|
 |
 |
 |
 |
|
Futbolda Uzakdoğu rüzgarı
Dünya Kupası'nda tanıştığımız Japon ve Güney Kore ile futbol sayesinde ilişkilerimiz daha da gelişiyor. Alpay Özalan ve İlhan Mansız, rekor transfer ücretleri ile gözleri Uzakdoğu'ya çevirdi
Her şey bundan iki yıl önce Japonya ve Güney Kore'de düzenlenen Dünya Kupası'yla başladı. Hem Japonya'yı hem de Güney Kore'yi yenmemize rağmen, her iki ülkenin insanları takımımızı ve özellikle de İlhan Mansız'ı çok sevdi. Tüm bu sevgi kumkumasının ardından da futbolumuzda bir Uzakdoğu rüzgarıdır esiyor. Son günlerde bu sevgi gösterilerine karşılık olarak, Alpay Özalan ve İlhan Mansız'ın Uzak Doğu takımlarına transfer olması konuşuluyor. Uzakdoğu maceramız ilk olarak Milli Takım'ın eski teknik direktörlerinden Tınaz Tırpan'ın G. Kore'nin Bucheon takımının başına geçmesiyle başladı. Onun ardından şu anda Akçaabat Sebatspor'da oynayan Semavi Uzun ve İdris Gümüşdere, Çin Halk Cumhuriyeti'ne giden ilk futbolcularımız oldular. Çin'in Chang Chung şehrinin Yatai takımına transfer olan iki oyuncudan Semavi Uzun o günlerini şöyle anlatıyor: "Aslında biz Çin'de futbola çok rağbet var diye gittik. Ancak maçlara gelen seyirci sayısı çok azdı. Sonra Sars hastalığı sebebiyle liglere verilen ara ile birlikte Türkiye'ye geri döndük ve bir daha da gitmedik. Ancak şunu söyleyebilirim ki, Uzakdoğu'ya yalnız gidilmez. Çünkü yemek çok büyük bir problem. Gittiğimiz ilk ay sadece yumurta ve peynir yedik. Daha sonra ailemizi getirince biraz daha rahat ettik ama ancak 4 ay dayanabildik. Açıkçası futbol düzeyleri bize göre düşük ama ekonomik anlamda doyurucu bir yer. Bir daha böyle teklif gelse gitmem. Çünkü 80 kilo gittim, 65 kilo döndüm. Sars'tan en çok ben sarsıldım." Güney Kore'nin Bucheon takımını 1,5 sezon çalıştıran Fenerbahçe'nin ve Milli Takım'ın eski teknik direktörlerinden Tınaz Tırpan ise "Bu kadar Uzakdoğu yeter" deyip, geçtiğimiz günlerde Türkiye'ye kesin dönüş yapan futbol adamlarımızdan. G. Kore'de aradığını bulamadığını söyleyen Tırpan, "Aradığım sevgi, kulüp içi birlik ve beraberliği özellikle ikinci sezonda bulamadım. Kültür olarak çok farklı bir ülke. Mutlaka siz de gazetelerde okumuşsunuzdur. Belediye başkanları hakkında yolsuzluk iddiası var diye, adam intihar etti. Başarısızlık karşısında böyle bir beklentileri var. Zaten yeteri kadar kaldığımı düşünüyorum." Ancak Tırpan her ne kadar kensi için Uzakdoğu defterini kapasa da Japonya'ya transfer olan İlhan Mansız ile G. Kore'ye transfer olan Alpay Özalan ve Mehmet Aksu'nun orada çok başarılı olacaklarına inanıyor. Çünkü bir teknik adama göre onların işi orada daha kolay. "G. Kore ile Japonya'nın nispeten birbirine yakın kültürler olduğunu düşünüyorum. Ama bizim için orada yemek büyük bir sorundu. Onlar da aynı sorunu yaşayacaklardır. Bir de eğer aileleri ile giderse, onların işi daha da kolaylaşacaktır" diyor. Şu ana kadar Uzakdoğu'ya giden futbol adamlarımız her ne kadar çok mutlu dönmese de, futbolumuzun gözde isimleri Uzakdoğu'dan gelen transfer tekliflerine hayır diyemediler. Japon Vissel Kobe takımına rekor bir ücretle transfer edilen İlhan Mansız, bugüne kadar hiçbir Türk futbolcusuna gösterilmeyen bir ilginin de sahibi oldu. Dünya Kupası maçları sırasında özellikle Japon genç kızların gözdesi olmayı başaran Mansız, Japonya'da futboluyla olduğu kadar, reklam filmleriyle de tanınıyor. Geçen yıl İngiltere-Türkiye maçı sırasında David Beckham'la girdiği tükürük dalaşı sonucu, oynadığı İngiliz kulubü Aston Villa'dan adeta