|
|
|
|
|
|
Kimse doğal değil
Hem kişiliksiz, sahte kadınlardan yakınıyorsunuz hem de karşınızdaki kadın bütün kalkanlarını indirip, kalbini apaçık önünüze serdiği zaman arazi oluyorsunuz. Kadınlar da artık rol yapıyor.
*** Suni ilişkiler dönemi
Erkekler bir türlü ne istediklerini bilemediği, ona bütün kalbini açan kadınlara kötü davrandıkları için ilişkilerde herkes rol yapar oldu
Geçenlerde bir moda dergisinden aradılar. "Yaptığınız en iyi alışveriş ve en kötü alışveriş diye bir konu işleyeceğiz. Sizinle de bir çekim yapabilir miyiz" dediler. Ben de zevkle kabul ettim. Kararlaştırdığımız günde bir moda editörü ve bir fotoğrafçıyla evimde buluştuk. İkisi de gencecik, pırıl pırıl iş enerjisi yüksek gayet şeker kızlardı. Her neyse keyifli, gülerek, eğlenerek bir çekim yaptık.
Çekim arasında ve bitiminde kahvelerimizi içerken tabii ki kız konuşmaları yapmaya başladık. Üç kız bir araya gelip muhabbet biraz derinleşince gelinen malum konuya yani erkek konusuna takıldık. "Eee anlatın bakalım kızlar, flört durumları, aşk meşk nasıl gidiyor" deyince, "Nasıl olsun işte aynen sizin hep yazdığınız gibi... Hep iyi sanılan enteresan, heyecanlı başlangıçlar yapıyoruz. Ama gardlarını indirip, doğal davranmaya başladığında hele bir de ondan hoşlandığını ve sevmeye başladığını belli ettiğinde adam birden bire değişiyor. O andan itibaren kaçak güreşmeye başlıyor, o gidiyor sandığın ilişki gelip tıkanıyor ve malum son yaşanıyor" dediler.
DOĞALLIK GEÇERLİ DEĞİL Ne yani biz bütün içtenliğimizle doğal davrandığımızda, hiçbir numara yapmadığımızda niye makbul olmuyoruz? Bu konu konuşulduğunda illa bize efendim ara sıra telefonunu kapatmalısın, adam sana her zaman ulaşamamalı, her davetine gitmemelisin, bazen meşgul olmalısın, seni hep müsait zannetmemeli, zemin kaygan olmalı yani adam seni kaybedebileceğini hissetmeli gibi tavsiyeler veriliyor. Hatta bu konuda 'adam tutmanın yolları', 'yok efendim erkeğini mutlu etmenin bilmem kaç yolu' gibi kitaplar yazılıyor.
Niye ama niye sadece olduğun gibi davransan ondan hoşlandığını, senin için kıymetli olduğunu göstersen hiç ama hiç numara yapmasan geçer akçe olmuyorsun? Niye artık gerek davranışlarıyla gerekse tarzıyla suni, numaracı kadınlar prim yapıyor? Niye adamlar seni tamamen elde ettiğini hissettikleri anda onlar için önemini kaybediyorsun, diye sorular sordular. Hatta bir arkadaşlarının yaşadığı bir olayla tezlerini desteklediler. Arkadaşları beraber olmaya başladığı ama gerçekten çok fazla da hoşlanmadığı bir çocuğa sadece bu taktikler işe yarıyor mu acaba diye yazılıp çizilen taktikleri uygulamış.
İşin sonunda çocuk hakikaten kıza deli divane aşık olmuş. Hatta üstüne gitmekle kalmayıp nerdeyse evinin önünde bekçilik yapmaya başlamış. Benzer bir olayı yıllarca playboy'luğuyla övünen bir erkek arkadaşımdan da dinledim. Bizim kurt bir kızla tanıştı. Kız "Bak ben öyle bir taahhüt altına falan girmek istemiyorum, hatta canımız istedikçe sende ya da bende buluşalım, ortalıkta seninle çok görünmek istemiyorum" dedi. Bizimki de "Oh be nihayet kafama göre bir şey buldum" diye sevindi.
Zamanla kız bu davranışlarını sürdürüp canı istedikçe görüşüp, evine dönerek hiçbir talepte bulunmadıkça, bizimkinden gelen talepler karşısında "Biz baştan konuşmuştuk, hiçbir taahhüt yok" dedikçe bizim kurt oldu bir kuzu. Süngüler düştü, tırım tırım kızı aramalar üstüne düşmeler başladı. Yani illa ilişkilerimizde numara mı yapmalıyız? Hem kişiliksiz sahte kadınlardan yakınıyorsunuz hem de karşınızdaki kadın bütün kalkanlarını indirip yüreğini apaçık önünüze serdiğinde arazi oluyorsunuz.
Niye artık kimse karşısındaki insanın gerçek kişiliğine, doğallığına, ahlaki değerlerine sahip olduğu vasıflara kıymet vermiyor. Tabii ki bütün bunların olmadığı yerlerde yaşanan ilişkiler de suni, yüzeysel olmaktan öte gidemiyor. Sonra da adamlar oturup "artık düzgün kadın kalmadı, nerede eski kadınlar" diye yakınıyorlar. Erkekler, galiba siz de pek ne istediğinizi bilmiyorsunuz. Ne dersiniz? Karşınızdakinin hayallerini, umutlarını, nevrozlarını dinlemediğinizde her tip taahhütten kaçtığınızda sadece günlük geçici ilişkiler yaşayabilirsiniz. O zaman da maalesef yakınmaya hiç ama hiç hakkınız yok. Ne demiş büyüklerimiz "Ne kadar ekmek o kadar köfte...
Ayşe Brav
|
|
|
|
|
|
|
|
|