|
|
"Donasyon etik mi?" tartışması kafaları karıştırıyor
Kısır çiftlerin son umudu olan Donasyon"un etik olup olmadığı bilim adamları arasında bile hâlâ tartışılırken, Diyanet İşleri Bakanlığı "Bu yöntem dinimizce caiz değil" diyor
Yumurta ve sperm donasyonu ile çocuk sahibi olma konusunda, Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı olumsuz görüş bildirirken, Kadın Doğum Uzmanı Prof. Dr. Timur Gürgan, gerekli yasal düzenlemeler olmadan, böyle bir uygulamaya karşı olduğunu söyledi. Medeni Hukuk Profesörü Ahmet Kılıçoğlu, Medeni Kanun'a göre "soy bağı" arandığını belirterek, ileride uygulamadan yasal sorunlar çıkabileceğini vurguladı.
ÜLKEMİZDE YASAK Sağlık Bakanlığı yetkilileri, Üremeye Yardımcı Tedavi (ÜYTE) Merkezleri Yönetmeliği'ne göre, bu yöntemin yasak olduğunu bildirdiler. Yetkililer yönetmelikte, "Üremeye yardımcı tedavi yöntemlerinde uygulananlardan alınan yumurta ve spermler ile elde edilen embriyonların bir başka maksatla veya başka adaylarda, aday olmayanlardan alınanların da adaylarda kullanımı yasaktır" denildiğini hatırlattılar. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Doğum Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Timur Gürgan da, Donasyon konusunda Türkiye'nin, moral, etik, din ve hukuk faktörlerini iyi incelemek gerektiğini belirterek, "Şu anda bu tür konularda düzenleme olmadan, Donasyon işleminin yasallaştırılmasını doğru bulmuyorum" dedi.
ANNELİK ERTELENMEMELİ Donasyon olayının genellikle teşhis ve tedavisi geciken kadınlar için gündeme geldiğini belirten Prof. Dr. Gürgan, yetersiz ve uygun tedaviyi alamamanın buna zemin hazırladığını söyledi. Şu anda geçerli olan teknoloji ile yumurtalık rezervi azalsa bile, bu şansın yakalanabildiğini kaydeden Gürgan, anne ve baba adaylarına şöyle seslendi: "Çocuk sahibi olmayı ileri yaşlara ertelemek sorunlara yol açabilir. Bu nedenle fazla geç kalmadan çocuk sahibi olmayı denemek, eğer sorun yaşanıyorsa güncel teknolojilere başvurmak daha uygundur. Şu anki teknoloji ile yumurta rezervleri çok azalmış kadınlarda bile gebeliği sağlayabiliyoruz. Donasyona karar vermeden önce, uygun tedaviyi alıp almadıklarından emin olsunlar."
DİYANET İŞLERİ UYARDI Diyanet İşleri Başkanlığı da, başka insanlardan alınan sperm veya yumurta hücresi ile gebe kalma yönteminin caiz olmadığını bildirdi. Başkanlıktan konu ile ilgili olarak yapılan açıklama şöyle: "Kadın veya erkekteki bir arıza sebebiyle, normal yoldan gebe kalması ve anne olması mümkün olmayan evli kadınların; döllendirilecek yumurta ve sperm, her ikisinin de nikâhlı eşlere ait olmak, yani bunlardan biri yabancıya ait olmamak, döllenmiş olan yumurta, başka bir kadının rahminde değil, kendi rahminde gelişmek, bu işlemin, gerek anne-babanın, gerekse doğacak çocuğun maddi, ruhi ve akıl sağlığı üzerinde olumsuz etkisinin olmayacağı tıbben sabit olmak şartı ile, tıbbi yoldan gebeliklerin sağlanmasında dinen bir sakınca görülmemektedir. Buna göre, kadının kocası dışındaki bir erkeğin spermi ile veya başka bir kadının yumurtasıyla çocuk sahibi olması dinen caiz değildir."
SOY BAĞI ARANIYOR Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden Medeni Hukuk Profesörü Ahmet Kılıçoğlu, şimdiki Medeni Kanun'da bu tür yöntemlerle çocuk sahibi olanlara yönelik bir düzenleme olmadığını vurguladı. Mevcut yasalara göre, bu yöntemle dünyaya gelen çocukların ileride birçok hukuki sorunla karşılaşabileceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Kanun temeli soy bağına dayanıyor" dedi ve şöyle devam etti: "Kanunlarımız şu durumda, çiftlerin rızası olsa bile, farklı bir erkeğin spermi ile dünyaya gelen bir çocuğun, soy bağı taşımadığını kabul etmektedir. Baba bu hamileliğe rıza gösterse bile, bu yeterli değildir. Çiftler başkalarının kanını taşıyan bir çocuğu kabul etseler bile, bu hukuka aykırı bir kabuldur. İleride bir boşanma söz konusu olduğunda, baba çocuğun kendisinden olmadığını ispatlayabilir, bu konuda çocuk veya kadın talepte bulunamaz. Aynı şekilde, doğacak çocuk da ileride babasını reddedebilir. Biyolojik babasını arayıp, babalık davası açma hakkına sahiptir. Ölüm halinde mirasçıların da itiraz hakları doğar."
|