|
|
|
|
Sanki film gibi
Geçen hafta yazdığım Marakeş yazımı tekrar okuyunca eksik olduğuna karar verdim. Kalınacak yerler ve restoranlar tamam ama sanki başka hiçbir şey yok gibiydi. Malum yerim kısıtlı. Bu hafta devam etmek faydalı olacak diye düşündüm. Geçen hafta bahsettiğim onca mum fener, rüya gibi laflardan sonra Marakeş akşamlarının gündüzlerinden daha etkileyici olduğunu anlamışsınızdır. Ama gündüzleri de keyifli geçirmenin yolları var. Uygun yerlerden bir tanesi Souk adı verilen bizim Kapalıçarşı benzeri bölge.
Kapalıçarşı alışverişinin tadı başka, 'souk' çok renkli ama daha sakin bir alışveriş için yine eski bir riadın restore edilmesi ile ortaya çıkan Riad Tamsna'ya uğramak gerekiyor. Daracık Medina sokakları arasına gizlenmiş bir hazine gibi. Giriş katında Fas mutfağı ile Batı mutafğının karışımı ve lezzetli yemekler sunulan restoranı var. Ben öğle yemeğinde ordaydım ama akşam yemeği servisi de varmış. Yemekten sonra bir üst kattaki mağazaya çıkılıyor. Fas'a özgü çeşitli giysi ve hediyelik eşyanın bulunduğu mağazada pazarlığın esamesi okunmuyor tabii. Fiyatlar daha yüksek ama her şey daha kaliteli. Benzer ikinci adres Beldi mağazası. Burada klasik kaftanların modern uygulamaları var, günlük hayatta kullanmak mümkün.
Alışverişin dışında bir değişiklik programa ilave edilecek 'Jardin Majorelle' yani Majorelle bahçeleri olabilir. Fransız artist Jacques Majorelle tarafından yaptırılan bahçenin bugünkü sahibi ünlü modacı Yves Saint Laurent. İçinde çeşitli tropik bitkilerin, bambuların olduğu bahçe yer yer Fas çinileri ile süslenmiş. Yarım saatlik bir gezi yeterli oluyor.
Görülecek esas yer ise akşamüstü saatlerinde Djemaa el Fna meydanı. Şehrin merkezi olarak kabul edilen bu alan tam bir panayır. Küçük tezgahlarda satılan yiyeceklere pek rağbet etmemekte fayda var. Ama falcılar, yılan oynatıcıları ve en komiği sokak berberleri, dişçileri ile çok ilginç bir yer. Gerçek görüntüden ziyade sanki bir film için tasarlanmış gibi. Meydandaki kısa gezintiyi takiben hemen arkasında 'Cafde France'da meydan manzarasına karşı bir kahve içerek program tamamlanıyor.
Kahve molasından sonra seyahatimin son durağı olan yer ise Casbah Agafay. Şehre yirmi dakika mesafede olan bu eski saray restore edilerek bir restoran ve otel haline getirilmiş. Otel dediğim zaten on oda ama esas Casbah Agafay'ı farklı kılan bahçedeki çadır odalar. Altı tane klasik Fas çadırı çok zevkli ve konforlu döşenmiş. Dekorasyon ise tamamen Fas tarzı, alçak sedirler, bol yastık, tüllerle ayrılan oturma ve yatak kısmı, manzaraya karşı küvet ve tabii akşam olunca çadırın her yanında fenerler ve mumlar. Gecesi 500 euro olan çadırıların bu kadar şıklığı ve konforu olacak tabii.
Kim gider derseniz, mesela Sting doğum günü için Casbah Agafay'ı kapatma görüşmesini yapmış bile. İster 100 dolarlık riad ister 500 euroluk Casbah, herkes bütçesine göre olanı seçer ama kesin olan seyahatten keyif alanların görmekten çok mutlu olacağı bir yer Marakeş.
Ayşe Yağcı
|
|
|
|
|
|
|
|
|