| |
Gitti Merkel, geliyor Schröder
Alman muhalefet lideri Angela Merkel gitti... Şimdi Alman Başbakanı Schröder'i bekliyoruz... Bayan Merkel "kalbimizi kırdı." Schröder ise gelecek hafta "gönlümüzü alacak." Ve biz de sevineceğiz. "AB trenine biniyoruz" diye havaya sıçrayacağız. Şu "günlük sevinç ve üzüntüleri" bir yana bırakıp "araştırma merkezleri kurmanın... Bilimin önderliğinde yeni politikalar üretmenin" zamanı hala gelmedi mi?
*** AB üyeliğimize karşı çıkan Bayan Merkel'in, Almanya'da "gücü... Oyu... Popülaritesi" yükselişte. "AB üyeliğimize gerçekten sıcak bakan" Başbakan Schröder'e gelince... Parti içindeki "gücü" giderek azalıyor. Daha birkaç gün önce parti başkanlığını bir "arkadaşına" bırakmak zorunda kaldı. Yeni genel başkan Müntefering.
*** Kamuoyu yoklamaları 2006'daki seçimde Schröder'in kaybedeceğini, bayan Merkel'in geleceğini gösteriyor ama... Schröder "daha önce de" gidebilir. Bu yıl Almanya'nın "17 eyaletinin dokuzunda" seçim var. İlk seçim 29 Şubat'ta Hamburg'da. Eğer Schröder "Eyalet seçimlerinde" kaybederse... Parti başkanlığından sonra, Başbakanlık'ta da 2006'dan önce "havlu atabilir... Görevi bırakabilir." "Kendi partisinde... Kendi ülkesinde" güç kaybeden bir Schröder "bizi Avrupa'ya taşıyabilir mi?"
*** Bayan Merkel geldi "bizi sınavdan geçirdi." İsveç Başbakanı Goran Persson geldi "ev ödevlerimizi" kontrol etti. Gelecek hafta da Başbakan Schröder "teftişte" bulunacak. Yani Avrupa tarafından "sürekli sorgulanacağız." Eğer AB'ye girmek istiyorsak, artık sorgulanmaktan çıkıp "onları sorgulayalım." Ve "sorgulayacağımız o kadar çok konu var ki."
*** "Türk dostu... AB'ye girişimizin büyük destekçisi" Schröder'in Başbakanlığı döneminde "işsizlik yasası" değişti. Yeni yasa "en çok Türkler'i vuruyor." Almanya'daki Türkler'de işsizlik oranı "yüzde 25." Yeni yasa ile bu oran "yüzde 40'a çıkacak." Bir yıl sonra, Almanya'daki Türkler'in bir kısmı "Türkiye'ye dönmek zorunda kalacak." Başbakan Schröder'e bugüne kadar, bu konuda, tek bir soru soran yetkilimiz çıktı mı?
*** AB'nin "en üst yargı organı" olan "Adalet Divanı" yıllardır "Türkler'i ilgilendiren" kararlar veriyor. Bu kararlar "uygulanmıyor." Uygulanması için "Avrupa'daki Türkler'in tek, tek dava açmaları" isteniyor. "Böyle şey" olur mu? Avrupa ülkeleri "hukuku neden uygulamıyorlar?" Uygulasalar "işadamlarımız... Gazetecilerimiz... Serbest meslek mensuplarımız" AB ülkelerine vizesiz girecek. "Pek çok sosyal hak" iyileşecek. Bayan Merkel'e, Başbakan Goran Persson'a, Schröder'e "bunları" neden sormuyoruz? Neden hep "alttan alıyoruz?" Neden sorgulanan değil "sorgulayan ülke" olamıyoruz? "Bu konuları" her platformda, neden tartışmıyoruz?
*** Tartışma "bilgiyle olur." Bilgi de "üniversitededir... Araştırma merkezlerindedir." Almanya gibi bir ülke bile "İtalya'da, Rusya'da, Polonya'da, İngiltere'de, ABD'de yeni araştırma merkezleri kurarken, Almanya dışında üniversiteler açarken" biz bu konularda hala kılımızı kımıldatmıyoruz? Neden, neden, neden?
|