| |
|
|
Bir dörtlü aşk ki..
Sevgililer Günü'nde ölümden söz etmek garip gelebilir.. Ama bir aşk, bir garip, çok garip aşk öyküsü anlatacağım size.. Batı gazetelerinde "Kayıplarımız" diye bir sütun vardır, en çok okuduğum.. Bugünkü kuşaklar tanımadığı ya da hatırlamadığı için pek haber olmayan, ama aslında önemli ölümler de burada yer alır.. Ve sona eren yaşamın ilginç öyküsü anlatılır.. Çalıştığım her gazeteye önerdim, kabul ettiremedim.. Neyse bunu başka gün tartışmaya açarız.. New York Times'ta Frances Partridge'in 103 yaşında öldüğü yazıyordu.. "Aşk Çılgınları'nın Sonucusu" başlığı ile.. Okudum.. Frances yazar.. Bloomsbury adlı edebiyat gurubunun hayatta kalan son üyesi.. Bu gurup, yüzyılın ilk yarısındaki Aşk Dörtgeni yaşamları ile skandallar yaratmış. Romanları yazılmış, filmleri çekilmiş.. Aşk üçgeni biliriz. Karı, koca, sevgili.. Peki aşk dörtgeni nasıl oluyor?.. Hem de bakın nasıl oluyor?.. Genç Frances, Ham Sprey'deki malikanenin çılgın yaşamına, yazar Ralp Partridge'in sevgilisi olarak katılmış.. Ralph o sırada ressam Dora Carrington ile evli.. Dora, malikanenin sahibi yazar Lytton Strachey'e aşık.. Lytton fena halde homoseksüel ve fena halde Ralph'e tutkun.. Ralph ise, Frances'in deyişi ile, umutsuz bir heteroseksüel.. Ve bu dörtlü gayet mutlu bir şekilde, kırsaldaki bu malikanede bir arada yaşıyorlar.. Ne zamana kadar?.. Dora, bu defa Ralph'in en iyi arkadaşı yazar Gerald Brennan'a aşık olana kadar. Brennan eve gelince, Ralph ile Frances Londra'ya taşınıyorlar. 1932'de Lytton ölüyor. Birkaç ay sonra da Dora kendini vuruyor.. Ralph ile Frances hızla malikaneye koşuyorlar. Dora kanlar içinde yerde yatıyor. Hala kocası olan Ralph'e ölmek istediğini söylüyor, ama onun nasıl üzüldüğünü görünce "Merak etme, yaşamak için elimden geleni yapacağım" diyor ve öğleden sonra ölüyor. Ralph ile Frances evlenip artık kendilerine kalan malikaneye taşınıyorlar. Ralph 1960'da ölüyor. Oğulları da 28 yaşında kalpten gidiyor. Ve tek başına kalan Frances ciltler dolusu anılarını yazmaya başlıyor. 1994'te diyor ki.. "İnsanların bizim yaşamımıza olan ilgilerinin bunca yıl sonra devam etmesi beni şaşırtıyor. Normalde bu yaşamı aptalca, belki mahvolmuş bulmaları gerek.. Ama demek hala onları cezbeden bir şey var. Bu da büyük olasılıkla Dora'nın aşk için ölmüş olması.." "Aşk için ölmeli.. Aşk, o zaman aşk" diyor şarkı da.. Oysa ben "Aşk için yaşamalı" diyorum, hep.. Çünkü aşk hep var.. Aşık olunanlar kaybolsa da aşk hep var.. Onu yaşatacak bir başkası da mutlak var..
|