afaroz edilen Özalan da Uzakdoğu defterini açanlardan. G. Kore'nin İncheon United takımına transfer olan Alpay, şu ana kadar bu ülke insanından gördüğü ilgiden gayet memnun. Artık Türkiye'de futbol hayatına devam etmek istemediğini de ekleyen ünlü futbolcu, "Bana reddemeyeceğim bir teklif sundular. İmza için gittiğimde de gördüğüm ilgiden çok memnun kaldım" diyor. Fenerbahçe'nin eski teknik direktörlerinden Alman Werner Lorant tarafından çalıştırılan bu kulüpte, Alpay'ın dışında iki Türk daha bulunuyor. Lorant'ın yardımcılığını yapan Engin Hoca ile geçtiğimiz yıl Rusya'da oynayan Mehmet Aksu. G. Kore'nin İncheon takımına transferi Werner Lorant tarafından istenen Aksu, yurtdışında oynamayı çok sevdiğini söylüyor, "Orada futbol daha profesyonel. Taraftarından kulüp yöneticisine kadar, kimse üzerinizde bir baskı oluşturmuyor. Yenildiğiniz zaman bile rahatlıkla stattan çıkıp evinize gidebiliyorsunuz. G. Kore'ye transferimde Alpay abinin sözleri etkili oldu. Çünkü o transfer anlaşması için gittiğinde büyük sevgi görmüş. Dedelerimiz orada savaştığı için bizi seviyorlar. Tabii bir de Dünya Kupası ve İlhan Mansız sayesinde de bize bir sempatileri var. İnşallah biz de orada başarılı olup, yeni Türk futbolcuların gelmesini sağlarız. Eşimle gideceğim için ve Alpay abinin ailesinin de orada olacağından, yabancılık çekeceğimizi sanmıyorum."
ASYA'NIN YILDIZLARI
Dünya Kupası'nda gösterdikleri başarılı performans ile dikkat çeken Japonya ve G. Kore, Uzakdoğu futbolunun da lokomotif iki takımı olarak göze çarpıyor. Özellikle Japonya'da futbolun G. Kore'ye göre daha popüler bir spor haline gelmesi ve yüksek taraftar kitlesinin oluşması, dünyanın gözünü bu ülkeye çevirdi. Son yıllarda Avrupa'ya transfer ettiği oyuncular ile dünyanın önde gelen yıldız futbolcularının bu ülke takımlarına transfer olması, Japon futboluna yükselen bir ivme kazandırdı. Şimdi kazandıkları bu ivmeyle son olarak 2000 yılında Asya Kupası'na erişerek taçlandırdılar. Özellikle disiplinleri ve hızlarıyla dikkat çeken ve "Samuraylar" olarak adlandırılan Japon futbolcular, bu özelliklerinin yanı sıra, zengin Japon pazarına Avrupa kulüplerinin girme isteğini de artırıyor. İtalya ve İngiltere'nin önde gelen futbolcuları sayesinde, Japon kulüpleri forma ve futbolcular için hazırladıkları ürünlerden büyük paralar kazanıyor.
JAPON LEJYONERLER
Hidetoshi Nakata: Japon futbolunun en popüler isimlerinin başında gelen 26 yaşındaki Hidetoshi Nakata, 1998 yılında Asya'da "Yılın Futbolcusu" seçilmişti. Yurtdışı macerasına ise dünyanın en zorlu liglerinden biri olan İtalya'da başlayan Nakata, ilk önce İtalya'nın Perugia takımı ardından 2000 yılında Roma, onun ardından da Parma takımına transfer oldu. Ancak Parma takımının girdiği ekonomik sıkıntı nedeniyle, şimdi futbol yaşamına kiralık olarak Bologna takımında devam ediyor. Japon futbolcu özellikle de golleriyle tribünleri ayağa kaldırmayı başarıyor.
Shinji Ono: Feyenoord ile Avrupa'da kupa kazanan Japon futbolcu Shinji Ono, daha 13 yaşındayken 16 yaş milli takımına girmeyi başarmış. 1998 yılında ise ülkesinin en iyi oyuncusu seçilmiş.
Junichi İnamoto: Gamba Osaka takımından Arsenal'e transfer olduğunda bu transfer, hem ülkesinde hem de Avrupa'da büyük yankı uyandırdı. Çünkü 25 yaşındaki genç futbolcunun Arsenal'e olan transferinin arkasında yatan nedenin, ünlü İngiliz kulübünün Japonya pazarına satmak istediği formalar olduğu söylendi.
Dilek Sancılı
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
