|
 |
|
 |
  |
|
Çağdaşlıktan geri dönüş yok
Hilafet'in Kaldırılışının 80. Yıldönümü töreninde çağrı: Laikliğe sahip çıkın
Atatürkçü Düşünce Derneği'nin Ankara'daki Hilafet'in Kaldırılışının 80. Yıldönümü paneline Özkök ve Fırtına dışındaki tüm komutanlar eşleriyle katıldı.
"HİLAFET özlemi"ne dikkat çekilen panelin sonuç bildirgesinde "laiklik ve ulusal bütünlüğün Cumhuriyet'in vazgeçilmez ögeleri olduğu" belirtildi.
*** Hilafet'e karşı komutanlı panel
Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından düzenlenen Hilafet’in Kaldırılışının 80’inci Yılı ve Günümüz Türkiyesi konulu panele kuvvet komutanları eşleriyle birlikte katıldı Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Ertuğrul Kazancı, Kemalist aydınlanmayı hedef alan kesimlere karşı bir ‘ulusal mutabakat’ın oluşması gerektiğini söyledi.
ANKARA- Halifeliğin kaldırılışının 80. yıldönümü etkinlikleri, hükümete laiklik uyarısına dönüştü. Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından düzenlenen Hilafet'in Kaldırılışının 80. Yılı ve Günümüz Türkiyesi konulu panele kuvvet komutanları da eşleriyle katıldı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, resmi bir ziyaret için İsveç'e, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İbrahim Fırtına da önceki gün meydana gelen uçak kazası hakkında bilgi almak üzere Konya'ya gittiği için panele gelemedi. Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur, MGK Genel Sekreteri Orgeneral Şükrü Sarıışık, Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Metin Yavuz Yalçın salona girerken vatandaşlar tarafından alkışlarla karşılandı.
KOMUTANLARA 'BRAVO' KOMUTANLARIN salona girişleri sırasında bravo sesleri yükseldi. Komutanlar, panelin sonunda da alkışlarla uğurlandı. Bu sırada bir grup vatandaş 'Dayan Denktaş, Uyan Türkiye' pankartı açtı. Ankara Ticaret Odası Sosyal Tesisleri'nde gerçekleşen panele, katılımın çok olması dikkat çekti. Bin kişilik salon dolarken, birçok kişi konuşmaları ayakta dinledi. Çok sayıda otobüsle ATO'ya gelen üniversite öğrencileri ise konuşmaları dışarıda ellerinde Türk ve KKTC bayrakları sallayarak dinlemek zorunda kaldı. Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Ertuğrul Kazancı, açılış konuşmasında, tam bağımsızlık ve uluslararası ilişkilerde eşitlik ilkeleri üzerine oturtulmuş Kemalist aydınlanma devrimi ve Atatürkçü düşünce sisteminin çok açık ve doğrudan doğruya hedef durumunda olduğunu söyledi. Türk devrimini tüm aşamalarıyla reddeden laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti kavramını, bölücü, çağdışı ve yıkıcı mecralara sürüklemeyi deneyenlerin alabildiğine çalıştığını kaydeden Kazancı, "Cumhuriyet ve Atatürkçülükle bağdaşmayan uğraşları demokrasi çerçevesi dışına çıkararak uygulama atılımları yapmak asla kabul edilir tutum değildir" dedi.
'TOPARLANMA VAKTİDİR' KARŞI devrimin "yol, yöntem bulduğunu, mevziler ele geçirdiğini" ifade eden Kazancı, "Şimdi yeniden toparlanma vaktidir. Ulusal karakterli işbirliği, güç birliği, gönül birliği tekrar yaşamsallık kazanmalıdır. Ulus devlet, siyasal, sosyo-ekonomik ve kültürel öğeleriyle yeniden inşa edilmelidir. Gün o gündür" diye konuştu. "Ulusal mutabakat" ın ivedi bir gereksinim durumuna geldiğini söyleyen Kazancı, "Ulusal mutabakat, Atatürk'ün ilke ve devrimlerini etkisizleştirmek, anayasada tanımlanmış dünya görüşünü değiştirmek ve Türkiye Cumhuriyeti'ni bölüp parçalamak, millet ve ulus devlet anlayışını ortadan kaldırarak milli hedef ve menfaatlerimize ulaşmamızı engellemek amacındaki güçler ve odakların, milletin azim ve kararlılığı ile bertaraf edilmesine dair milletin her kesiminin katılımı ile oluşan ve kökenlerini millet olma bilincinde bulan bir toplumsal uyanış hareketidir" diye konuştu.
