| |
|
|
Kartal Vakfı konserinin anımsattıkları!..
Rahmetli Kemal Ilıcak, o dönem patronu olduğu Tercüman Gazetesi'nde Yahudi sözcüğünün geçmesini istemiyor, bunun yerine "Musevi" yazılmasını tercih ediyordu. Bu talimatı ıskalayıp yine Yahudi yazan birkaç kişiyle bunları fark etmeyen editörler sıkı fırçalar yemişti. İşte dünyanın en ünlü keman virtüözü Yehudi Menuhin bu talimatın kurbanı oldu. Gece sorumlusu olan arkadaş, taşra baskısında İstanbul Festivali'yle ilgili haberde adı geçen Yehudi Menuhin'i, Yahudi Menuhin olarak algılamış ve hemen gerekeni yapmıştı. Ertesi gün İstanbul baskılarında Musevi Menuhin olarak tanımlanıyordu o muhteşem kemancı... Şimdi zaman tünelinde bir yolculuğa çıkıp, ta eskilerden, bugün yapılacak olan Kartal Vakfı Hava Şehitleri Konseri'ne getirmek istiyorum sizi. Hazırsanız haydi gidelim...
İdil, Suna ve Menuhin Mesleğe başladığım yıl 1974. Ondan önce hobi olarak fotoğraf çeker, bunları eve kurduğum kötü karanlık odamda basar, büyütür, eşe dosta dağıtırdım. İşte Yehudi Menuhin'in fotoğraflarını da o sıralar çekmiştim. İstanbul Festivali ilk kez yapılmaktaydı. Bu değerli kemancı, ulusal gözbebeğimiz İdil Biret'le Darüşşafaka Konser Salonu'nda sahneye çıkmıştı. Yanlış hatırlamıyorsam Bach'ın eserlerinden oluşan bir konserdi verdikleri. Ünlü sonatları yorumladıklarında salon alkıştan kırılmıştı.
Flaşım patlayınca Sonra bir konser daha yapıldı. Bu kez Menuhin'le birlikte iki muhteşem kemancı daha vardı sahnede. Ayla Erduran ve Suna Kan. Bu müthiş üçlü İstanbul Senfoni eşliğinde Vivaldi'nin üçlü keman konçertosunu çaldılar. Bir ara yanlışlık yapıp flaşımı patlatınca utançtan nasıl yerin dibine geçtiğimi anlatamam...
Tuşlarla dans İzleyenleri neredeyse mest eden bu konserin bitiminde de ayakta alkışlandı sahnedekiler... Sonra, sonra ilginç bir şey oldu. Alkışların yağmur gibi yağıp kesildiği bir anda Yehudi Menuhin arka tarafa doğru yürüyüp, piyanonun yanına geldi. Orada, konser boyunca parmaklarını tuşlarda dans ettirmiş olan İdil Biret vardı.
Alkış sağanağı...
Taburede oturan Biret saygıyla ayağa kalkarken, Menuhin zarifçe uzanıp elinden tuttu İdil Biret'i. Sahnenin ortasına, keman virtüözlerimiz Ayla Erduran ve Suna Kan'ın yanına kadar getirdi onu. Sonra biraz geriye doğru yürüyüp bu muhteşem üçlünün önünde eğiliverdi. Ve koca salon yine ayaklanıp, yine coşkuyla bir sağanak başlattı; bir alkış sağanağı... Göklerden gönüllere O gün orada, o sahnede bir arada gördüğüm 3 müthiş Türk kadından ikisini, Suna Kan ve İdil Biret'i kısmetse yine yan yana görüp, dinleyeceğim bugün. İstanbul'da, Harp Akademileri Salonu'nda yine yan yana çalacak bu muhteşem ikili. Hava Şehitleri anısına yapılan bu etkinlikte Göklerden Gönüllere inen şehitlerimiz için çalacaklar. Bu kez Mozart ve Ulvi Cemal Erkin besteleri dinleyeceğiz onlardan... Elbette yine fotoğraflarını çekeceğim ve size temin ederim bu kez flaşım asla patlamayacak...
|