kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Teknoloji
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Okan Muderrisoglu @ SABAH
 

Kamu bankaları gözaltında

Ekonomi yönetimi bir kez daha IMF sınavına girerken, kamu bankaları da uluslararası kuruluşların ilgi odağı olmaya devam ediyor. Gerek IMF gerekse Dünya Bankası, bankacılık sisteminin etkinliğinin arttırılması çabalarını yakından izliyor. IMF Türkiye Masası Şefi Rıza Moghadam'ın TMSF Başkanı Ahmet Ertürk'ten ayrıntılı bilgiler aldığı sırada, Dünya Bankası uzmanları da kamu bankalarını masaya yatırdı. Ziraat ve Halkbank'tan, "Kadrolarımız yetersiz. Personel alımındaki yasal kısıtlamalar esnetilsin" talepleri gelirken, Dünya Bankası'nın yaklaşımı bambaşka noktalara işaret etti. Şubat 2001 Krizi sonrasında yeniden yapılandırılan kamu bankaları dışardan nasıl görünüyor? Hangi sorulara yanıt aranıyor? Hemen özetleyelim: 1- Kamu bankalarının kredi faizleri piyasa ortalamasından daha düşük seyrediyor. Acaba popülizm mi yapılıyor? 2- Hazine bonosu, devlet tahvili faiz gelirlerine endeksli bankacılık sürdürülebilir mi? 3- Kamu bankaları, devlet iç borçlanma senetleri faiz kazancı dışında, kredi politikasından kâr ediyor mu? 4- Kamu kaynaklı kredilerin dağılımı nasıl? Siyasi tercih etkili mi? 5- Şube ve personel başına kârlılık ne durumda?

6- Özelleştirmede samimiyet sorunu var mı?
Verilen yanıtlara gelince... 1- Kamu bankalarının özelleştirilmesi için 3 yıllık süre öngörülmüştü. Bu süre Kasım 2003'te sona erdi. Henüz uzatma kararı çıkmadı. Kanuna göre, 1.5 yıllık ilave süre kullanılması imkânı var. Kendi kendimizi aldatmayalım. Pamukbank bile satılamazken, "Ziraat ve Halkbank'ı satalım" demek, ekonomideki gerçeklerle uyuşmuyor. 2- Sürekli, "Satıldı, satılacak" söylemi, kamu bankalarında çalışanların motivasyonunu bozuyor. Kurumsal müşteri tabanı oluşturulmasını engelliyor. 3- Ülke genelinde kamu bankalarının yürüttüğü bazı hizmetler ticari saikle değil sosyal politika adına yapılıyor. Bankacılık hizmetinin götürülmediği mahrumiyet bölgelerinde devlete olan güven sarsılıyor. Bütün bunlara rağmen, IMF ve Dünya Bankası cephesinin kamu bankalarında budama isteyeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Yaklaşım tarzı gayet basit: "Ziraat, Halk ve Vakıfbank üçlüsü mali sistemin yüzde 38'ini oluşturuyor. Aynı işlemi yapıyorlar. Birbiri ile rekabet ediyor.Kamunun ağırlığı yabancı bankaların sisteme girmesini önlüyor!" Türkiye'nin çağdaş piyasa ekonomisi standartlarına ulaşmasını isteyen herkesin savunması gereken öncelikli iki konu var: 1- Kayıtdışılığın önlendiği adil vergi sistemi ve şeffaf harcama politikası. 2- Hukuki temelde, istihdama duyarlı, açıklık içinde özelleştirme yapılması. İşte bu özelleştirme süreci çok ama çok önemli. Kamu varlığının satıldığı ortamda, bir kuruluşun özelleştirme
kapsam ve programına alınması, şartname hazırlanması, ihaleye çıkılması, danışman firma tutulması, pazarlık yapılması kadar kamuoyunun her aşamada tam ve doğru bilgilendirilmesi de gerekli. Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci başta olmak üzere mevcut kadroların iyi niyetinden kuşkumuz yok ama olayları ele alış biçimleri için aynı şeyleri söylemek güç.

