|
|
|
|
|
Uykusuz her gece eksi 30 derecede
|
|
Dondurucu odada uyku tulumunu buz yatağın üzerine serip yatıyorsunuz. Kalmayı başarana diploma veriliyor
İsveç'in Kiruna şehrindeki Buz Otel'de soğuktan donmamak için kat kat giyinip votka içiyoruz. Kasım ayının ortalarına doğru meraklılarına kapılarını açan otelin odalarının her birinin hikayesi var. Kiminde buzdan bir kahve fincanında uyuyorsunuz, kiminde ise çıplak silüetleri izliyorsunuz.
*** Buz Otel
Sonsuzluğun ortasında bir yerde, donmuş bir nehrin üzerinde bir kar aracıyla hız yapıyorum. Yüzüme çarpan eksi 30'luk soğuğu bile hissetmiyorum. Uçmak, kaybolup gitmek istiyorum
Kiruna'dayız. İsveç'in başkenti Stockholm'ün uçakla bir buçuk saat uzağında. İri yarı iki adamla sürekli gülen bir kadın karşılıyor bizi, üzerlerinde kar kıyafetleri. Küçücük bir giyinme kulübesine gidiyoruz. Üzerlerinde isimlerimizin asılı olduğu kocaman kar tulumlarını buluyoruz. Ne mi yapıyorum Kiruna'da? Bir bilsem...
Bazı insanlar vardır soğuk sever, bazıları da çok sıcaktan hoşlanır. Ben ikisinden de değilim. Ne öyle çöl sıcağı ne de kutup soğuğu... Buz Otel, (Ice Hotel) ile ilk kez yabancı bir gezi dergisinin sayfalarında tanıştım. Ne yalan söyleyeyim çok zaman geçirmedim bu sayfalarda. Kat kat giyinmiş, başlarında kürklerle buzdan duvarlar arasında gülümseyen insanlara bakıp iç geçirdim "Bu yabancılar da ara sıra gerçekten sapıtıyorlar. Her tarafı buz olan bir otelin ne gibi çekiciliği olabilir ki? Bardağın buz, tabağın buz, oturduğun, yattığın yer buz. Hem nasıl uyunur ki buzun üstünde?" Uyunuyormuş. Daha doğrusu sızılıyormuş. Absolut'ün Ice Hotel davetini alınca yine aynı duygulardaydım aslında ama... Ah o köpeklerin çektiği kızak fotoğrafları... İşte beni kandıran onlar oldu. O masmavi gözlü Husky'lerin çektiği bir kızağı düşledim ve bir anda "Olur" dedim.
Akşam evde sordum "Hayatım sence üşümez miyim?" "Boşver" dedi kocam, "Bol bol votka içer ısınırsın." Kalın bir boğazlı kazak, üstüne polar, iki çift kar çorabı... "Fena değil" diyerek gülümsedi karşımdaki görevli. "Şimdi tulumunuzu giyin lütfen. Bugün ve yarın en soğuk gece ve gündüzü yaşayacağız." - Ne kadar soğuk olacak? - Sabaha karşı eksi 30 derece olabilir. - Efendim? - Endişelenmeyin. Otelin içi sadece eksi 5 derece. Siz orada uyuyacaksınız. Endişelenmedim. Sadece ağlamak istedim. Yani ne yapıyorum ben? Deli miyim neyim, eksi 5 derecede uyumayı düşünüp, "Olsun canım dışarısı eksi 30" diyorum? Bir taraftan söylenip bir taraftan da hazırlandım. Dışarıda bir başka sürpriz vardı. Kar motosikletleri...
Dünyanın en keyifli yolculuğunu geçirdim. O kadar kolaymış ki kullanmak şaşırırsınız. Sonsuzluğun ortasında bir yerde yüzünüze çarpan soğuğu bile hissetmeden sadece hız yapmak istiyorsunuz, mümkünse uçup gitmek, kaybolmak. Donmuş bembeyaz nehrin üstünde kayarken "İşte hayat bu, nasıl özgürüm!" dedim kendi kendime. "Ne iyi etmişim de gelmişim." Meğer her şey daha yeni başlıyormuş.
|
|
|
|
|
|
|
|
|