| |
|
|
İktidar muktedir oldu, muhalefet de olsa artık!
Bugünlerde çok yaygın biçimde ve çok değişik kesimlerde, aynı cümlenin seslendirildiğini duyuyorum. Cümle şu: - Muhalefet boşluğu var. Muhalefetsiz bir ortam, AK Parti iktidarına da zarar verir. Aslında TBMM'de CHP var. Mehmet Ağar'ın milletvekili de olduğu DYP var. Başka partiler de var Türkiye'de. DEHAP var, MHP var, Genç Parti var. Ama nedense hemen herkes "Neden muhalefet yok" diye, birbiri ile dertleşiyor. AK Parti'li bakanlardan biriyle sohbet ediyorduk. Şöyle dedi: - Muhalefet, rekabeti ve hizmet yarışını hızlandırır. Atletizmde bütün rekorlar olimpiyatta kırılır. Çünkü dünyanın en iyileri yarışır ve dereceleri yükseltir. Benim gözlemime göre, muhalefetin varlığı değil, niteliği ve içeriği önemli. Her yapılana "Kötü" demek ve hükümet ne karar alırsa alsın buna karşı çıkmak, muhalefet olmaya yetmiyor.. Örneğin "Kıbrıs'ta Çözüm", örneğin "AB üyeliği hedefi", örneğin "Enflasyonla mücadele" gibi hedefler var toplumun önünde. Kim iktidar olursa olsun bu hedeflere ulaşmak için çaba harcamak zorunda değil mi? Bu konularda toplumun beklentilerinin tersine bir eğilimi seslendirdiğiniz zaman, sonunda "Marjinal" oluyorsunuz. Şu görüşmelerine kadar, "AK Parti iktidar ama, muktedir değil" diyorduk ya.. Tıpkı onun gibi... Kıbrıs'ta çözüme karşı çıkan ve Avrupa Birliği üyelik hedefini sabote eden muhalefet, "Muktedir değil" yargısı çıkıveriyor ortaya!.. Çünkü muhalefetin iktidarı, halk desteğinden kaynaklanır. İktidar devlet gücünü elinde tutar. Muhalefet de, halkın sesini duyurur. Fakat muhalefet ve özellikle CHP öylesine bir ters siyaset oyunu kurdu ki... Bu yüzden AK Parti hem iktidar, hem muhalefet oldu. Muhalefet sanki halkı değil, devletin bir kesimini ve statükoyu, iktidara karşı temsil ediyordu. Şimdi özellikle Kıbrıs'ta çözüm sürecinin başlaması ile, AK Parti'nin konumu değişmiştir. AK Parti muktedir bir iktidar olmuştur. Muhalefetin de artık, bu yeni dönemde, gerçek muhalefet olması şart. Ben olsam, AK Parti'nin Avrupa Birliği yolunda attığı adımların, yavaş ve yetersiz olduğunu söylerim. Türkiye'de siyasetin çıtasını yükseltirim. Kopenhag Kriterleri'ne uyum için, Anayasa değişiklikleri gerekiyor. AK Parti'den önce, ben muhalefet olarak bunları gündeme getiririm. Muhalefet olarak Avrupa başkentlerine gider, Türkiye'ye takvim verilmesi için temaslar yaparım. Deniz Baykal, Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'den daha hareketli olduğu zaman, başarılı olur. Onlardan daha eski, daha huysuz olduğu zaman da, herkes "Neden muhalefet yok" diye dert yanar.
|