|
|
İyi dilek çöplüğü...
Bayram öncesi ama daha da yoğun bayram sonrası oradan buradan kopyalanıp yapıştırılmış, Louis-Abdül stili ağdalı e-mesajlarla boğuştum yine.... Aziz Valentin günü öncesi ve sonrasında da 'Sevgililer Günü' mesajlarıyla... Nasıl şirketlerde Al Gore'un deyişiyle zaman içinde 'bilgi çöplüğü' oluşuyorsa; bu da özel günlerde oluşan 'iyi dilek çöplüğü'. Ne gönderenin adı anlaşılır; ne de gönderilene özel tek laf vardır. Yaz mesajı. Toplu gönderim için gerekli adresleri gir. Bir klik. Gönder gitsin. Böyle gelen mesajları çöpe atmak için harcanan zamana bile yazık. Bu mudur bizim kutlama geleneğimiz? Nerede kaldı büyüklerin ellerini, küçüklerin yanaklarını öpmek. Ya da sevdiğine sevdiğini gözlerinin içine bakarak söylemek. En azından birbirimizin sesini duyarak anlaşmak. Ben şahsen, özel yazılmamış, ya da toplu gönderim olduğu anlaşılan her mesajı okumadan çöpe atmaya devam ediyorum. Kendini gizleyen numaralara cep telefonunda cevap vermediğim gibi. Not bıraksınlar, geri ararım. İşin ilginç yanı, bu ülkenin gidişatında söz sahibi olan önemli kişiler isimlerini gizlemezken, 'fasulyeden' orta kademenin adına böyle bir önem atfetmesi... Siz siz olun beşeri iletişim kanallarını kullanın!
|