|
 |
|
 |
  |
|
Aşk dolu yemekler
Bir erkek aşkını yemekle ifade edebilir mi? Fikret Kuşkan, Ege Aydan ve İsmail Acar, bu soruya "evet" diyen ender erkeklerden. Üç ünlü isim, aşk-yemek ilişkisini Hülya dergisinin son sayısında anlattı.
Fikret Kuşkan "Yemeklerim oyunculuğumdan iyidir" Deneyimli aktör bu ay gösterime girecek olan "Mustafa Hakkında Her Şey" filminde başrolde çıkacak karşımıza. Onu filmden önce yakalayıp yemek ve aşk ilişkisini konuşuyoruz. "Benim için yemek yemek sevişmek kadar kutsal. Aşk gibi bir şey" diyen aktör; tat, koku ve lezzetin hayatında ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. "Ellerim oyunculuğumdan daha iyidir. Her yemeği güzel yaparım" diyecek kadar iddialı. Arnavut kökenli Kuşkan, Arnavut ciğeri, zeytinyağlı pırasa ve iyi pişmiş, şekerli bir kabak tatlısından oluşan, geleneklerine ait bir mönünün vazgeçilmezleri olduğunu anlatıyor. Bu yüzden ünlü oyuncunun aşk mönüsü de bu yemeklerden oluşuyor.
Ege Aydan "Mönü gibi ilişkiyi de renklendirmeli" Yemek yapmayı ilk olarak teyzesinden öğrendiğini söyleyen Ege Aydan, o günleri şöyle anlatıyor: "Önceleri fark ettim ki malzeme tanımıyorum. Kekik, biber nedir bilmiyorum. Sonra neyin ne olduğunu tanıyıp biraz hayal gücü de katınca ilginç yemekler yapmaya başladım." Ünlü oyuncu yaptığı yemek ne olursa olsun esprili bir formata çevirmenin gerekli olduğuna inanıyor. Yemekler iyi olmazsa masayı sakarlıklarla berbat ederek o geceye dair akıllarda sadece komik anların kalmasını hedefliyor; "Ya da bezelyeleri misinaya bağlayıp tam yiyecekken havaya kaldırıp sonra tekrar masaya koyabilirim. Et yanacağı için hiç olmazsa o kaloriyi gülerek alsın. Muzip yanımla beceriksizliğimi kapatırım."
İsmail Acar "Spagetti yemek, ihtiraslı bir aşk gibidir" Nisan'da Sokak Sanat Galerisi'nde "10'uncu yıl sergisi"ne hazırlanan ressam İsmail Acar, içinde aşkın felsefesini barındıran bir yemek yapmak için kolları sıvayıp, mutfağa girdi. Ne mi yaptı? Mürekkep balıklı spagetti! Ünlü ressam, sevgilinin karşısında spagettiyi yiyebilmenin zor olduğunu söylüyor. Bu durumu da ihtiraslı bir aşka benzetiyor; "İlk karşılaşmada sevgilinle spagetti yediğini düşün. Yemek istersin, spagetti tabaktan iner, kaşıktan çıkar... Yapamazsın, ağzından bir şeyler sarkar. Ama yine de devam etmek istersin. Zor bir durum" diye anlatıyor. Aşkı herkes kırmızı güllerle sembolize etse de o, siyah spagettiye benzetiyor. Bunun sebebini de reddetme ya da kendini bulma haline bağlıyor.
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|