| |
|
|
Sarayda akşam yemeği
Batum'da ışıklar "cılızdı" ve sık sık da kesiliyordu ama... Acaristan Cumhurbaşkanı Aslan Abaşidze'nin sarayının bulunduğu caddede ağaçlar bile aydınlatılmıştı. Saat 20.20'da salona buyur edildik. "On dakika beklememiz" istendi. Bu sırada çay, kahve, su, meyve ikramı başladı. Tam "bir saat on dakika" bekledik. Ve salona saat 21.30'da Cumhurbaşkanı Abaşidze girdi: - Kusura bakmayın... Bizde biraz problem var... Onun için sizi beklettim. Sonra hemen "konuya" girdi: - Birinci adamdan öğrenmek istediğiniz bir şey var mı?
DURUM KÖTÜ - Neler oluyor sayın Cumhurbaşkanı? - İyi durumda değiliz... Kötü şeyler oluyor. - Örneğin? - Gece kapı çalınıyor... Polisler giriyor... Dövüyor... Yatağın altına silah koyuyor... Sonra evde silah bulundu diye adamı götürüyor... Birkaç gün hapis yatırıyor... Ardından para alıp, bırakıyorlar. - Nerede? - Tiflis'te... Her yerde... Batum'da da bir defa oldu.
İÇ ÇATIŞMA - Dışardan karıştıranlar mı var? - Olabilir... Böyle büyük bir şey olduğuna göre. - Bu iş nereye gidiyor? - İç çatışmaya. - Neden böyle oldu? - Şeverdnadze halka zulmetmişti... Ama Saakaşvili daha ileri gidiyor.
KİLİSE BASKINI Abaşidze emir verdi ve salondaki TV açıldı. TV'de "Tiflis'teki bir kilise baskınından" görüntüler vardı. Kırılan kapılar. Dövülenler. Yaka, paça götürülen papaz. Kilisede "başka dini inançtan bir kanun kaçağının saklandığı" ihbarı gelmiş. "İçişleri Bakanı'nın komutasındaki polisler" de kiliseyi basmışlar. Cumhurbaşkanı Abaşidze: - Tiflis ordusu Acaristan'a girecek... Dünyaya sesleniyorum... Engel olsunlar... Mihail Saakaşvili anormal bir insan... Amerika arkamda diyor, zulüm yapıyor.
BUSH'A MEKTUP Abaşidze ikide bir kalkıyor, salonda dolaşıyordu. Sık sık salondan birkaç dakikalığına çıkıyordu. Sıkıntılıydı. Bir ara şöyle dedi: - Benim gücümü kırmak istiyorlar... Ülkemi işgal edecekler... Buna izin veremem. Bu sırada salona "Yüksek Mahkeme Başkanı" geldi. Ardından da "Parlamento Başkan Yardımcısı." Abaşidze: - Şubatta, Tiflis'in askeri araçları Acaristan'a girmek istedi... Bush'a yazdım... Amerikalı gazeteciler geldiler, gördüler... Acaristan'a askerlerin girmesine engel olduk... Onları yine durdurabiliriz.
AKŞAM YEMEĞİ Bir türlü yerine rahat oturamıyordu. Saat de 22.30'u geçiyordu. "Sizin için çok yoğun bir gün" diyerek izin istedik. Abaşidze "hayır" dedi: - Yemek hazırlattım. Ve yemek salonuna geçtik. "Türk-Gürcü dostluğuna" kadeh kaldırdık. "Cumhurbaşkanlığı sarayı için özel olarak yapılmış" şaraptan ikram etti. "Dünyada eşi yok" dedi. Yemeğin sonuna doğru da "ballı votka." O da yine "saray için özel yapılmış."
MOSKOVA'YA UÇUŞ Yemek boyunca birkaç kez "iç çatışma çıkacak" diye konuştu: - Sorunlar diyalogla çözülebilir... Çözülmeli... Ülkemi işgal ettirmem... Etmek isterlerse çok kötü olur... Kan akar. Saat 23.30'da bir görevli geldi, Abaşidze'nin kulağına bir şeyler söyledi. Abaşidze "lütfen siz yemeğe devam edin" dedi, bizimle vedalaştı ve çıktı gitti. Ondan boşalan iskemleye, Parlamento Başkan Yardımcısı oturdu. Sorduk: - Sayın Cumhurbaşkanı'nın acil bir işi mi çıktı? Parlamento Başkan Yardımcısı, eliyle, "havalanan bir uçak" işareti yaptı: - Moskova'ya uçuyor. - Niçin? - Acaristan'ın işgalini önlemek için.
|