|
|
Namusluymuş, namussuz!..
Filmin final sahnesinde ki son söz dondurucuydu: "Vay be... Namusluymuş, namussuz!.." Hadi bu film diyelim. Yaşanmış bir olaydan bir kısa anı. Bir takım maç satar. Maç satan takımın kaptanı bu olayı anlatırken şöyle der: "Paraları aldık maçı da sattık. Ama aramızda bir kaç tane şerefsiz parayı almadı, sahaya çıkıp dürüstçe oynadı. Şerefsizler, takım arkadaşlarını sattılar!.." Her neyse efendim, konuya dönelim. İnsanın geçmişi, insanın peşini bırakmaz. Dürüst bir adam olsan da arkandan,"Namusluymuş, namussuz" diyenler olacaktır. Efendim bir dönem Fenerbahçe'de ikinci başkanlık yapan ve çılgınca transferlere imza atan sayın Yüksel Günay, Fenerbahçe Divan Kurulu Başkanı oldu. "Nasıl oldu" derseniz, sayın Başkan Aziz Yıldırım istediği için. Yani, Fenerbahçe'nin senatosu kabul edilen akil insanlardan oluşan, gerekirse başkanı ayaklarına çağırıp hesap soracak yetkiye sahip olan Divan Başkanlığı koltuğunda aslında Sayın Aziz Yıldırım oturuyor. Konu şu: Fenerbahçe'nin çok saygın üyeleri bu seçim öncesinde Sayın Yıldırım'a dediler ki, "İçimize sindiremiyoruz. Lütfen aday gösterdiğin Sayın Günay'ı geri çek." Biliyorum ki "Konu ne" diyeceksiniz. Konu şu: Karşılıksız çek vermekten hüküm giydi. Kızının imzasını taklit ederek sahte senete imza attı. Kendi öz kızı tarafından mahkemeye verildi. Cezası Yargıtay'ca onaylandı ve hapis yattı. 'Kamu vicdanı' adına ben değil siz soracaksınız? Bütün bunları Fener yazarları niye yazmıyor? Fenerli bir dostumun söylediğini söylüyorum; yazmalarına Başkan Yıldırım izin vermiyor!..
|