|
 |
|
 |
  |
|
Gerçeğin 1001 yüzü
Gerçeğin 1001 yüzünü belgesel filmlerle göstermeyi amaç edinen Belgesel Sinemacılar Birliği (BSB) "Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali"nin bu yıl yedincisini düzenliyor. 84 yerli ve yabancı belgesel film, 3-7 Mart tarihleri arasında İstanbul'da izleyicisiyle buluşacak.
Yıllarca sürgünde olan bir Afgan bilim adamı... 1978 yılında El-Al uçağına yapılan bombalı saldırıda yaralanan İsrail Savunma Birliği üyesi bir kadın ve Güney Afrika'da AIDS'e karşı mücadele veren bir örgüt... Birbirinden uzak yerlerde yaşansa da hayatın 'ötekini yüzünü' yansıtan gerçek hikayeler, belgesel filmlerle izleyicisine ulaşıyor. Belgesel Sinemacılar Birliği (BSB)'nin, Kültür ve Turizm Bakanlığı, üniversiteler, belgesel sinemacıların gönüllü çabalarıyla gerçekleştirdiği "7. Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali"nde birbirinden çarpıcı 34 yerli ve 50 yabancı belgesel filmle, hayata tanıklık edilecek. Yabancı filmler arasında Afganistan'la ilgili iki belgesel dikkat çekiyor. 25 yıldır sürgünde olan bir Afgan bilim adamının hikayesini anlatan "Han'ın Dönüşü" ve "Kabil Müzesi'ni belgeleyen İzler: Kabil Müzesi 1988" adlı iki film Afganistan'ın yakın ve uzak tarihine dair ipuçları veriyor. İlgi çeken diğer filmlerinden biri olan "Benim Teröristim" ise 1978 yılında El-Al uçağına yapılan bombalı saldırıda yaralanan İsrail Savunma Birliği üyesi bir kadın subayın yıllar sonra ülkesiyle hesaplaşmasını anlatıyor.
GÖSTERİMLER 3-7 MART'TA Tematik konu sınırlaması olmayan ve 30 kişilik bir ekip tarafından geceli gündüzlü çalışılarak seçilen filmlerin gösterimi, 3 ila 7 Mart tarihleri arasında Fransız ve İtalyan Kültür Merkezleri'nde ücretsiz olarak yapılacak. Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun da katılacağı festivalin açılışı ise, 2 Mart günü Kadir Has Üniversitesi Haliç Salonu'nda gerçekleştirilecek. Galada ise İsviçreli yapımcı Samir'in "Forget Baghdad" (Bağdat'ı Unut)'ı gösterilecek.
FESTİVAL DÜNYADA TANINIYOR Festival Komitesi'nde yer alan Nalan Sakızlı, festivalin beşinci organizasyondan sonra dünyada daha fazla tanınmaya başladığını, bunu başarmanın kolay olmadığını söyledi. Sakızlı, "Bu süreç bizim için kolay olmadı ancak belgeselin özel bir alan olduğunu, gerçeği araştırmanın, izini sürmenin estetik arayışı olduğunu düşünüyoruz. Buna inandığımız için koşullar ne olursa olsun başardık. Yedincisinde ise artık uluslararası camiada yeri oldu. Duyuru yapmadığımız halde yerli ve yabancı birçok yönetmen bize ulaşıp, filminin gösterilmesini istedi" diye konuştu.
KAMP KURUP FİLM SEÇİYORLAR Filmleri seçerken, kamp kurduklarını ve titiz bir çalışma yürüttüklerini belirten Sakızlı, festivalde yer alıp almayacağına nasıl karar verdiklerini ise şöyle anlattı: "En son kampımızı İznik'te kurduk. 30 kişi bir araya gelip sabah erken saatlerden gece üçlere kadar art arda belgesel izledik. Her belgeselden sonra filmi her yönüyle değerlendirip, tartıştık. Daha sonra herkes bir puanlama yaptı ve o puanlamaya göre seçtik. Belgesellerde belli bir konu belirlemiyoruz. Çünkü her alanda yapılan belgeseller izlensin istiyoruz. Gösterimlerimizin tamamen ücretsiz olması da herkesin izleyebildiği bir disiplin yaratmaya çalışmamızdan kaynaklanıyor. Bunu sağladık. Festivale her sosyal kültürel ve yaş grubundan kişi katılıyor. Her mesleğin aydını mutlaka gelip izliyor."
BELGESEL DÜNYANIN TASVİRİDİR "Tüm belgeselcilerin dünyaya dair derdi var ve belgesel dünyanın tasvidir" diyen Nalan Sakızlı, sözlerini şöyle bitirdi: "Belgeselcilerin mutlaka bir konuya odaklanmak, onu adım adım izlemek gibi dertleri var. Gerçeğin çok çeşitli yüzlülüğüne bakıyor. Yaşanmışlıklar birden fazla gerçeklik taşıyor. Dünyada keyfi şeyler olmasına rağmen bunu algılamak, bu algılamayı paylaşmak gibi insanlık bilinci de var. Çok ciddi ışıklar da görüyorsunuz. Yerel davranmak ve bir dünyalı gibi düşünmenin ne kadar önemli olduğunu görebiliyorsunuz."
Festival filmlerinden bazı detaylar * Pakistan'daki namus cinayetlerini işleyen "Bana Rağmen", Arjantinli belgeselci Raymundo Gleyzer'in yaşamı ve zamansız ölümünü anlatan "Raymundo", Özgür Avrupa Radyosu'nun Polonya'daki serüvenini anlatan "Umudun Sesi", festivale katılacak yabancı belgesellerden birkaçı.
* Osmanlı İmparatorluğu Uzakdoğu politikaları anlatan Şehbal Şenyurt'un "Güneş, Ay, Yıldız" ve sokakta yaşayan çocukları konu alan, Eniz Rıza'nın "Sokakta"sı yerli belgesel filmlerden ikisi...
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|