kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Teknoloji
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Celik @ SABAH
 

Meşruiyetin güvenliği

LOS ANGELES

Güvenliği sağlamak üzere üretilen araçların en ciddi gelişme gösterdiği bir zaman diliminde, güvenliğin ne anlama geldiği ve gerçekten nasıl korunacağı konusunda ciddi kafa karışıklıkları var.
Klasik tanımına göre NATO 'ABD'yi Avrupa'nın içinde, Almanya'yı yerinde ve Sovyetler'i dışarıda tutmak üzere' kurulmuştu. NATO'nun bu tanımı bile güvenlik algısını -bugün için çok dar ve hatta anlamsız olan- bu kapsamda şekillendiren ve diğer güvenlik pratiklerini buna göre geliştiren bir etki yaratmıştır.
Bu güvenlik algısı, meşru devletleri esas kabul eden, bunun karşısında gayrı meşru devletleri varsayan ve bu temelde de güvenlik pratiklerini yönlendiren bir içeriğe sahipti.
'Meşru devlet' kategorisi ise zengin ve güçlü devletleri ve bunların çıkarlarının yörüngesi olan diğerlerini ifade etmekteydi. Bu devletlerin çıkarlarını bire bir ilgilendirmeyen ama gayrı meşru bir uluslar arası faaliyet içinde de görülmeyen devletlerin güvenliği ise son derece kırılgandı(r).
Bu 'kırılganlık' dünya sistemi içinde pek çok halkın kendini güvensiz hissetmesine yol açmıştır. Batı coğrafyasının dışındaki halklar, herhangi bir Batılı ülkenin doğrudan çıkarını temsil etmedikleri durumlarda kendi kaderlerinin sürekli risk altında olduğu hissiyle yaşamışlardır.
Bu da dünya üzerindeki güvenlik algısına ve bunun gölgesinde kurulan güvenlik pratiklerine dönük bir tepkinin doğmasına yol açmıştır.
'Yeni terör', klasik terörden farklı olarak bu güvenlik algısını istikrarsızlaştırmayı hedef almıştır. Klasik terör, çeşitli devletlerin desteği altında başka devletlerin çıkarlarını tehdit ederken, yeni terör dünya üzerindeki güvenlik algısını kırılganlaştırmaya çalışmaktadır. Artık karşımızda devletleri/kurumları tehdit eden bir terör yok, bu kurumların arkasındaki felsefeyi tehdit eden bir terör var...
* * *
'Yeni terör'ü boşa çıkarmak için sadece kurumlar düzeyinde bir mücadele yeterli değil. Terörün kurumların arkasındaki felsefenin eksikliklerinden ve 'uluslar arası düzen'in dünyanın yeni dinamiklerini kavramadaki yetersizliklerinden yararlanan zeminiyle mücadele etmek gerekmektedir.
Bu da sadece zengin ve güçlü ülkelerin güvenliği anlamına gelen 'güvenlik felsefesi'ni yeniden ele almayı gerektirmektedir. Özellikle Büyük Ortadoğu coğrafyasına mensup halklar, kendi güvenliklerinin, zengin ve güçlü ülkelerin güvenliğinin salt bir 'alt unsuru' gibi kurgulanmasına tepkilidirler.
Bu nedenle dünya üzerindeki 'güvenlik pratikleri' ile çatışma içinde olan odaklar, bu bölgeleri istismar ederek kendilerine zemin ve imkan yaratmaktadırlar.
'Yeni terör'le doğru bir şekilde mücadele etmek için bu analizi başlangıç noktası yapmak gerekiyor... Aksi halde terörün sadece sonuçları ile uğraşılır ve bu da artık 'siber-terör' çağında işe yaraması zayıf olan bir mücadele yöntemidir.
Doğru bir mücadele geliştirmek için öncelikle 'terörün kökenleri'ni hedeflemek ve dünya üzerinde 'yeni ve derinleşmiş bir güvenlik felsefesi' oluşturmak gerekiyor.
Bu güvenlik felsefesi, 'güç' ve 'büyüklük' esasına göre değil, 'meşruiyet' esasına göre çalışmak zorundadır. Bugün artık güvenliği sadece belli ülkelerin güvenliği olarak tanımlayan klasik anlayışın dışına çıkmak ve yeni bir 'meşruiyet' zemininde kurmak dünyanın geleceğinin en önemli adımıdır.
Aksi halde Batılı ülkelerin adına 'güvenlik' dediği şeyin içerdiği anlayış ve pratikler dünyanın geri kalan ülkeleri açısından meşruiyeti tartışılır bir dizi unsuru ifade edecektir.
Bundan terörün kazanç elde etmemesi de mümkün değildir. 'Güvenlik' kavramını değerlerle ve meşruiyetin kılcal damarlarıyla buluşturmanın zamanı gelmiştir... Güvenlik, gücün değil "meşruiyet"in güvenliği olduğu sürece "ortak bir değer" olacaktır.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Merkezi ele geçirmek mi, merkezi inşa etmek mi? (2)   / 22-03-2004
 Merkezi ele geçirmek mi, merkezi inşa etmek mi? (1)   / 21-03-2004
 Halkları korumak   / 17-03-2004
 Milyonlar yürümeye devam etmeli...   / 15-03-2004
 Meşruiyetin güvenliği   / 14-03-2004
 Güvenlik ortak bir değer midir?   / 12-03-2004
 Kural, kuralsızlık ve meşruiyet   / 10-03-2004
 Jeo-politik ve siyasi değerler   / 08-03-2004
 AB ve Büyük Coğrafya   / 07-03-2004
 Şehrin ruhu...   / 05-03-2004
ERDAL ŞAFAK
Keyifli siyaset
Seçim gezilerimin hiçbir durağında...
MANSUR FORUTAN
Mutbaklar arası temizlik savaşları
Geçenlerde New York...
MEHMET BARLAS
İşadamları, partileri iktidar yapamaz ki!
Başbakan...
ÖMER ÇELİK
Merkezi ele geçirmek mi, merkezi inşa etmek mi?...
SAİT GÜRSOY
İşler arap saçına döndü
Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK),...
SAVAŞ AY
Bakan Akşit'i kahreden olay!..
Gazetecilikte...
REFİK DURBAŞ
'Vakıf'tan emekli olanlar
22.01.2004 tarihinde kabul...
HINCAL ULUÇ
TRT için biraz sabırlı olmak gerek..
"Seçiminden önce...
Yabancı risk olur
Yabancı risk olur
Hazırlık maçları kapıya dayanmışken teknik direktörsüz kalan...
Şampiyona müjde
Şampiyona müjde
Şampiyonlar Ligi'ni kazanacak takım, lig derecesiyle de seneye kupaya...
Erdoğan: Özgürlükleri biz genişleteceğiz
Erdoğan: Özgürlükleri biz genişleteceğiz
Başbakan Tayyip Erdoğan partisinin Adıyaman mitinginde...
Belediye başkanları yandı
Hükümetin hazırladığı yasa tasarısı kaçak konutlardan belediye...
Cellat Aramızda
Cellat Aramızda
Almanya'nın Augsburg kentinde kıskançlık krizine kapılarak ayrı...
'Suç şov'a son
'Suç şov'a son
Emniyet, AB'ye uyum kapsamında olay yeri tatbikatlarını...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | ON Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Teknoloji | Otomobil |Sinema | Hobi | Çizerler
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.