Özelleştirmede son durum
* Özelleştirilen kuruluşlara kaç firmanın talip olduğunu duyuyoruz ama bunların kimler olduğunu haftalar sonra öğrenebiliyoruz. Arada geçen dönemde ticari sınırlamalar dışında anlatılması gerekenler ise "es" geçiliyor.

* Bazı ihalelerin neden pazarlık yöntemi ile yapıldığı, açık arttırmaya gidilmediği de tatmin edici şekilde açıklanmıyor.

* Blok satışlarda, neden o oranın tercih edildiği söylenmiyor.

* Halka açık bir şirketin, diyelim ki yüzde 15'lik hissesinin hangi gerekçe ile satılması gerektiğini izah etme ihtiyacı hissedilmiyor. Bu yöndeki eleştirileri daha da çoğaltabiliriz. İdarenin bakış açısı ise şöyle: "Açıklık adına elimizdeki imkanları nasıl anlatalım?" Hak verilebilecek yönleri olan bu açıklama tarzı, yine de mazeret değil. İşte size Tekel'in alkollü içkiler bölümünün özelleştirilmesi... Alıcı grup, fabrikalara giremediğini, düzgün bilanço rakamlarına ulaşamadığını, piyasadaki satış bilgilerinden yola çıkarak olsa olsa metoduyla teklif verdiğini söylüyor. Özelleştirmedeki bazı inceliklerden kaygı duyanlar, 292 milyon dolara satılan şirketin depolarındaki malın 132 milyon dolar değerinde olduğunu, gerçek satış fiyatının 160 milyon dolara indiğini savunuyor. Özelleştirme İdaresi, "Şirketin, kıdem tazminatı hariç tüm aktif ve pasifleri ile satıldığı biliniyor" diyor. Şirket yetkilileri, "Vadeli satılan malların ÖTV'si bizim sırtımıza yüklendi" diye yakınıyor. Bir haftadır satış yaptırılmayan Tekel'in haksız kazanç aktardığı iddia ediliyor. Ardından, "Hayır efendim bunlar temelsiz şeyler. Şirket, yürüyen bir şirket kasasındaki nakitle devredilir" savı ileri sürülüyor. 40 milyon dolara özelleştirilen Eti Gümüş örnek veriliyor. Şirket kasasında 12 milyon dolar bulunduğu konuşuluyor. Bilgi eksikliği oldukça zihinler bulanıyor. Bizden hatırlatması.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kamu bankaları gözaltında   / 01-03-2004
 Motorola randevu istedi   / 23-02-2004
 Maliye'de koşulsuz müşteri memnuniyeti   / 04-02-2004
 Yine IMF yine bankacılık yine ek tedbir   / 02-02-2004
 Çukurova gerilimi   / 27-01-2004
 Derviş, IMF'nin yeni rolünü anlatan kitap yazıyor...   / 26-01-2004
 Maksat heyecan olsun peki ya sonrası?   / 19-01-2004
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Seçim sonrasının kaderini Tayyip Bey'in yol haritası...
OKAN MÜDERRİSOĞLU
Dünya devlerinden "gideriz" uyarısı
Siyasi ve ekonomik...
GÜNTAY ŞİMŞEK
İstanbul Erdoğan'ın kanatları altında...
Başbakan Recep...
Teşekkürler polis amca
Kağıthane Emniyet Asayiş Bürosu ekipleri bir mektup aldı önceki gün.
Eski eşini öldürünce damadı da onu öldürdü
Bağcılar'da eski eşini tabancayla öldüren Mahir Sarıca, damadı...
Kendisi sattı kardeşine aldı!
Kendisi sattı kardeşine aldı!
Lüks otomobillere gelen 9 milyarlık vergi, Hülya Avşar'ı da...
Ellerinde 20 bin $ taşıyorlar
Ellerinde 20 bin $ taşıyorlar
Esra Dinçkök ile annesi Samra Tümen, Beymen Brasserie'de öğle yemeği...
IMKB
E: 20,167 D:% 0.72
DOLAR
S: 1,320,000 D:% 0.08
EURO
S: 1,632,000 D:% 0.62
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | ON Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Teknoloji | Otomobil |Sinema | Hobi | Çizerler
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.