| |
Bilinmeyen Yazar veya bir Tosun olayı
Cuma günkü yazımızda medyadaki yaygın ikiyüzlülükten söz açmıştık. Bugün de bir entrikadan bahsedeceğiz. "Bilinmeyen Yazar" vakası!.. Bir başka ifadeyle "Bulunamayan Yazar" hadisesi... Önce konuyu özetleyelim: Bir zamanlar Akit ismiyle, şimdi ise Vakit ismiyle yayınlanan İslamcı gazetede, müstear isimle (Asım Yenihaber) yazılar yazan bir kişi, makalesinde, "Onbaşı bile olamayacaklar general oluyor" dediği için dava edildi. Davacı generaller, "kişilik haklarına saldırı" sebebiyle tazminat davası açtılar. Ankara 20. Asliye Hukuk'taki son duruşmada, taraf avukatları hazır bulundu. Ve Hakim Bülent Çınar'ın bir sorusu üzerine Türk medya tarihinde yepyeni bir sayfa açıldı. Hakim, Vakit'in avukatlarına, yazıyı yazan Asım Yenihaber'in adresini biliyor musunuz, diye sordu: Avukat Hacı Ali Özilhan, şu cevabı verdi: "Yazısını faks ile geçiyor, kim olduğunu kimse bilmiyor!" Böylece medyamızda "Bilinmeyen bir yazar" bulunduğu ortaya çıktı. Tetikçisi, etikçisi, iş takipçisi bolluğu biliniyordu ama ilk kez Bilinmeyen bir Yazar olduğu anlaşılıyordu. Yazarın, karine olarak var olması gerekiyordu. Çünkü ortada bir yazı vardı... Yazıda da bir takım fikirler öne sürülüyordu. "Onbaşı bile olamayacak kişilerin general olduğu" şeklinde fikirler... Bu kadar büyük bir iddia ile ortaya çıkan bir yazının "sahipsiz" olması düşünülemezdi. Mesele ben, hergün Akit-Vakit okuduğum cihetle, böyle bir iddiayı ortaya atan şahsın, bırakın bir yazar olmasını, çok yetenekli bir "askeri uzman" olmasını ummak isterdim, ki Silahlı Kuvvetler'deki bazı generallerin, "onbaşı bile olamayacağına" hükmetmiş olsun... Fakat gazetenin avukatları, bu yazarı "kimsenin bilmediğini" söylüyorlar. Yazıyı yazan kişinin, aynı gazetede kendi adıyla makaleler yazan RTÜK üyesi Mehmet Doğan olabileceği iddia edilmiş ise de, meselenin bu yönü beni hiç ilgilendirmiyor. Buradaki skandal, gazetenin, kendi yazarını tanımıyor, bilmiyor olmasında yatıyor. Bu yazar kim? Tanımıyoruz? Yazıları nasıl gönderiyor? Faksla gönderiyor! Peki, tanımadığınız birinin yazılarını nasıl basıyorsunuz? Hiiç, yazı olduğu için... Yazının içindeki fikre katılıyor musunuz? Haşa huzurdan, böyle bir fikre katılır mıyız hiç? Peki siz, tanımadığınız bilmediğiniz yazarların, katılmadığınız fikirlerini kamuoyuna yansıtmak için mi gazete yayınlıyorsunuz? Evet!.. Bunda ne gibi bir kamu yararı görüyorsunuz? Neticede, kıymetli okuyucularımız, içinde bizim katılmadığımız fikirlerin bulunduğu bir "mevkute" okumuş oluyorlar... Güzel, güzel de, basın tarihine altın harflerle yazılacak bu skandalı nasıl çözeceğiz? Gazete var, okuyucu var, yazı var... Ama yazarı yok, bilinmiyor... Tam bir "Bunu yazan Tosun" vakası... Ama hiç de komik değil... Çünkü, gazete, yazarının arkasında durmuyor. Vakit'de yazanlara Allah sabır ecir versin... Ayrıca, Asım Yenihaber takma adını kullanan kişi ortaya çıkmıyor. RTÜK üyesi Mehmet Doğan suçlanıyor. Asım Yenihaber, aynı gazetede yazı yazan arkadaşını "kurtarmak" için bile ortaya çıkmıyor. Saklanıyor... Ne kadar ayıp!
|