Üç yıl önce toplam cirosu 17 trilyon olan Tukaş, bugün 160 trilyonluk cirosu ile 'mega gıda markası' olma yolunda ileriyor. Şirketin sadece 2003 ihracatı bile 42 trilyonu bulmuş..
Kazandibi, puding, profiterol gibi ürünlerde büyümemiz sürecek. Tukaş, salça ve konserve üreticisi olmaktan çıktı.
TUKAŞ deyince insanların aklına salça ya da orduya konserve üreten bir firma gelir. Bu görüşmeyi yapana kadar ben de benzer şeyler düşünüyordum. Görüşme sonrasında anladım ki, Tukaş Ordu Yardımlaşma Kurumu'nun (OYAK) bir iştiraki olmanın dışında orduyla bağı olmayan bir şirket. Tukaş Genel Müdürü Ahmet Uysal, konuya, "Biz de herkes gibi ordudan ihaleyle iş alıyoruz" diye açıklık getiriyor. Coşkun Ulusoy'un OYAK Genel Müdürü olması ile birlikte grubun diğer şirketleri gibi Tukaş'ta da büyük bir yeniden yapılanma başlamış. Pınar Süt'ün Genel Müdürülüğü'nü yapan Ahmet Uysal da bu dönemde Tukaş'a katılanlardan. Uysal ve ekibi önce yeni ürünlerle 42 yıllık şirketi 365 gün çalışır hale getirmiş. Ardından da ciddi bir pazarlama stratejisi ile şirketin cirosu 17 trilyondan 160 trilyona çıkarılmış. Bu arada ABD'den Japonya'ya Kongo'da Papua Yeni Gine'ye kadar ihracat yapan bir şirket çıkmış ortaya. Hedefini, 'Türkiye'nin mega gıda şirketi' olarak belirleyen Uysal'la değişimi ve geleceği konuştuk.
ULUSOY DEĞİŞİMİ * İnsanlar Tukaş'ı orduya konserve üreten bir şirket olarak biliyor... "Sizin fabrikalarda işçi olarak askerler mi çalışıyor?" sorusuyla bile karşılaştım. Oysa OYAK'ın iştiraki olmaktan başka bir bağımız yok orduyla. Ve her ticari kuruluş gibi ihale yoluyla ürün veriyoruz orduya. İhaleyi kazanamadığımız da çok oluyor.
* Son dönemde çok farklı alanlarda görüyoruz sizi... Şirketteki yeniden yapılanma nasıl başladı? Türkiye'de sözleşmeli çiftçiliği ilk başlatan kurumlardan olan Tukaş, bugün 10 bini aşkın sözleşmeli çiftçisi ve 3 bin 500 çalışanı ile Türkiye'nin en büyük gıda şirketlerinden biri. Coşkun Ulusoy Genel Müdürlüğe geldiğinden beri OYAK'ta çok ciddi bir değişim süreci yaşanıyor. Tabii bu süreç Tukaş'a da yansıdı. Oturup karar verdik. Bir yerde ya olacağız, ya da olmayacağız. Bunun üzerine bütün vizyon ve misyonumuzu değiştirdik. Üretim bacağını güçlendirirken satış ayağını da unutmadık. Biz işe başladığımızda Tukaş 3 bin 500 satış noktasında vardı. İstanbul'da hiç yoktuk mesela... Şimdi 55 bin satış noktasında varız. Yeni alanlara girdik. Şu anda 280'i aşkın ürün çeşidimiz var.
* Ciroya baktığımızda inanılmaz bir artış görüyoruz. Bunu nasıl sağladınız? Üretim ve pazarlamadaki yenilik satışa da yansıdı. 2000 yılında Tukaş, 17 trilyon cirosu olan (yaklaşık 11.4 milyon dolar) orta büyüklükte bir şirketti. Üç yılda 11.3 trilyonluk yatırım yaptık. İzmir'deki fabrikaları yeniledik. Manyas'ta iki fabrika daha aldık. Dondurulmuş gıda üretimine başladık ki, sadece ihracat ve iç pazardaki büyük alıcılara yönelik bir yatırım. Yani şirketin üretim kapasitesi 2.5 kat artarak 40 bin tondan 100 bin tona çıktı. Bir yıl sonra ciromuz 50 trilyona ulaştı. 2002'yi 115 trilyon ciro ile kapattık. 2003 yılının resmi olmayan rakamlarına göre ise, 160 trilyonluk bir ciro yakaladık. 2004'te hedefimiz 200 trilyon.
* Tukaş çok eski bir kuruluş. Nerelerde sorun yaşıyordu? Tukaş'ta eksik olan şey marka yönetimi idi. Ben genel müdür olarak marka yöneticiliği yapıyorum aslında. Zira üretim ayağı baştan beri çok güçlüydü. Çok ciddi pazar araştırmaları yaptık. Halka Tukaş'ın ne ifade ettiğini sorduk. Tukaş için yenilikçilik, atılımcılık çıkmadı ama güven çıktı. Yani tüketicinin markaya güveni sonsuz. Bu da işin en önemli kısmı. Bunun üzerine yenilikçi ve atılımcı bir marka oturttuk. Tüm ürünlerin ambalajı değiştirildi. Teneke ambalajda kolay açılan kapağı ilk biz uyguladık. Küçük ama önemli farklılaşmalar yarattık. Çünkü tüketicinin parası yok ve çok alternatifi var. O nedenle akla gelmeyecek ayrıntılara bile eğilmek şart. Örneğin reçelde ekstra geleneksel diye bir tür çıkardık. Mayonez ve ketçapta katıksız ürünümüzü takip eden çok oldu. Toz puding yaparken hepsinde çikolata kullandık. 1.5 yıldır ürettiğimiz kazandibi piyasayı altüst etti.
* Çalışanlar için zor bir dönem olmadı mı bu dönüşüm? Türkiye'de bir şeyleri değiştirmek gerçekten zor. Kimse değişmek istemiyor. Biz çalışanları da değişimin içine kattık. Bütün fabrikalarımızda maliyet iyileştirme ve kalite çemberleri takımlarımız var. Böylece herkese sorumluluk yüklüyoruz.
'Türkiye'nin mega markası olacağız' * Son dönemde büyük holdingler gıdaya büyük paralar yatırdı. Burada Tukaş'ın hedefi nedir? Gıdada Türkiye'nin mega marketi olmak. Yatırımlarımızı da buna uygun yapıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda Tukaş, yılın belli dönemlerinde çalışan bir şirketti. Çünkü salça ve konserve üretiyordu. Yeni yatırımlarla fabrikaları yılın 365 günü çalışır duruma getirdik. Bu da bizi Türkiye'nin en büyük 229'uncu şirketi yaptı. Yakın gelecekteki hedefimiz ise, Türkiye'nin de ilk 100 şirketi arasına girmek. Türkiye gıda pazarının toplam büyüklüğü 60 milyar dolar civarında. Bu pazar her yıl yüzde 10 civarında büyüyor. Pazarın çok büyük bir kısmı hala ambalajsız ürünlerin egemenliğinde. İşte iştah kabartan da bu.
* Bu yeniden yapılanma Tukaş'ın ihracatı performansına nasıl yansıdı? Sektöründe Türkiye'nin en çok ihracat yapan ikinci kuruluşuyuz. Geçen yıl 31 milyon dolarlık bir ihracata imza attık. ABD'den Japonya, Kongo'dan Papua Yeni Gine'ye kadar onlarca ülkeye ihracatımız var. Japonya pazarı inanılmaz zo ama çok sadık bir pazar. Kalite kültürünü tutturduğunuz zaman işiniz bir anda kolaylaşıyor.