| |
"Homurtu başlamadan"
Bolu Valisi Mehmet Ali Türker "44 sayfalık bir dosya" hazırladı... Bolu'yu ziyaret eden "devlet büyüklerine" veriyor... Dosyada "çözülmesi gereken öncelikli sorunlar" madde madde sıralanıyor. Sayfa 24, madde 9: - ..... Bolu'da mutlak yoksulluk sınırı altında kalan hanelerin oranı yüzde 21 dolayındadır... Yoksulluğun önlenmesi için gelir ve istihdam artırıcı proje ve politikalar oluşturulması...
*** Nereye gittiysek "aynı sorunu" dinledik: - İşsizlik... Yoksulluk. Bolu'da da böyle, Konya'da da. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Özkafa dedi ki: - Göreve ilk geldiğimde yüz kişiden 70'i yol, su, asfalt, otobüs isterdi... Şimdi yüz kişi odama giriyorsa, 90'ının derdi aynı... İş, iş, iş.
*** Başkan "yaptığı hizmetlerden" emin: - Alaattin tepesine çıkıp, bağırsam: Ey ahali, benden beklediğiniz hizmet var mı?.. Ey muhtarlar, asfaltsız yolunuz kaldı mı?.. Kimseden olumsuz yanıt gelmez... İsterseniz birlikte Alaattin tepesine çıkalım. "Başkan" dedik: - Çıkalım ve birlikte bağıralım: İş arayan var mı? Mustafa Özkafa "millet kuyruğa girer" diye konuştu.
*** Konya Büyükşehir AKP adayı Tahir Akyürek anlattı: - Konya'da çalışabilir nüfusun en az yüzde 21'i işsiz. "İşsiz Konyalı" belediyeden bir şeyler bekliyor. Ama Saadet Partili Mustafa Özkafa da, AK Partili Tahir Akyürek de "kimseye yalan söylemiyor... Kimseye umut dağıtmıyor." "Belediye iş kapısı değil" diyorlar. Tabii "işsizliği önlemeye yönelik projeler" de üretiyorlar. Projeleri "özel sektörün önünün açılması." Tabii bu da "belediyenin kendi başına yapabileceği bir şey değil." Olay "Hükümet politikası."
*** TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış'ın kapısını çaldık: - Sayın başkan... İnsan haklarına aykırı bir durum var... Size söylemeye geldik. - Hayırdır. - Nereye gittiysek, herkes iş istiyor... İşsizlik, almış başını gidiyor. Elkatmış: - Hiç sormayın, en büyük sıkıntı o... Diğer işler iyi, kötü yoluna giriyor... Ama en önemli sorun işsizlik... O bir çözülebilse, öteki problemler kendiliğinden hale, yola girecek.
*** Elkatmış'ın kapısının önü "işsiz dolu." Kimi diyor ki: - Başkanım, falanca yere eleman alınıyor... Söyleyin beni de alsınlar. - Kardeşim, inanmayın, hiçbir yere eleman alınmıyor. - Alınıyor başkanım. Elkatmış üşenmiyor, sözü edilen kuruma telefon ediyor: - Eleman aldığınız doğru mu? - Hayır efendim.
*** Kimi de Mehmet Elkatmış'a şunları söylüyor: - Size oy verdik... Şimdi seçim zamanı... Böyle zamanlarda işsizler işe yerleştirilir... Ne olur, çocuğuma bir iş. - Kardeşim artık devlette iş yok. - Biliyorum yok ama... Bir telefon edin, sizi kırmazlar, çocuğumu işe alırlar.
*** "Bu olayı seyretmek bile" insanın sinirlerini bozuyor. "İşsizlerin, çaresizlerin" sızlanmaları dayanılır gibi değil.
*** 28 Mart seçimleri "sonucu önceden belli maça" benziyor. Bazı illerde "sürpriz" olacak, olmasına ama... "Genelde" sürpriz yok. Seçimin galibi AK Parti. Hükümet, seçimden sonra ne yapıp, etmeli "yatırım iklimini" yaratmalı. Yatırım olmalı ki, işsizlik azaltılsın. Yoksa, şu anda "sızlanan" vatandaş, hızla "homurdanmaya" başlar.
|