| |
İstanbul'da parti mi önemli aday mı?
Son günlerde bulunduğum tüm ortamların ortak iki konusu var.. Popstar yarışması ile belediye seçimleri.. Soru aynı.. Kim alır? Yanıt da aynı:
Popstarı bilmem ama yerel seçimleri AKP alır.. Aslında merak edilen şu: AKP seçimi alır da yüzde kaç ile alır? İstanbul'u rahat alır mı? Bu konuda çeşitli görüşler var.. Kimine göre AKP İstanbul'u rahat alır.. Türkiye genelinde de yüzde 50'nin üzerine çıkar.. Kimine göre de o kadar kolay değil.. AKP'nin değil ama karşı cephenin çıkaracağı aday çok önemli.. Bir tane güçlü aday çıkarsa onun çevresinde bir toparlanma olur.. Örnek mi?
CHP Kemal Derviş'i aday gösterseydi, AKP zorlanırdı.. Peki ya Gürtuna faktörü? Gürtuna da seçimin kilit isimlerinden.. Konuşulan şu: AKP Gürtuna'yı aday gösterirse çok farklı kesimlerin de oyunu alır.. Yüzde 50'nin üzerine çıkabilir.. Ama Gürtuna başka bir partiden aday olursa.. Örneğin CHP, örneğin DYP.. O zaman kafalar karışabilir.. Adaylar belli olmadığı için aslında bütün bunlar çok bilinmeyenli denklem gibi.. Bu şimdilik seçimin gizemli yönü.. Seçimin bilinen yönleri de var.. Bu seçim gergin bir ortamda geçmeyecek.. Belki de yerel seçim ilk kez yerel seçim havasında, yerel seçim mantığında, yerel seçim şartlarında yapılacak.. Çok gerilere gitmeyelim.. 1989 seçimlerinden beri genel politik argümanlar yerel seçimlere damgasını vurdu.. Dalan'ı seviyorduk, hizmetlerini beğeniyorduk ama canımız Özal'ı cezalandırmak istedi..
Sözen aradan sıyrıldı.. 1994 seçimleri de farksız değildi.. Merkez sağdaki bölünme yerel seçime de yansıdı.. Seçim Çiller- Yılmaz kavgasına dönüştü..
Kazançlı çıkan Tayyip Erdoğan oldu.. 1999 seçimlerinde ise genel seçimlerle bir arada yapılmasına rağmen, yerel unsurlar daha fazla dikkate alındı.. Gerçi Erdoğan'ın 'mağdur' sıfatını yemesi, onun koltuğunu bıraktığı kişiye yönelik sempatiyi artırdı ama seçmen, partilerden çok adayları değerlendirdi.. Önüne bir yığın sandık konulmasına rağmen seçimini çok bilinçli yaptı.. İlçe belediye başkanını da, anakent belediye başkanını da, iktidara getireceği partiyi de düşünerek seçti..
Her sandıkta ayrı tercih yaptı.. Örnek mi? Türkiye'de o tarihte DSP ve MHP rüzgarı esiyordu.. Ecevit'e İstanbul'da yüzde 30 oranında oy çıkmasına karşın, DSP liderinin gösterdiği aday yüzde 20'lerde kaldı.. Seçmen DSP adayı Temizel'i beğenmedi.. Ecevit'i başbakan yaptı ama gösterdiği adayı belediye başkanı yapmadı.. Yerel tercihini farklı kullandı.. Demek ki partiler kadar artık adaylar da önemli.. DSP adayı Temizel örneği göz önündeyken artık hiçbir parti 'Kimi koysam kazanır' diyemez.. Kimin kazanacağı kadar, AKP'nin yüzde kaç oy alacağı da tartışılıyor dedim.. Peki AKP yüzde 50'nin üzerine çıkarsa ne olur, yüzde 35-40 düzeyinde kalırsa ne olur? Bu konuda da ilginç görüşler var.. Çeşitli tahminler var.. Seçimin bu boyutu da yarın..
|