| |
Bilek güreşi sorun çözmüyor
Girmeyi çok istiyoruz ama AB'nin ne olduğunu anlamış değiliz.. Üye olmak için sadece önümüze konan kriterlere uymamız yetmiyor.. Olaya 'Bir takım yasal düzenlemeler yaparsınız, uygulamaya koyarsınız, olur biter' mantığıyla bakarsak müzakere için tarih alsak bile müzakereler onlarca yıl sürer.. Çünkü tam üye olmamız için her şeyden önce zihniyet devrimini gerçekleştirmemiz gerekiyor.. Toplum olarak da birey olarak da..
Şu Kıbrıs'ı ele alalım.. Söze 'hain' diye başlıyoruz bu yüzden de bir adım öteye gidemiyoruz.. Bugün MGK var.. Türkiye'nin en kritik toplantılarından biri yapılacak.. Ankara, Kıbrıs konusundaki duruşunu, posizyonunu netleştirecek.. Netleştirmek zorunda.. Çünkü Başbakan önce BM Genel Sekreteri Kofi Annan ve Bush ile görüşecek.. Bu iki kritik görüşme hem KKTC'nin hem de Türkiye'nin geleceğini belirleyecek..
İşte Türkiye böyle bir kritik noktada ama biz hala 'hain' düzeyinin ötesinde bir tartışma platformu sağlayamadık.. Hainsin.. Bana hain diyemezsin.. Ver kurtulcusun.. Sen de statükocusun.. Kıbrıs bu dört cümlenin ötesine geçemedi.. Bu dört sığ cümlenin üzerine çıkamadı.. Soruyorum: Kendimiz gibi düşünmeyenleri en ağır dille itham ederek mi AB kapısından gireceğiz? AB'de tartışma adabı bu mu? Neyse.. Ankara dış politikada müthiş bir atağa kalkmak zorunda.. İstese de istemese de yapacağı bütün görüşmelerin ekseni Kıbrıs olacaktır..
*** O zaman.. Mihenk noktası Davos olsun.. Ya 'Evet, biz bu sorunu çözmeye kararlıyız diyerek' ortaya bir plan koyalım.. Ya da 'Bizim için Kuzey Kıbrıs her şeyden önemlidir' diyelim, kesip atalım..
Davos'ta Annan'a kararımızı bildirelim.. Kararsız, ikircikli, çözüm istiyormuş gibi davranıp sürekli bariyer koyan politikayı terk edelim.. Hükümet farklı, asker farklı düşünüyor görüntüsü Türkiye'yi yıpratıyor.. Güçsüzleştiriyor.. Boynunu büküyor.. Başbakan Annan ile görüşecekse, Bush ile masaya oturacaksa güçlü oturmalı..
Bugün yapılacak MGK toplantısı Başbakan'ın elini güçlendirmeli.. Kıbrıs sorununu öyle bir noktaya getirdik ki, bilek güreşine çevirdik.. Kim kimin bileğini bükecek? Bütün derdimiz bu.. Ama bu bizim tarihsel hastalığımızdır.. Hangi konu olursa olsun.. Hemen ikiye ayrılır bilek güreşine tutuşuruz..
Ana konu unutulur gider, bilek güreşinin tarafları ön plana çıkar, taraftarları ağız dalaşına başlar.. Bir süre sonra ne tartıştığımızı bile unuturuz.. Madem AB'ye girmek istiyoruz.. Bilek güreşi adetine de artık bir son verelim.. Buna Kıbrıs'la başlayalım.. MGK enine boyuna tartışsın.. Ankara net, açık, kararlı bir tutumla muhataplarının karşısına çıksın.. Hem böylece zihniyet devrimine başlar.. AB'ye de ilk adımı atmış oluruz..
|