kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Teknoloji
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Masai köyünde iki ay
Masai köyünde iki ay

İzmit'te Şehir Tiyatroları'nda çalışırken tatil için Kenya'ya gitmeye karar veren oyuncu Gülay Yenilmez, Masai köyündeki anılarını "Alaba" adlı kitabına aktardı
Tiyatro sanatçısı Gülay Yenilmez yaklaşık iki yıl önce Kenya'ya giderek iki ay bir Masai köyünde yaşadı. Bu süre içindeki anılarını da kendi adının Masaice karşılığı olan "Alaba / Kenya Hatıraları" isimli bir kitapta topladı. İzmit'te Şehir Tiyatroları'nda çalışan Yenilmez, iki yıl önce mayıs ayında başladığı yolculuğu temmuz başında noktalar. Türkiye'ye döndüğünde yaşadıklarını yazmaya karar verir ve bunu gerçekleştirir. Eşinden her konuda destek gördüğünü söyleyen Yenilmez ile yolculuğu ve kitabı hakkında konuştuk.

* Neden herkes gibi İtalya'yı ya da Fransa'yı değil de Kenya'yı görmek istediniz?
Bilinçli bir seçim değildi. Bir arkadaşım yaşıyordu orada. İtalya'da yaşasaydı İtalya'ya gidecektim. Tamamen tesadüf. Gayet medeni bir şehirde tatil yapma fırsatım vardı, ama ben bir Masai köyünde yaşamayı tercih ettim.

* Oraya gitmeden nelerle karşılaşacağınızı biliyor muydunuz?
Yiyecek konusunda çok fazla tercih olmadığını biliyordum sadece.

* Peki nelerle karşılaştınız?
Soğan, patates, sarımsak ve onlara özel bir hamuru yeme olasığı vardı. Bunların dışında çok fazla seçeneğiniz yok. Çok fazla vahşi hayvan var. Özellikle gündüzleri yılan cinsi hayvanlarla köyde karşılaşma olasılığı çok yüksek. Aslan gibi vahşi hayvanlar gündüz köye giremiyorlar ama geceleri bazen saldırı düzenleyebiliyorlar.

* Bir köy evinde mi kalıyordunuz?
Hayvan bağlasan durmaz denecek türden, hayvan saldırılarına karşı camı bulunmayan bir kulübede kalıyordum. Normalde köylülerin evlerinin kapısında demir bulunmuyordu ama bizimkine arkadaşımın çabaları sonucu demir kapı yapılmıştı. Ama Masaililer kendilerini korumak için böyle bir şeye ihtiyaç bile duymuyorlar garip bir şekilde.

* Kenya'ya gidiyorum dediğinizde eşiniz ve çocuğunuz nasıl tepki verdi?
Ev ve iş yaşantımın dışında farklı işlerle hep uğraştım. Oğlum ve eşim benim bu yönümü bildikleri için çok şaşırmadılar ve karşı da çıkmadılar.

* Karar verdikten sonra Kenya'ya hangi yolları kullanarak ulaştınız?
Bahreyn ve Dubai üzerinden iki aktarmayla Nairobi'ye gittim. Benim kaldığım köy Nairobi'ye 250-300 km. uzaklıktaydı. Ancak ulaşım koşullarından dolayı ancak 5 gün sonra ulaşabildik oraya.

* Onlar hakkında ilginç olan neler öğrendiniz bu iki ay süresince?
40 küsur etnik grup var, ama Masailer en eski yerli halk. Yazılı kültürleri yok. Sadece süt ve bitki köküyle beslendikleri halde, gün içinde hiç ara vermeden 40-50 km. yürüyebiliyorlar. Çok uzun boylu ve estetik bir vücutları var. Televizyonlardan gördüğümüz, yerlerde sürünen karınları şişmiş ölmekte olan insan görüntüleri yok burada. Genelde bitki kökleri ve süt ile besleniyorlar ama sistemli bir şekilde beslenmiyorlar. Geçimlerini inek ve keçi gibi hayvanlardan sağlıyorlar. Hayvan tek geçim kaynakları olduğu için de kesip yemiyorlar, ama yiyenlere de karşı çıkmıyorlar. Örneğin tavuk ve yumurta bol sayıda var. Ama ikisini de yemeyi bilmiyorlar. Tavuk ile civcivleri yılan ve benzeri bir tehlikenin gelip gelmediğini anlamak için kullanıyorlar.

Ya ermişler ya da cahil
* Sizi en çok neler şaşırttı?
Kadınları sünnet etmeleri. Tam bir vahşet. Bir keresinde de köyden başka bir köye yürüyerek gidiyorduk. İki aslan iki metre ötemde beliriverdi. Neyse ki toklardı ve ben hiç hareket etmemem gerektiğini bildiğim için ucuz atlattım. Ama aynı köyde bir çocuğun bir leopar tarafından evinden alınıp yendiği de oldu.

