|
|
|
|
Adet sancısı evlenince değil tedavi ile geçiyor
Regl dönemi ve doğum gibi, sadece kadınların karşı karşıya kaldığı bazı özel durumlarda yaşanan ağrılar var. Ayrıca, rahim dokusundaki bozukluklar da kadında sürekli ağrıya sebep olabiliyor. Ağrı kliniklerinde bu sorunlar çözüme kavuşturuluyor
Rahim ağrısı ile regl ağrısı birbirinden farklı mıdır? Farklıdır. Rahmin kendi hastalıklarında da şiddetli ağrılar ortaya çıkabilir. Seks sırasında psikolojik etkenlere bağlı, şiddetli ağrılar hissedilebilir. Ayrıca rahim dokusunun iç bölümünde meydana gelen çeşitli bozukluklarda da sürekli ağrılar ortaya çıkabilir.
Düzenli seks hayatı daha az regl ağrısı mı demek? Hayır, düzenli ya da düzensiz seks hayatının, evlenmenin aslında duyulan bu ağrılarla pek bir ilgisi yoktur. Belki psikolojik bir etkisi olabilir, o kadar.
Regl ağrıları normal midir? Bu ağrılar iki nedene bağlı olarak ortaya çıkar. Birincisi; kadın organlarında meydana gelen bir bozukluğa bağlı olabilir. İkincisi ise; organlarda bir bozukluk ya da psikolojik nedenlere bağlı olmadan ortaya çıkan ağrılardır. Genellikle aybaşı kanamalarından bir-iki gün önce başlar, en geç iki gün sonra biter. Sırtın arka kısmına, kuyruk sokumuna vurabilir. Kanamanın ilk saatlerinde başlar. İlk adetten birkaç ay sonra ortaya çıkarak, yıllarca sürebilir. Özellikle doğum kontrol hapı kullananlarda daha sık görülmektedir. Aybaşı döneminde baş ağrılarının sıklığında bir artış olur.
Bu ağrılardan kurtulmanın yolu nedir? Tek yolu ağrı kesicilerdir. Çok şiddetli regl ağrısı çeken hastalarda, ağrı başlamadan, o dönemlerde kuvvetli ağrı kesicilerin kullanılması gerekir. Eğer biyolojik bir rahatsızlıktan değil de kasılmadan kaynaklanıyorsa, başka türlü tedavi edilemez.
Doğum ağrısı nasıl başlar? Doğum ağrısı başlıca iki bölüm halinde ele alınabilir. Doğum sırasında meydana gelen olaylar bir süreç halinde düşünülmelidir. Birinci dönem; bebeğin aşağıya doğru hareketinin başlamasıdır. Bu dönemde belirli aralıklarla başlayıp, yavaş sıklaşan ağrı vardır. Buna doğumun birinci dönemi denir. Bebeğin ana rahminden çıkış dönemi ise; doğumun ikinci dönemidir. Doğumun birinci döneminde duyulan ağrının, rahim ağzının genişleme sırasında gerilmesine bağlı olduğu düşünülmektedir. Rahim ağzının 3-4 cm kadar açıldığı dönemde ağrı künt bir ağrıdır. Bele vurur. Rahim ağzı daha fazla açıldığında, ağrının şekli değişir ve bıçak saplanması tarzında olmaya başlar. Doğumun ikinci döneminde ise, kasıklar arası kaslarının kasılmasına bağlı ağrılar diğerleri ile birleşir. Bu ağrıların en büyük farkı; çok daha keskin olmaları ve yerinin anne tarafından daha iyi tanınabilmesidir. Doğum ağrısının en büyük özelliği; bebek çıkar çıkmaz bitmesidir.
Doğum ağrısının kesilmesi doğru mu? Annenin doğum ağrısı çekmesinin anneliğini daha çok hissetmesine yardımcı olduğu, bu nedenle doğum ağrısı çekilmesinin yararlı olduğu şeklinde kanı vardır. Ayrıca, doğum ağrısı kesilmesinin hem anne hem bebek yönünden doğru olmadığı düşünülür. Doğum ağrısını kontrol için kullanılan çeşitli yöntemlerin yan etkileri nedeniyle, özellikle ülkemizde ağrısız doğum yeterince yandaş bulmamaktadır. Ama ağrının kontrolü bebek ve anne için son derece sağlıklıdır. Ağrıyı kontrol altına almanın amacı yalnızca ağrıyı kesmek değil, doğum sırasında şiddetli ağrının vücutta meydana getirdiği değişiklikleri de ortadan kaldırmaktır. Bazı annelerde bu şiddetli ağrılar psikolojik bozukluklara yol açabilir. Ağrı nedeniyle annenin kendini aşırı yorması, bebeğin oksijensiz kalmasına yol açar. Bu da bebek doğduktan sonra bazı bozukluklara yol açabilir. Ağrısız doğum batıda yaygın olarak kullanılır.
Doğum ağrısında hangi yöntemler kullanılmalı? Ağrısız doğumu ilk uygulatan annelerin başında ünlü İngiliz Kraliçesi Victorya gelir. Yüz yılı aşan bir süredir uygulanan çeşitli yöntemlerin içinde son zamanlarda, omuriliğe yakın bir alana yerleştirilen ince sondalarla mevzi uyuşturucu maddeler verilmesi başta gelmektedir. Yöntem, dikkatli uygulandığı taktirde bebek ve anneye hiçbir zarar vermeden, yalnızca ağrıyı kesmektedir. Bu yöntem hem sezaryen hem de normal doğum için kullanılabilir. Sezaryenli doğumlarda kullanıldığı taktirde, ameliyat sonrası ağrıların giderilmesi için de kullanılabilecektir. Batına bugün için en sık uygulanan yöntem budur. Son zamanlarda uygulanan diğer bir yöntem; bel bölgesine elektriksel uyaran verilmesidir. Bu sayede, doğumun birinci dönemindeki ağrılar kontrol altına alınabilmektedir. Ağrısız doğum için annenin önceden hazırlanması şarttır. Hastanın ağrısını kendi kendine kontrol altında tutabilmesi, ağrıya herhangi bir girişim gerekmeden dayanır hale gelebilmesi için, psikologlar tarafından çeşitli yöntemler uygulanmaktadır.
Doğum ağrısı kadınlar için yararlı mıdır? Doğumun ağrısız olarak gerçekleştirilmesi annenin anneliğini kaldırmaz. Annelik bütün bir yaşamı kapsayan önemli ve güzel bir duygudur. Bir ya da iki saatlik bir zaman dilimi ile ölçülemez ve ölçülmemelidir. Ne var ki, ağrının kontrolü hem bebek hem de anne için son derece sağlıklıdır. Doğum ağrısını kontrol altına almanın amacı yalnızca ağrıyı kesmek değil, doğum sırasında şiddetli ağrının vücutta meydana getirdiği değişiklikleri de ortadan kaldırmaktır.
Doğum ağrısı ne tip sorunlara yol açar? Bazı annelerde doğum sırasında meydana gelen şiddetli ağrılar, çıldırmaya kadar varan ciddi psikolojik bozukluklara yol açmaktadır. Ağrı nedeni ile annenin kendini aşırı derecede yorması, bebeğin oksijensiz kalmasına yol açmaktadır. Bu da, bebek doğduktan sonra bazı bozukluklara yol açabilir. Bütün batı ülkelerinde yaygın olarak kullanılan ağrısız doğum, son derece insancıl bir girişimdir. Önemli olan; yöntemlerin ehil ellerde, uygun ortamlarda ve dikkatli olarak uygulanmasıdır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|