kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Teknoloji
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Nebil Ozgenturk @ SABAH
 

Eski kuruşlarınızı çıkarın!

Kaç zamandır hazırlıyorlar, hazırlanıyoruz.. "Artık kuruşun hesabını yapacaksınız" diyorlar.. 2005 yılının ilk aylarından itibaren Türk lirasından sıfır atılacak, 10, 20, 100 kuruşlar ve 25, 50, 100 liralar tedavüle girecek, eski paralar bir süre hükmünü sürdürecek sonra da bir yana bırakılacak ya da "sandığa" çıkacak...
Ve manava gidip mesela, kilosu beş milyon lira, olan domates, birdenbire bir liraya düşecek(!), iki kilo turp alınacak karşılığında elli kuruş verilecek!
Derler ki, şu an kullandığımız ne kadar para varsa kullanılmaya devam edeceği için, başlarda kargaşa da yaşanacak, eski para, yeni paraya, yeni para eski paraya karışacak.. Yani, kısacası, at izi it izine karışacak... İşin erbabı hiç değilim ama doğrusu neşeli, belki de çok doğru şeyler olacak paramıza dair!

***

"Abdal'a malum olur" derler ya..
İşte... Paramızla ilgili bu fırıtınalı haberlerin tam orta yerinde eski bir dosttan, içinde "bir Nebil Özgentürk haberi"nin yeraldığı maziden bir Günaydın Gazetesi küpürü geldi.. Tam 15 yıl önceki bir sayı, Günaydın o zaman başka bir Günaydın.. Ben de orada İstanbul'dan ve yurttan haberler yazan bir muhabirim...
Dostum Bülent Bey, saklamış ve küpürün kenarına bir yazı iliştirmiş;
"Kırın artık bu elleri Nebil Bey, Size hatıra amacıyla vermek için sakladım!"
Doğrusu pek keyiflendim, kırmaya vurmaya meyilli bir kalem değilim, (aksine kırılmaya daha çok) ama kendi suretimi, amatörce ama içten yazılmış bir haber yazma üslubunu ve yaptığım "araştırmacı gazeteciliği"(!) görünce yani karşılaşınca bi tuhaf oldum, gülümsedim, zaman nasıl da geçiyor misali, gazetecilik yönteminin nasıl olup olduğuyla ilgili...
Neyse..
O zamanların "çok satan bir günlük gazetesi"nde "sürmanşet" olan bir uygulama haber" patlatmışız(!), geçim ya da pahalılık derdinde olan yurttaşa kazık atanlara, paranın üstüne kazık çakanlara ders vermeye niyetlenmişiz, sebze meyve fiyatlarının hal-i pür mealini gözler önüne sermişiz.(!)
Az şey değil, kostümü kılıfı kıyafeti uydurmuşuz, yurdun dört bir yanındaki seraları, tarlaları dolaşmışız, gizli kamera kullanmadan. Göğüs üstü teyp kuşanmadan, şapkamızı takıp takıştırarak "üreticiden alıp tüketiciye" domates, biber patlıcan, portakal satmışız, güya manavlık yapmışız ve böylece "sebze meyvenin dayanılmaz pahalı yolculuğu"nu belgelemişiz!
Demişiz ki "vicdansız manav!"
Demişiz ki.. aracılar komisyoncular halkımızı kazıklıyor, kırın artık bu elleri!
Ama koca koca puntolarla, o yılın fiyatlarını sayfalara yerleştirmişiz..
İşte, benim demem odur ki...
O zamanlar, 15 yıl öncenin gazete küpüründe, kayda geçirdiğimiz, dudak uçuklatan cinsten sayılan rakamlar...
Önümüzdeki aylarda yeniden o kuruşlara, minik liralara dönmeye hazırlanmamız, tümü gözümün önünden geçiyor, önümüze serpiliyor.!
Şimdi, hem "yeni dönem"e hazırlık yapmak, biraz o döneme ironik bakarak durum tesbitinde bulunmak, biraz nostaljik takılmak için, biraz değişen ne var bakıp anlamak için, sizlere o günlerden o satırlardan bir demet sunmak istiyorum.. Bir de "manavlık, seyyarcılık hatıram"a ilişkin fotoyu, yani gazete küpürünü!
Günahı da sevabı da bana..
Ve araştırmacı, atlatmalı ve de uygulamalı bu haberi(!) birlikte yaptığımız arkadaşım Adil Bali'ye... Kurulun koltuklarınıza ve gözlerinizi kapayın, zaman tüneline girmeye hazırlanın, liraların ve hayatın yolculuğuna çıkın!
***

