri gördüm, Dinar'da Menderes'in.
*** Dinar'a "seçim için" gitmiştik. Ama Suçıkan'da, suların şırıltısı bize "çoban Marsyas'ın flütü gibi" geldi. Seçimi bıraktık, Suçıkan'a takıldık, kaldık.
|