|
|
Çizgi filmin gücü...
Çizgİ deyip geçmeyin. Bazen o kadar etkili olur ki. Saatler süren "söz" ya da sayfalar dolusu "yazı"dan daha güçlü bir iz bırakır.. Hala anlatılır, hala yazılır.. Meksika hükümetlerine yıllar boyu "çile" çektiren, "diz" çöktüren Zapatista gerillaları dahi isyan ya da mücadelelerinde uzun süre "çizgi"yi kullanmışlardır.. Hem de "çizgi roman"ların en sevilen, en etkili kahramanlarından Tenten'i giydirerek! Giydirmek dediğim, bildiğimiz Tenten'in, konuşma balonlarını, kendi imaj ve mesajlarına uygun değiştirerek basıp yayınlamışlar ve "korsan" biçimde piyasaya sürmüşler.. Ve muhteşem denilecek bir satış ve ilgi görünce de, seriye dönüştürmüşler. Böylece liderleri Marcos'un etrafında, dağa konuşlanmış olan Zapatistalar, halka ve hükümete duyurmak istediklerini "Zapatist Tenten'in maceraları" arasına sıkıştırarak dile getirmişler.. O kadar etkili olmiş ki ve o kadar halk desteği almış ki, devlet, Meksika sokaklarında "korsan ve uyarlama Tenten kitabı" avına çıkmış ve satıcısını da okuyucusunu da tutuklamaya başlamış! Ama buna rağmen "okur"un okumasına mani olunamamış! Neyse, bir kez daha demem o ki, çizgi, sanatların en etkililerinden biridir; Ki zaten bunun farkında olan CHP, epeyi gürültü çıkaran ve seçim kampanyası boyunca TV'lerde kullanılacak olan Temel Reis'ten mülhem, Anadolu Delikanlısı Deniz Kaptan'ın, Karasakal'a karşı mücadelesi adını verdiği "çizgi film serisi"ni devreye soktu.. Ve yazmamın nedeni odur ki.. Bu işin "tanık"larından biri de benim! Şimdi, ne demek mi bu? Anlatayım.. Geçen günlerden birinde tanıtım işleriyle haşır neşir bir arkadaşım aradı. "Bir siyasi parti için çizgi film yaptırmak istiyorum.. Hem seri hem pratik hem de başarılı bir biçimde yapan kim var?" Bu alanda öne çıkmış bir iki dostumu saydım ama yıllardır sessiz sedasız uluslararası çizgi film projelerine imza atan Ergün Gündüz'ün isabetli olacağını söyledim. Ve tanıştırdım, buluşturdum, çekildim. Hangi partiye, ne çizeceğini bilmeden, sormadan. Aradan günler geçti.. Bizim Ergün'ün çizgilerinin sayfalara yansıdığını ve "CHP'nin seçimlerdeki ağır toplarından biri" haline geldiğini görünce, bir siyasi partinin "ateşli silahı"na yataklık ettiğimi farkettim. Hem de farkında olmadan! Yani; işin özü, suçlulardan biri benim efendim!
***
Şaka bir yana.. Ergün Gündüz'ün, bu ne ilk ne de son başarısı ve becerisi.. Zaten, bu satırların asıl nedeni de bu ülkenin kuytu labirentlerinde, en sade ve dingin haliyle, işini güzel güzel yapanlardan birine, Ergün Gündüz'e, bir kez daha "merhaba" demektir.. Ergün, ofisine ne zaman gitsem "taze" bir projesini ya da hayallerini anlatır, gösterir.. Çizgisinden, sapmadan yenilikçi projelerini... Bir dönemin efsanevi dergisi Gırgır'ın, yani Oğuz Aral cemaatinin dört silahşörlerinden biri olmanın rüzgarıyla, yıllarca basın alanında etkili ve keyifli işler yapan Gündüz, birkaç zamandır daha çok çizgi filmle haşır neşir. Bakın, şurada söylemeliyim ki, (hep ithal edecek değiliz ya) pek yakında sinemalarda gösterilecek uzun ya da kısa metrajlı bir çizgi sinema filmiyle de karşımıza çıkacak Ergün "Parkların Sürekliliği" adını verdiği ve "gerçek görüntü"den ayırdedilmeyecek denli başarılı "çizgi film"in ilk dakikaları hazır bile (bu kısacık bölüm dahi bir ayda hazırlanmış! Ve Ergün tabii ki öğrencilerinden de destek alıyor..) Gerilimiyle, müziğiyle, planları, oyunculuklarıyla harika bir başlangıçtı benim seyrettiğim..
***
Kısacası, "iyi şeyler" hiç eksik olmuyor dostlar. Şimdi, sözümüzü "bal"la bitirelim.. Fransızların dünyaca ünlü çizerlerinden Jacques Fernandez, Ergün Gündüz için, yine bir Fransız aktüalite dergisinde şu satırları kaleme alır. "Ergün'ün Türkiye'ye hala kuşkuyla bakan Batı Avrupa'da tanınması gerektiğini düşünüyorum. Muhteşem Kapı'nın (Osmanlı) bir varisinin, Avrupa Kapısı'nı evrensel bir alan olan çizgi roman ile çalmasının bir ironi olduğu kanısındayım."
|