|
|
|
|
Rüya gibi bir şeydi
Kalp Cerrahı Alp Dolgun "nakil" böbrekli. "Kalp ameliyatları ile yeniden hayata dönen insanları hem doktor hem de bu ikinci "şans"ı yakalamış biri olarak daha iyi anlıyorum" diye konuşuyor.
Bir iki kişi değiller. Kronik böbrek hastalarının Türkiye'deki sayısı 30 bini buluyor. "Nasıl olur, tüm sorunumuz biraz fazla yorgunluktu" diye anlatıyorlar hastalıkla ilk tanıştıklarında verdikleri tepkiyi. Aslında bu hastalığın özelliği tam da bu işte. Sinsice ilerlemek ve ancak organı yitirme noktasında "belirti" vermek. Hayatın herhangi bir döneminde bu kötü süprizle karşılaşmamak için neler yapmak gerektiğini Türkiye'nin en ünlü nefrologları sizler için anlattılar. Böbrek sağlığını korumak için sağlıklı yaşam önerilerinde bulundular. Böbrek nakli hangi merkezde yapılıyor sizler için araştırdık. Artık tıp dünyası doku uyumu bile aramıyor. Hastalar böbrek naklinden sonra yeni hayatlarını anlatıyorlar. Nasıl anne olduklarını, iş hayatına atıldıklarını kendi hayatlarından çıkardıkları derslerle gözler önüne seriyorlar. Çocukları bu sinsi hastalıktan korumak için neler yapılması gerektiğini konunun uzmanları anlatırken, hastalara savaşma stratejilerini veriyorlar. İşte doktorlar ve hastalığı yaşayanların anlattıklarıyla Türkiye'nin böbrek dosyası...
ALP Dolgun'un böbrek hastası olarak yaşadıkları gerçek hayatın kimi zaman kurguların üzerine nasıl geçebileceğini gösteriyor. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitiren Alp Dolgun, 26 yaşında Kalp ve Damar Cerrahisi'nde ihtisas yaparken tanıştı yıllardır yaşamını yönlendiren hastalıkla. Doktor olmasına karşın hiç şüphelenmemişti... Halsizliğini, baş ağrılarını ve ara sıra çıkan tansiyonunu hep çok çalışmasına bağlıyordu çünkü.
Sonunda bir takım tetkikler yaptırmaya karar verdi. Böbrek yetmezliği yaşadığını öğrenince, hayatı karardı adeta. Çünkü bu hastalık hakkındaki bilgileri, onu zorlu günlerin beklediğini gösteriyordu. "Ailemde hiç böbrek hastası yoktu. Neden ben diye düşündüm. O yıl birkaç kere boğaz enfeksiyonu geçirmiştim. Bu mikrop bazen kalbi bazen de böbrekleri tutabiliyordu. Ben kalbine zarar veren hastalara ameliyat yapıyordum. Bu sırada benim de böbreklerimi tutmuştu. Ciddi depresyona girdim. Gelecek hakkında beklentilerim bir anda silindi, hayatta kalmak herşeyin önüne geçti. Kariyer, ihtisas, meslekte belli bir şeyler yapabilmek önceliğini bir anda kaybetti." diye anlatıyor o günlerde yaşadıklarını, hissettiklerini, çaresizliğini.
AŞKI HAYATA DÖNDÜRDÜ Yaşadığı aşk sayesinde toparlandığını da itiraf ediyor bu arada. Şu anda eşi olan kız arkadaşının desteğiyle ayakta kalabildiğini anlatıyor. Sonraki beş yıl sıkı diyet, rejim ve yoğun çalışma süreci ile geçmiş. Bu sırada evlenmiş. Tam da eşi minik kızlarına hamileyken, böbrek yetersizliğinin artık son safhaya ulaştığını söylerken hâlâ sesi titriyor. "Uyguladığım sıkı rejim nedeniyle çok kilo kaybetmiştim. Aşırı halsizdim. Bir kat merdiveni çıkamayacak duruma gelmiştim" diye anlatıyor hastalığının son evrelerini. Böbrekleri tam olarak iflas ettiğinde ise haftanın üç gününü diyalizde geçirmeye başlamış. O diyalize giderken böbrek arayışı da başlamış. Kan testleri sonunda kendisinden beş yaş küçük olan kardeşi ile dokularının tutması tam bir bayram havası yaratmış ailede. Herkes sevinç gözyaşına boğulmuş.
BÖBREK KARDEŞİ OLDUK Eşinin doğum haberini aldıktan sonra ameliyat için kızının kırkının çıkmasını beklediğini ve transplantasyonun ardından her şeyin sihirli bir değnek değmiş gibi düzeldiğini söylüyor. "Birden iyileştim. Rüya gibi bir şeydi" diye anlatıyor hissettiklerini. Kardeşi ile ilgili de, "Herkesin kardeşi özeldir. Hastalık ilk belirdiği günden sonra bana hep bu teklifte bulunmuştu. Ama bizim aramızdaki bağ bu ameliyattan sonra başka bir düzeye çıktı" diyor.
HERKESE BU ŞANS VERİLMELİ Ve bir doktor hem de her ameliyatta insanlara ikinci bir yaşam şansı sunan bir doktor olarak, "Ben ikinci hayatımı yaşarken herkese bu şansın verilmesini istedim. Kalp ameliyatları ile yeniden hayata dönen insanları artık hem doktor hem de bu şansı ikinci kez kullanan kişi olarak daha iyi anlıyorum" diyor Dr. Alp Dolgun.
Dolgun, Ankara SSK Dışkapı Hastanesi'nde çalışıyor şimdi ve haftada kimi zaman 10-12 açık kalp ameliyatına katılıyor. İkinci şansının değerini bildiğini vurgulayan Dr. Dolgun, "Organ bağışının ne denli önemli olduğunu biliyorum. Gerektiğinde ailelere kendi hikayemi anlatarak onların da başkalarına hayat vermelerini istiyorum. Bazen bu kalp nakli oluyor. Yeni yaşamımı başkalarına bu yaşamı vererek geçirmek benim için önemli. Çünkü bu organın bende emanet olduğunu biliyorum. Vücudumun bunu geri atmaması için ilaçlar alıyorum ve en ufak bir enfeksiyonda yine aynı sorunlara geri döneceğimi biliyorum" diye konuşuyor.
Esra Tüzün
|
|
|
|
|
|
|
|
|