(Günaydın-Antalya) Üreticiden tüketiciye fiyatlar kat kat katlayanlar utansın..
Günaydın muhabirleri, Adana'daki üreticilerden aldıkları portakal, mandalina, limon, domates ve kıvırcık salatayı İstanbul'daki halk pazarına sattı...Üreticiden kilosunu 350 liradan aldığımız portakal bize nakliye, rüsum, kamyon kirası ve firesi ile birlikte yaklaşık 500 liraya mal oldu...
Portakalı 600 liradan sattık. Maliyetin üzerine çok az kâr koymamıza rağmen 1 ton portakaldan 100 bin lira kazandık. Aynı portakal İstanbul'daki manavlarda 2000 liradan satılıyor!
Tarla ve bahçeden alıp Beşiktaş pazarında en ucuz biz sattık. Yine de 245 bin lira kazandık!
Malı yükleyip sonra kamyonla İstanbul'a geldik.. Beşiktaş Belediyesi'ne bağlı "Üretici pazarına" girdik. Portakal için 600 lira, domates için 900 lira, king mandalina için 750 lira etiket koyduk. Tabii mallarımız iki gün gibi kısa bir zaman dilimi içinde satılmıştı. Epey de kâr etmiştik..
Neden pahalı yiyoruz?
Özellikle büyük kentlerde yüksek fiyatla satılan meyve ve sebzeleri pahalı yememizin tek nedeni üretici bölgelerinden satış yerlerine kadar çokça el değiştirmesi... Bu zincir içerisinde bahçede 350 lira olan portakal üreticiye 2000-2500 lira arasında satılıyordu. Bu arada bazı aracıların uyanıklığı ve açıkgözlülüğü de gündeme geliyor. Örneğin eğer İstanbul hallerinde bir meyve çok varsa telefon trafikleri başlıyor. "Çok mal var ucuza gidiyor. Aman malı bekletin" deniyordu. Böylece halde mal azalıyor, fiyat yükseliyor ve yeniden yüksek fiyattan mal satıyordu.
Sonuçta ülkemizde üretici pazarların yeterli olmadığı ve tüketicilerin manavdan almak zorunda kaldığı anlaşılıyor. (Yorumun amatörlüğüne bakın!)

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Fatih Terim ve vefa.!   / 20-03-2004
 Ölü şehrin türkücüsü   / 14-03-2004
 Pornografik Susuz Yaz!   / 13-03-2004
 Diyarbakır'daki Yeşilçam!   / 07-03-2004
 Yol öyküleri, Siirt notları.. (1)   / 06-03-2004
 Eski kuruşlarınızı çıkarın!   / 29-02-2004
 Bahtı kara Erol Büyükburç!   / 28-02-2004
 Çizgi filmin gücü...   / 22-02-2004
 Haftanın notları...   / 21-02-2004
 Söz Memduh Ün'de!   / 15-02-2004
ERDAL ŞAFAK
Ara rapor
Yerel seçimin nabzı turlarında biz "Derin...
AHMET HAKAN COŞKUN
Anketin bozduğu morali Antalya düzeltti
Yaslı gitti, şen...
MEHMET BARLAS
Bizim modelimiz "Ilımlı İslam" değil "Liberal...
ÖMER ÇELİK
Merkezi ele geçirmek mi, merkezi inşa etmek mi?...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Bir 'Buda heykeli' gibi
Güneş Karabuda'nın elli yıl...
REFİK DURBAŞ
Uzaktakilere durum bildirgesi
Ağır siyaset kokan...
SAVAŞ AY
Genç iletişimciler pek yaman
Kocaeli Üniversitesi...
HINCAL ULUÇ
Üçüncü milenyumda köle tacirleri..
Ertuğrul Özkök,...
Kulübeye veda
Kulübeye veda
G.Saray için antrenör ceketini dün 20.45'te astığını söyleyen...
Yola devam
Yola devam
Cansun, iki sene öncesinin rövanşını alamadı. Rakibinin 1152 oyuna...
İstanbul'a tüp geçit
İstanbul'a tüp geçit
İstanbul Kazlıçeşme'de 15 bin kişiye konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan,...
'Süreci Denktaş'la bitirmek istiyoruz'
'Süreci Denktaş'la bitirmek istiyoruz'
Ankara'da geç saatlere dek süren Kıbrıs zirvesinde ise 'olmazsa...
Ayaş Tüneli vicdan azabı gibi
Ayaş Tüneli vicdan azabı gibi
28 yılda 700 trilyon lira yutan Ayaş Tüneli, devlet- siyaset- işadamı...
Şanslı mülteciler
Şanslı mülteciler
İran, Irak, Suriye ve Afganistan gibi ülkelerden kaçarak Van’a...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | ON Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Teknoloji | Otomobil |Sinema | Hobi | Çizerler
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.