Kardan adamla röportaj
Kar bir bastırdı, pir bastırdı. Bilhassa İstanbul bir gecede dize geldi. Ani bastıran kışı ve sonrasında yaşananları, karın değişmez sonuçlarından biriyle, bir kardan adamla sizin için konuştuk. - Merhaba kardan adam bey... - Reca ederim, resmiyeti bırakın. Bana kısaca 'Kardan' diyebilirsiniz. - Öyle mi? Pekala Kardan, nasıl gidiyor hayat? Gelişiniz yine pek tepeden inme oldu bu yıl da. Hahahahah... - Bırrrrr... Yani beni de üşüttünüz ya. Siz böyle espri yapmaya devam ederseniz ben yazı da burada geçiririm korkarım... - Bir dakka şimdi. Ne bu korkarım falan ağızları? Memnun değil misin yani ülkemizde olmaktan? - Olsa mıydım yani? Senelerdir gelirim bu İstanbul'a, bu gelişimde yaşadıklarım yetti yani... - Hayırdır? - Sormayın bir hayır, bir hayır... Eskiden bizi çocuklar yapardı. Okul bahçesine, ara sokaklara, arka bahçelere baş köşeye kurulurduk. Şimdi öyle mi? Misal beni önce iki sarhoş yaptı. Kaldırımın tam ortasına. O kafayla yapılan kardan adamdan ne hayır gelir. Ben döndüm mü Picasso'nun tablolarındaki ecüş bücüşlere... Neyse onlar beceremeyince üstüme işeyip gittiler. Sonra bir kadın geldi, beni bir güzel benzetti. - Kardan adama mı? - Hayır Eşref diye birine. Kocasıymış. Beni o halde görünce "Ben sana kardan adam olamazsın demedim, adam olamazsın dedim. Elin karılarından belsoğukluğu kapa kapa sonunda komple soğumuşsun, buz kesmişsin. Oh olsun" diyerek beni tekmelemeye başladı. Allahtan başka birileri gelip, beni kurtardılar. İçlerinden biri işsiz bir heykeltıraşmış. Beni adam gibi bir kardan adam yapıp gitti. Sonra burnuma havuç taktı birileri. Elime süpürge verdiler. Derken başkaları gözüme kömür taktı. - Ohh bitmiş işte daha ne? Bir kardan adam daha ne ister? - Huzur ister huzur. Burnuma takılan havuç daha akşamına fakir fukara tarafından yağmalanınca resmen bunalıma girdim. Gözüme taktıkları meğer kaçak kömür parçasıymış. Beni emniyete götürmeye kalktılar ifademi almak için. Kapkaççılar süpürgemi çaldılar. Az daha tecavüze uğruyordum ki, son anda kurtarıldım. - Geçmiş olsun. - Ben yine iyiyim. Daha beter durumda olan kardan adamlar da var. Bir tanesine otobanda araba çarpmış. - Otobanda kardan adamın ne işi var kardeşim. O da abartmış. - Onun suçu yok. Trafik sıkışınca millet can sıkıntısından yapmış. Sonra da yol açılınca bırakıp gitmişler. İlk gelen araba bizimkini altına almış. Bu daha bir şey değil... Böbrek mafyasının eline düşen bile var. - Kardan adamda böbrek ne arasın? - Tipi sırasında onun kardan adam olduğunu anlamamışlar ki. Bir eve götürmüşler. Kardan donmuş halde bulduklarını sandıkları adamın kardan adam olduğunu anlayınca bunu eriyene kadar dövmüşler. - Vay be. Peki son bir soru, ileride kardan adam olmak isteyen kartoplarına ne önerirsiniz? - Hiç tavsiye etmem. Hele İstanbul'da sakın. Bu iş bitmiş buralarda. Oysa eskiden bu iş prestijliydi, eridin diye ağlayanlar olurdu. Erimeyesin diye evinin buzdolabında koruyanlar olurdu. Şimdi kimsenin salladığı yok. Aklım olsa ben de hareketli bir işi tercih ederdim. Genç kartoplarına tavsiyem çığ olup milletin başına düşsünler daha iyi. Yoksa adam gibi davranmakla bu memlekette başlarına gelmedik kalmaz, ona göre...
|