| |
Ders gibi
İzmir'de, Ege-Koop'un Eğitim Semineri'nde, İzmir Valisi Yusuf Ziya Göksu kürsüye çıktı... Ve "35 yıllık idareci, 15 yıldır da Vali'yim" söze başladı. Sonra da "yaşadıklarından" birkaç örnek verdi. Göksu, İzmir'e vali olunca ilçe, ilçe dolaşmaya başlamış. Aliağa'da bir "inşaat" görüp, sormuş: - Ne inşaatı? - Hastane. Kaç yıldır yapılıyor? - 13 yıldır. - Ne zaman bitecek? - Efendim, bu ödenek temposu ile on yıldan önce bitmez. Vali bey İzmir'e dönünce hemen "kadrosunu" toplamış: - Arkadaşlar, Aliağa'daki hastanenin bitmesi için ne kadar para lazım? - Efendim, dokuz milyara inşaatı tamamlarız... Fakat Ankara para göndermiyor. Yusuf Ziya Göksu hemen "Özel İdare'den kaynak yaratmış." Ve hastane "üç ayda bitmiş."
*** Vali bey "bir şey daha" söyledi: - Gittiğim illerde spor salonuna ihtiyaç oluyordu... Ankara ihale yapıyor, inşaatı Ankara denetliyordu... Şunu fark ettim... Ankara'nın bir spor salonu yaptığı parayla, Vali olarak ben üç spor salonunu bitiriyordum.
*** İş eğer "Ankara'ya bırakılıyorsa..." "Zaman" israf ediliyor. "Kaynak" israf ediliyor. Vali bey bunları öyle açık, öyle ayrıntılı anlattı ki... Salonun tamamı "öğretmeni dinleyen öğrenci gibi" dinledi. Kimseden "en ufak itiraz" gelmedi. Ve konuşmasının sonunda İzmir Valisi Yusuf Ziya Göksu uzun, uzun alkışlandı.
*** Seminerdeki oturumlardan birinde "kamu yönetimi reformu... Ankara'nın bazı yetkilerinin yerel idarelere devri" konuşuldu. Konuşan hiç kimse "böyle bir reform gereksiz" demedi. Zaten Vali beyin sözleri salonda sanki hala yankılanıyordu. Fakat konuşanlar "farklı bir şey" söylediler: - Bir devlet reformu gerekiyor ama..... "Ama" dedikten sonra kimi "Hükümete" yüklendi. Kimi "Başbakanlık Müsteşarı'na." Bu yüklenmeler de "hayli alkış getirdi."
*** Oturumdaki konuşmacılardan biri eski Bayındırlık Bakanlarından Erol Tuncer'di. Dinleyicilerden biri Tuncer'e "şöyle bir soru" sordu: - Herkes, Hükümet Tasarısını eleştiriyor... İyi, hoş da eleştirenlerin bir önerisi var mı?.. Türkiye için en doğrusu nedir?.. Nasıl bir yönetim reformu gerekli?.. Neden bu söylenmiyor?.. Örneğin siz bu konuda bir çalışma yaptınız mı? Soru "dört dörtlüktü." Erol bey "yazılı soruyu" yüksek sesle okudu. Gördük ki, salondakilerin çoğu "doğru" diye baş sallıyordu. Erol Tuncer "Toplumsal, Ekonomik, Siyasal Araştırmalar Vakfı" başkanı TESAV). "Dersine iyi çalışan" bir devlet adamı. "Evet" dedi: - Hazırlığım var... Önerilerim var.
*** Toplum sadece "eleştiri" istemiyor. Eleştirinin yanında "öneri de" bekliyor.
*** Türkiye'nin "gelecek yüzyılını" ilgilendiren "devlet reformu" ne bir partinin işidir ve ne de sadece iktidarın. Böyle bir reform "geniş katılımı... Büyük uzlaşmayı" gerektirir. Hükümet "bunu" mutlaka aramalı. Ama başta üniversiteler olmak üzere, toplumun bütün kesimleri de "dersine iyi çalışmalı... Önerisini ortaya koymalı." Yoksa, İzmir'deki dinleyici gibi biri, olmadık zaman, olmadık bir soruyu patlatıverir.
|