|
 |
|
 |
 |
Başbakandiyarbakır'ı gözden Çıkarmış
|
|
Ortada birçok komplo teorisi var. Amerika'nın iki hayali olduğu söyleniyor. Birincisi yüzünü batıya dönmüş bir İslam Cumhuriyeti, bir ikincisi Güneydoğu'da bir Kürdistan. Bazı kesimlerde bu ikinci şık yüzünden bir DEHAP korkusu var. Siz bir çekince yaşıyor musunuz? Bu söyledikleriniz biliyorum ve bir duyarlılık olduğunu görüyorum. Bırakın halkı kendi ailemden bile görüyorum. Eşim değil ailenin Rize kanadı diye açıklık getirmeliyim aslında. Bu komplo teorilerinin hiçbiri bize uymaz. SHP programı Cumhuriyetçilerin kutsal üçlemesi diye bir kavramı getirmiştir. Devletin tekliği, ulusun tümlüğü, yurdun bölünmez bütünlüğü. Öte yandan ben DEHAP'ın bu duyarlılıkların çok dışında olduğunu söyleyebilirim. 1991 yılında yemin töreninde yaşananlar herkesin aklında, biliyorum. O zamandan bu yana çok şey değişti.
PKK'nın bitirilmesini mi söylüyorsunuz? Evet, PKK yenildi. Apo yakalandı. Ayrıca Kürt sorununun çözümü için özellikle 2002 yılında son derece önemli yasal düzenlemeler yapıldı. Onun için 91 yılında yaşanan olumsuzlukların bu yıla taşınması mümkün değildir, böyle bir düşünce olduğuna da inanmıyorum. O süreçte olanlar öz eleştirilerini yaptılar zaten. Yeni bir arayışa girdiler.
Siz DEHAP ile ailenizde bile hissettiğiniz bu duyarlılığı konuştunuz mu? Tabii. O konuşmaların ışığında söylüyorum bunları. Eğer bir yanlış yapıldığı düşünülüyorsa, düzeltilmesine fırsat verilmeli.
Peki uluslaşamadığımız konusunda siz ne düşünüyorsunuz? Evet öyle diyorlar. Hatta bu süreç içerisinde böyle bir birlikteliğin ülkenin bölünmesine neden olabileceği de söylüyorlar. Uluslaşamadığımız iddiası yanlıştır. Varsayalım ki uluslaşamadık. O zaman ne yapmak gerekiyor? O zaman insanlarımızın bir bölümünü öteki diye mi çağıracağız? Fırat'ın doğusunu bir başka yer olarak mı göreceğiz? Durum öyleyse, proje çok daha önemlidir.
Yılmaz'ın bir sözü vardı, çok tartışılan AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer" diye... Ben size bir başka söz daha söyleyeyim. Başbakan diyor ki "Büyük Ortadoğu projesi Diyarbakır'ı geliştirecektir". Biri ABD'den öteki AB'den çözüm bekliyor. İkisi de Diyarbakır'ı gözden çıkarmış. Ben ise "Diyarbakır bizim" diyorum.
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|