* İletişim kurabiliyor muydunuz?
Çok zor. Orada iki dil bilen birileri vasıtasıyla iletişim kuruyorsun. Ancak gözlemlerim sonucu onlar hakkında iki farklı sonuca vardım: Ya ermişler her şeyi biliyorlar ya da hiçbirşey bilmiyorlar. Ortası yok. Çünkü kilolarca ağırlıktaki su ve odunu, her yer eşek kaynamasına rağmen, kilometrelerce sırtında taşıyorlar. "Eşek niye benim odunumu taşısın ki onun işi çayırda yayılmak" diyorlar. Burada derin bir felsefe yattığını da düşünebilirsiniz, salakça bir düşünce olarak da görebilirsiniz. Ben çözemedim.

* Kadın erkek ilişkileri nasıl?
Kadın tek erkekle evleniyor ama başka birinden çocuk yapma hakkı var.

* Anaerkil bir düzen var o zaman?
Sanmıyorum. Erkek elinde sopa ile bütün gün köyü korumak bahanesiyle dikildiği halde, kadın eşek gibi çalışıyor.

* Kaç kişi yaşıyordu köyde?
Yaklaşık 300 kişi.

* Buna benzer başka köy var mı?
Çok var. Ama benim kaldığım köy turistik bir köy değildi. Kenya hükümeti mobil Masai köylerinden ve safariden büyük bir gelir elde ediyor. Benim kaldığım yer olan Masai Mara doğal bir park. Ancak daha farklı köylere de gitmiştim. Onlar tarım yapmayı bildikleri için daha modernleşmişlerdi.

* Yaşadıklarınızı kitaplaştırmak o zaman mı aklınıza geldi?
Hayır. Oğluma doğru bilgi aktarabilmek için arşiv tutuyordum. Döndükten sonra sonra kitap yapma fikri gelişti.

* Kitapta sürekli inancınızı sorguluyorsunuz. Kenya'ya gitmeden önce kendi içinizde yaşadığınız kavgalar bitti mi?
Depremde 10 saniye gibi kısa bir zaman zarfında 20 bin insanın ölmesi beni isyana sürüklemişti. Ama o yolculuktan sonra içimdeki kavga da bitti. Bizim burada her şeyimiz var ve onları kaybetmek insanı yıkıyor. Kenya'dakilerin hiçbir şeyleri yok ve özlem de duymuyorlar. Maddiyatçı değiller ve çok mutlular. Bizler yemek ve gezmek için yaşıyoruz. Onlar yaşamak için yiyor ve bir yerden bir yerlere gidiyorlar. Kenya'da şunu anladım: Aslında dünyada hiçbir şeyin hiçbir değeri yok ama bir toz zerresinin bile çok büyük bir değeri var. Anlık yaşamak gerekiyor. Sen ne kadar plan yaparsan yap, bir IBM sistem var yukarda, kendi kendine işliyor.

Aynur Erdem

DİĞER YAŞAMA DAİR HABERLERİ
 Kişisel gelişim için farkındalık şart
 Haftanın Kitapları
 50'lerin kadını geri dönüyor
 Vitrinler Renklendi
 Anadolu'nun onbir dili
 Bırakın şövalyeniz bildiğini yapsın
 Tarih ve sanat bu medresede buluşuyor
 Kanseri güleryüzüyle yendi
 Anneannelerin kürkleri dolaplardan çıkıyor
 Bahçeler çiçek açmaya başlıyor
 Moda dünyasına veda kolay olmadı
 Çaylakların en hızlısı geri döndü
 Aşk adına en büyük çılgınlığım evlenmekti
 Dicle'ye yeni imaj
 İpek gibi cilt
 Haftanın Kitapları
 Markalı tasarımda ikinci el şıklığı
 Sesinden önce kimliğin önemli
 Vıdı vıdı yapmaktan vazgeçin
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
Amerika'nın varlığını sorgulayan belgesel
Amerika'nın varlığını sorgulayan belgesel
Errol Morris'in bu yıl en iyi belgesel Oscar'ını alan "Yüzyılın...
Asmalı Konak'ın yönetmeni artık beyazperdede
Asmalı Konak'ın yönetmeni artık beyazperdede
Çağan Irmak'ın ilk sinema filmi yadırgatıcı". Baştan sona ilgiyle...
Balat'ta Akdeniz yemekleri
BALAT'ta son dönemlerde birbirine ardına şık mekanlar açılmaya...
Denizden gelen özel lezzetler
Çengelköy balık restoranları arasına bir yenisi daha eklendi: Del...
Beckham'la frikik çalışmak imkansız değil
Adidas 2004'te yıl boyu sürecek bir kampanya düzenliyor. Kampanya Adidas'ın...
Aynı anda üç işi birden yapıyor
Cine 5'te haber bülteni sunan Duygu Giray aynı zamanda Dedeman Otel'in Halkla...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | ON Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Teknoloji | Otomobil | Sinema | Hobi | Çizerler
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.