HİLAFET ÖZLEMİ SÜRÜYOR PANELE katılan konuşmacılar hükümeti hilafet özlemi içinde olmakla suçladı. İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nur Serter, "Hilafetin kaldırılmasına rağmen Türkiye'de şeriat özlemi duyan çevreler ne yazık ki 80 yıldır şeriat devleti kurma ütopyasını sürdürüyorlar. Siyasal İslamcılık adı altında bu işin teorisyenlerini yetiştirdiler. Kendi düşüncelerine göre eğitim veren okullarda beyinler yıkandı" dedi. Nur Serter, hilafetin kaldırılması ve Tevhid- i Tedrisat Kanunu'nun kabulünün ardından geçen 80 yıl sonrasında bu uygulamaların 2004 Türkiyesi'nde de önemini koruduğunu söyledi. Prof. Dr. Serter, Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun da 1980'lerden itibaren delindiğini, 1970 sonrası alternatif eğitim yapılanmasıyla İmam Hatip'lerin 70'ten, 600 adete kadar ulaştığını anlattı. İmam Hatip'lere yönelik kaybolan ilginin YÖK yasasında yapılacak düzenlemeyle artırılmasının hedeflendiğini savunan Prof. Dr. Serter, "Demokrasiyi toplumsal gelişmenin doğal sonucu olarak görüyoruz. Demokrasiyi araç olarak kullananlara karşıyız" dedi. Serter, "Şu anda Meclis'te görüşülmekte olan Kamu Yönetimi Temel Kanunu, ulusal birliği bozacak düzenlemelerle dolu. Türkiye'yi federe devlete dönüştürmeyi amaçlamaya yönelik bir kanun tasarısı görünümünde" dedi.
KAFİRLE İŞBİRLİĞİ AKDENİZ Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Çetin Yetkin de panelde söz alanlar arasındaydı. Prof. Dr. Yetkin, Başbakan Erdoğan'ın laiklik tanımını yanlış yorumladığını belirterek, "Sayın Başbakan, laikliği din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır diye tanımlıyor. Oysa laikliğin anlamı Batı'daki gibi dini otoritelerin devlet kontrolü altında olmasıdır" dedi. Renkli bir konuşma yapan ve zaman zaman salondakileri kahkahalara boğan Yetkin, hükümeti şu sözlerle eleştirdi: "Adım adım Hilafet'i geri getirmeye çalışıyorlar. İslamcı bir iktidar Hıristiyan güçlerle el ele vermiş işbirliği yapıyor. İktidar açısından bakıldığında kendi potansiyelini artırarak ülkeyi ters-yüz etmek durumu var. Dış güçler açısından bakıldığında Kıbrıs'ı aldılar, sıra Ege'de. Güneydoğu zaten geliyor. Başbakan kendi söyledi, Diyarbakır'ı merkez yapacakmış." Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Anıl Çeçen de, Amerika tarafından ortaya atılan ve son günlerde sıkça konuşulan Büyük Ortadoğu Projesi'nin bölücülüğe hizmet ettiğini vurguladı. Panelin ardından üç sayfalık Ulusal Uyanış ve Birlikteliğe Çağrı bildirgesi dağıtıldı. Bildirgede, ulusal bütünlüğün ve laikliğin Türkiye Cumhuriyeti'nin temelinin vazgeçilmez öğeleri olduğu vurgulandı.
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|