|
|
Gündüz ekranında neler oluyor?
Gündüz kuşağı programları arasındaki rekabetin sonu hiç de iyi görünmüyor
Özellikle kadın izleyicilerin ve çocukların ekran başında olduğu saatlerde ekrana gelen gündüz kuşağı canlı yayınları hem yayıncılık etiği hem de sosyal sorumluluk açısından son derece önemli yanlışlarla dolu. Reyting uğruna "gözlerini karartan" yapımcı ve sunucular yüzünden, bu tür programlar giderek "toplumsal bir tehdit" haline dönüşüyor. İşte size son günlerdeki gündüz kuşağı programlarından üç "özel" örnek: Salı günü Kanal D'de yayınlanan "Yasemin'in Penceresi"nde F.Y. adlı 19 yaşındaki delikanlı, kendisini 5 aylıkken evlatlık veren annesinin genelevde çalıştığını, canlı yayın sırasında öğrenmenin şokunu yaşadı. Programa telefon bağlantısıyla katılan üvey anne S.S. gerçekleri açıklarken, F.Y.'nin doğum kayıtlarının elinde bulunduğunu, annesinin isminin Sabahat, babasının isminin Şaban olabileceğini, kötü yola düşen annenin, F.Y. 3 buçuk yaşındayken geri dönüp, çocuğunu görmek istediğini anlattı. O anda 19 yaşındaki gencin yaşadığı duygusal travmayı, arkadaş çevresi içinde düşeceği durumu maalesef hiç kimse düşünmedi, düşünemedi. Çarşamba günü yine Kanal D'de yayınlanan "Sabah Sabah Seda Sayan Show"u izliyorum. Annelerinin, satanizmin pençesinden kurtarmaya çabaladığı garip kıyafetli ve garip makyajlı iki gençkız stüdyoda. Nasıl satanist ayini yaptıklarını detaylarıyla anlatıyorlar. (Programla aynı hataya düşmemek için burada ayrıntılara girmiyorum) Çok iyi biliyorum ki Seda Sayan o yufka yüreğiyle gençkızları düştükleri batağın içinden kurtarmak, kazanabilmek için tüm iyi niyetiyle onları stüdyoya davet etmiş. Ama program giderek, "satanizm tanıtım toplantısına" dönüşüyor. Ve yapım ekibinden kimse de Seda'yı uyarmıyor. Ve TGRT'de Serap Ezgü'nün sunmaya başladığı "Kadının Sesi"nin ilk günü. Kocası tarafından terkedilen 9 aylık hamile kadın yardım istiyor. O sırada doğum sancıları tutuyor. Programa telefonla bağlanan Türkiye Hastanesi Başhekimi Nusret Baş, "Genç kadının doğum operasyonunu ve tedavisini üstleniyoruz. Hemen bize gönderin" diyor. Ambulansa bindirilen kadın güçlükle hastaneye yetiştiriliyor. Peki ya karnı burnundaki kadın ve bebeğinin başına canlı yayın heyecanıyla kötü bir şey gelseydi? Bunun sorumluluğunu hangi omuz kaldırabilirdi? Sevgili gündüz programı yapımcı ve sunucuları. Pekçoğunuz benim dostumsunuz. Sakın bu satırların sadece "eleştirmek" için yazılmış olduğunu düşünmeyin. Ben sadece, içinde bulunduğunuz bu iş yoğunluğu ve çetin reyting rekabeti arasında, üstlendiğiniz bu zorlu görevin ne denli büyük sorumluluk gerektirdiğini yeniden hatırlatmak istedim.
|